Paylaş
- Üniversite kontenjanlarının hızla artıyor olması, işsizlik sorununu çözmüyor, öteliyor.
Ardından üniversite mezunu işsizlerin sayısının altını çizdi:
- Üniversite mezunu işsizlerin sayısı 2 milyonu aşmış bulunuyor. İş bulanların önemli bir bölümü de yetiştikleri alanların dışında istihdam ediliyor.
Meslek yüksek okullarının rolüne vurgu yaptı:
- Medeni dünyada üniversitelerden başka bir de asli görevleri öğrencilerine meslek edindirmek olan meslek yüksek okulları var. Meslek yüksek okulları, öğrencilerini istihdam avantajı olan işkollarına dönük yetiştiriyor, doğrudan uzmanlık geliştiriyor.
Yeri gelmişken Başkanlığını Ömer Faruk Berksan’ın yürüttüğü İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın desteklediği Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nu anlatmaya koyuldu:
- Kapadokya Meslek Yüksek Okulu, bir üniversiteye bağlı değil. Arkasında bir holding veya cemaat de yok. Vakıf okulu konumunda bulunuyor. Program müfredatları, yol, yöntem, usul, yani know-how’dan oluşuyor. Aslında usta-çırak ilişkisine akraba bir eğitim yöntemini benimsiyor.
Eğitimde kimlerin rol aldığına işaret etti:
- Bölümler, ilgili sektörlerin profesyonellerinin akıl hocalığında yürüyor. Özel sektörden önemli isimler ders ve seminerler veriyor.
Benimsedikleri modelin yararını ortaya koydu:
- Böylece öğrencilerimiz iş hayatı ile yakınlaşıyor. İşverenler de okulumuza duyduğu güveni mezunlarımıza “şet” (Ahilerin kuşak bağlama yöntemi) kuşandırarak gösteriyor. Yani biz Kapadokya MYO’da mezunlarımıza “şet” bağlıyoruz.
İş garantisinin de böylece kendiliğinden oluştuğunu kaydetti:
- İş hayatının ihtiyaç duyduğu niteliklere uygun, kaliteli müfredat, istihdam garantisini mümkün kılıyor. Öğrenci daha okula girerken kariyerini çiziyor, çalışmak istediği sektörü belirliyor. Sistem de çok iyi işliyor.
Müdürlüğünü Funda Aktan’ın yaptığı Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nun fark yaratan bölümlerini sıraladı:
- Ürgüp Mustafapaşa’da ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki iki yerleşkede, sivil hava ulaştırma işletmeciliği, kabin memurluğu, uçak teknisyenliği, balon pilotajı, at atrenörlüğü ve aşçılık eğitimi veriyoruz.
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki yerleşkenin özelliğine dikkat çekti:
- Bir havalimanında bulunan tek havacılık okulu bizimki. Buradaki öğrenciler, havalimanının çeşitli bölümlerinde yarı zamanlı çalışma şansına sahip. Sivil havacılık gibi özellikle iddialı olduğumuz bir alanda öğrencilerimiz paha biçilmez deneyim sahibi oluyor.
Alev Alatlı, Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nu böyle anlattıktan sonra kabin memurluğu bölümünden mezun olan öğrencilerin “iş garantisi” rahatlığını yaşadıkları mezuniyet töreninden bir fotoğraf da gönderdi...
2 milyonu aşkın üniversiteli işsizin olduğu Türkiye’de mezuniyet kepini fırlatırken hemen işe başlayacağını bilmek büyük ayrıcalık değil mi?
Mersin’e Zafer Çağlayan Dış Ticaret ve Lojistik Meslek Lisesi yapacaklar
GEÇEN cumartesi günü saat 14.30’da Abdurrahman Yıldırım ve Kerim Sallancı ile birlikte Mersin’de Akdeniz İhracatçıları Birliği’nin (AKİB) merkez binasındaki konferans salonuna girdiğimizde AKİB Akademi’de eğitimlerini tamamlayan girişimci ihracatçılara sertifikaları veriliyordu.
Törende Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, AKİB Koordinatör Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, Başkan Yardımcısı Hayri Uğur, Başkanlar Kurulu Üyeleri Bülent Aymen, Zeki Kıvanç, Uğur Ateş, Ali Can Yamanyılmaz, Mahmut Arslan ve Ali Kavak başta olmak üzere, bölgedeki ihracatçı birliklerinin yöneticileri vardı.
Adnan Ersoy Ulubaş, “AKİB Akademi”nin önemine değindi:
- Bu yıl ilk kez başlattığımız programa 1000 kişi başvurdu. 90 kişi bu dönem eğitim aldı. Hepsi girişimci ihracatçı oldu. AKİB Akademi, bundan sonra ihracatçı yetiştirmeye devam edecek.
Sonra eğitime dönük bir hedefini paylaştı:
- AKİB’e bağlı birlikler olarak Mersin’e bir Dış Ticaret ve Lojistik Meslek Lisesi yapmayı düşünüyoruz.
Zafer Çağlayan, Ulubaş’ın bu planını sertifika törenindeki konuşmasında paylaştı:
- AKİB bünyesindeki ihracatçı birlikleri el ele verecek, Mersin bir Dış Ticaret ve Lojistik Meslek Lisesi’ne kavuşacak. Türkiye, dünyanın en büyük lojistik oyuncuları arasında yerini alacak. Bunda Mersin’in büyük rolü olacak.
Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, başarılı ihracatçılar ile yazılarıyla sektöre katkıda bulunan Abdurrahman Yıldırım, Celal Toprak, Ali Ekber Yıldırım, Sinan Tanyıldız, Mehmet Uluğtürkan, Okan Müderrisoğlu ve benim de aralarında bulunduğum gazetecilere ödül töreninde meslek lisesiyle ilgili bir adım daha attı:
- Yapılacak liseye isim vermek valinin yetkisindedir. Mersin’e yapılacak Dış Ticaret ve Lojistik Meslek Lisesi’ne “Zafer Çağlayan” adının verilmesi kararımı buradan anons ediyorum.
Adnan Ersoy Ulubaş’a sordum:
- Bu lise size kaça mal olur?
- 3 milyon liralık bir bütçeyle tamamlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu lisenin benzerlerini AKİB’in kapsamına giren diğer illerimize de yapmayı hedefliyoruz.
Böylece “Zafer Çağlayan Dış Ticaret Meslek Lisesi”nin yapımına dönük karar devreye girmiş oldu...
Keçiboynuzu kremasını üretip rafa çıkardılar
AKDENİZ İhracatçı Birlikleri’nin AKİB Akademi sertifika töreninde eğitimdeki başarısıyla öne çıkan Volkan Dağlı, Halil Öztoprak’la birlikte Ecotech Tarım Gıda adlı şirkette geliştirdikleri Carobella adını verdikleri keçiboynuzu kremasıyla ilgili bir sunum yaptı.
Halil Öztoprak, fındık ezmesi gibi ekmeğe sürülerek yenilebilen keçiboynuzu kremasının pekmezden önemli farkına dikkat çekti:
- Pekmez yapılırken devreye ateş de girer. Yani pişirme vardır. Krema öyle değil. Keçiboynuzu doğrudan kremaya dönüşür. Krema, yüzde 100 keçiboynuzudur.
Ardından keçiboynuzunun özelliklerine vurgu yaptı:
- Ürettiğimiz kremada rafine şeker yok, kolesterol yok, kafein ve yağ yok. Kalsiyum oranı ise sütün 3 katı düzeyinde.
Keçiboynuzunun bugüne kadar çok fazla ticarileşemediğini kaydetti:
- Ülkemizde binlerce ton keçiboynuzu yetişir ama bunun çok az bölümü pekmeze dönüşmesi gibi ekonomiye kazandırılabiliyor. Biz Carobella’yı ihracat için önemli ürüne dönüştüreceğimize inanıyoruz.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, sunumu izledikten sonra şu yorumu yaptı:
- Bu iş “kuru kavaktan düdük çıkarmaya” benziyor...
Sonra ihracatta katma değerin artması gerektiğine dönük hesabı ortaya koydu:
- 2011’de 90 milyon ton ihracat yaptık. Kilosu 1.46 dolara denk geldi. İhracatımızı daha fazla artırmak için miktarı 250 milyon tona çıkarmak kolay değil. Onun yerine kilo başına gelirimizi 2.5-3 dolarlara çıkarmamız gerekiyor...
Turquality kapsamındaki 70’i aşkın markanın kilo başına ihracat geliri 2.19 dolara çıkabildiğine göre, bu hedefe ulaşmak hiç de hayal gibi görünmüyor...
Paylaş