Paylaş
- Malatya Eğitim Vakfı (MEV), bugüne kadar memleketimizde çok önemli işlere öncülük etti. Vakfımızın önderliğiyle memleketimize çok sayıda okul yapıldı, öğrencilerimiz burs katkısıyla eğitimini tamamladı. Burs verilen öğrenci sayısını daha da yükseltmenin yollarını arasak.
LC Waikiki markasıyla tanınan Taha Grubu-Tema Mağazacılık’ın ortaklarından Mustafa Küçük, örnek olarak kendi modellerini aktardı:
- Biz her yıl kârımızın yüzde 10’unu burs ve zor durumdaki öğrencileri giydirmeye ayırıyoruz. Bu şekilde 7 bin öğrenciye ulaştık. 81 ilin valilikleri aracılığıyla öğrenci listesi belirlenir, kıyafetleri ölçülerine göre hazırlanır.
Mustafa Küçük, Taha Grubu’nun kadrosundaki personelden 30 kişinin sadece öğrencilerin giyim yardımları hazırlığına dönük çalıştığını belirtip, ekledi:
- Günde bir kamyon giysi öğrenciler için yola çıkar...
Sonra toplantıda benim olduğumu anımsayınca rica etti:
- Yaptığımız yardımları kamuoyuna anlatmak istemiyoruz. Yazmazsan iyi olur.
İtiraz ettik:
- Neden anlatmıyorsunuz... Bu yardımların diğer işadamlarına da örnek olması gerekir.
Mustafa Küçük, grubun kararını yineledi:
- Aramızda varılan karar böyle... Anlatmayı doğru bulmuyoruz.
Mustafa Küçük, “Yazma” diye rica ettiği için yazmadım. Sözünü ettiğim buluşmadan 5-6 ay sonra, geçen hafta grubun ortaklarından, Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Perakende Zirvesi’nde AMPD Başkanı Mehmet Nane’nin sorularını yanıtlarken, bu konuya girdi:
- İş dünyasındaki dostlarımız çok ısrar etti, anlatmaya karar verdim. Bu yıl 10 bin öğrenciye burs ve giysi yardımıyla ulaştık. Parasal değeri 36 milyon lirayı buluyor. 2.4 milyon parça giysi dağıttık. Gelecek yıl 14 bin öğrenciye burs ve giysi yardımıyla ulaşmayı hedefliyoruz.
O günün akşamı Vahap Küçük’ü aradım:
- Kardeşiniz Mustafa Küçük yazmamı istememişti ama iyi ki kurduğunuz modeli anlatmışsınız...
- Toplantıdan sonra arayıp, modelimizi incelemek isteyenler oldu... Böyle bir etki yapmasına sevindim.
Geçen cuma günü de Sabancı Vakfı’nın düzenlediği “Hayırseverlik Dünyayı Değiştirebilir mi” seminerini izledim. Seminerin yabancı konukları arasında “Philantro-capitalizm” (Hayırsever kapitalizm) kitabının yazarı, The Economist dergisi New York Büro şefi Matthew Bishop ile King Baudoin Vakfı’nın Direktörü Luc Tayart De Borms vardı.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, babaannesi Sadıka Sabancı’yı anlattı:
- Babaannem, 36 yıl önce tüm mal varlığını bağışlayarak vakfımızın kurulmasına öncülük etti. Yaptığı yardımların bilinmesini hiç istemezdi. Zaten kültürümüzde de bu vardır.
Ardından Sakıp Sabancı’nın konuya bakışına değindi:
- Sakıp Amcam, topluma örnek oluşturması açısından yapılan yardımların anlatılmasından yanaydı.
Sonra yeniden Sadıka Sabancı örneğine döndü:
- Sakıp Amcam, yaptırdığımız okul ve yurtların üzerine Sabancı adının yazılması gerektiğini ilk söylediğinde Babaannem itiraz etti. Sakıp Amcam zamanla ikna etti...
Sadece eğitim penceresinden bakınca bile Sabancı Vakfı’nın, Koç Vakfı’nın, Türk Eğitim Vakfı’nın, Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın, Kadir Has’ın, İbrahim Çeçen’in, Eren Holding’in, Doğan Holding’in yaptığı yardımları, Türkiye’nin dört bir yanında okullara imza atan hayırseverleri görüp, onları örnek almamak mümkün mü?
“Gösteriş”e kaçmamak kaydıyla hepsini kamuoyuyla paylaşmakta yarar var...
Duyurulan her yardım, bir yenisini tetiklerse fena mı olur...
İstanbul Modern’de ‘Ermeni Mimarlar’ sergisini görün
ARZU Komili’nin anne ve babası Alev-Halis Komili’yle birlikte Paul Kasmin Gallery’nin açılışı öncesi Kıbrıslı Yalısı’nda verdiği davette Eczacıbaşı Holding ve İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’yla sanata ilgiyi konuştuk:
- Paul Kasmin Gallery’nin İstanbul’a gelmesi önemli. Sanat krizden bile neredeyse etkilenmedi. Çok ilgi var...
Sonra İstanbul Modern’in Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’yla karşılaştım:
- İstanbul Modern’de “Batılılaşan İstanbul’un Ermeni Mimarları” sergisi açıldı. Mutlaka görmelisiniz.
- Kaç mimarın eserleri sergileniyor?
- 40 mimarın eserleri var... Dolmabahçe Sarayı’ndan Kuleli Askeri Lisesi’ne
kadar pek çok simge binada Ermeni mimarların imzası bulunuyor.
“Batılılaşan İstanbul’un Ermeni Mimarları” sergisinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı (AKBA), Uluslararası Hrant Dink Vakfı ve HAYCAR Mimarlar ve Mühendisler Derneği rol oynamış...
Sergide 40 Ermeni mimarın
100’ü aşkın eseri fotoğraflarıyla tanıtılıyor...
Görmekte yarar var...
İstanbul Ataşehir, ‘Finans Serbest Bölgesi’ mi olacak
İSTANBUL Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) 25’inci yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen etkinlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tavsiyesini ortaya koydu:
- Kamu bankalarının, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) İstanbul’a taşınması için yasal hazırlıklara başladık. Bence İMKB de onlarla birlikte Ataşehir’e taşınmalı.
İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, konuyu soranlara yanıt verdi:
- Bu öneriyi ilk kez duyuyorum ama bana mantıklı geliyor.
Hükümet, İstanbul’u en azından bölgemizin “finans merkezi” yapmak içih hazırlıklar yapıyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) de bu projeye destek veriyor. Bu çerçevede SPK, BDDK, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası’nın İstanbul’a taşınması söz konusu olacak...
Ankara’dan İstanbul’a yeni taşınacak kurum ve bankaların Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından Ataşehir’de belirlenen yere taşınmasını anlamam mümkün.
Ya adı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası olan kuruluşun İstinye’deki yerinden vazgeçip Ataşehir’e taşınmasının altında yatan mantık ne?
Eğer hükümetin önünde Ataşehir’de bir “Finans Serbest Bölgesi” oluşturma planı varsa, orada bulunacak kurumlar, kuruluşlar için farklı yasal altyapı düzenlenecekse, İMKB’nin de oraya taşınması haklı görülebilir...
Aksi halde İMKB’nin İstinye’de olmasıyla Ataşehir’de bulunması arasındaki fark nedir?
Ataşehir’e taşınmak,
İMKB’ye ve “İstanbul Finans Merkezi” projesine ne tür bir katkı yapar?
Paylaş