Annesi ‘fakirim’ diyor, Polonya’dan Cem Uzan’a para akıyor

‘Artık elinizin altında İmar Bankası, Adabank yok. Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik Enerji Bakanlığı’na döndü. Diğer şirketlerinize de TMSF olarak biz el koyduk. Buralardan en azından görebildiğimiz, izleyebildiğimiz kadarıyla size para gelmiyor. Buna karşın hálá ‘avukat ordusu’yla çalışıyorsunuz. Yüzlerce dava açıyorsunuz. Bu gücü nereden buluyorsunuz?’

Cem Uzan, soruyu rahatlıkla yanıtladı: ‘Bize Polonya’dan para geliyor...’

Cem Uzan’ın adres gösterdiği Polonya, TMSF için yabancı değildi... Çünkü, Uzan Grubu’nun Polonya’da bir çimento fabrikası vardı. TMSF tüm çabalarına karşın, Polonya’daki çimento fabrikasına el koymayı, en azından para akışını kontrol etmeyi başaramamıştı. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, bunun gerekçesini şöyle açıkladı: ‘Biz Polonya’daki fabrikanın peşindeyiz... Ancak, sürekli el değiştirme gerçekleştiriyorlar... Ama yine de bu işin peşini bırakmayacağız.’

Oysa aynı TMSF, Uzan Ailesi’nin İsviçre’deki hesaplarına bile ulaşmayı başarmıştı. Ertürk, İsviçre hesaplarıyla ilgili eldeki bilgileri şöyle özetledi: ‘Uzan Ailesi’nin İsviçre’deki hesaplarında 180 milyon dolara yakın nakit para tespit ettik. Bu para Uzan Grubu şirketlerinden değişik zamanlarda yapılan havalelerle gönderilmiş. Ayrıca İsviçre’deki bir bankada Uzanlar’a ait iki de kasa belirledik. İçinde tam olarak ne bulunduğunu bilmiyoruz. Çünkü, sadece tedbir koydurabildik. İçinde altın sertifikalarıyla çeşitli hisse senetleri olduğu bilgisini aldık. Ama bunların parasal değeri nedir, henüz bilmiyoruz. Ayrıca o para ve altın sertifikalarıyla hisse senetlerini alıp alamayacağımız konusu oradaki mahkemenin vereceği karara bağlı.’

Peki Kemal Uzan’ın eşi, Cem ve Hakan Uzan’ın annesi Melahat Uzan’ın İstanbul Yeniköy Muhtarlığı’ndan ‘fakirlik belgesi’ talep etmesini TMSF nasıl yorumladı?

Ertürk de Melahat Uzan’ın ‘fakirlik belgesi’ macerasını gazetelerden öğrenmiş: ‘Melahat Hanım’ın bu girişimi bizim de dikkatimizi çekti. Bu girişim sıkışmaya başladıklarını gösteriyor. Çünkü, sadece bize karşı bile yüzlerce davaları var. Bunlar için bedel ödemeleri gerekiyor. Avukatlara ciddi para gidiyor. Demek ki artık zorlanıyorlar. O yüzden dava açarken ‘teminat’ yatırmaktan kurtulmak amacıyla ‘fakirlik belgesi’ peşinde koşuyorlar...’

TMSF, Uzanlar’ın İsviçre’deki hesaplarını yakalayıp, tedbir koyuyor...

Polonya’daki fabrikaya da el koymanın yollarını arıyor...

Orası da tıkanırsa Uzanlar yeni hareket alanı bulur mu dersiniz?

Liranın itibarını koruyana ‘vatan haini’ denir mi

MERKEZ Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Bakanlar Kurulu’nda ‘faizi neden hızlı indiremeyeceğini’ anlatıyor, tepki Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı’dan geliyor: ‘Biz kurtuluş savaşı veriyoruz... Bazıları Ali Kemal’lik yapıyor...’

Satıcı, ‘Ali Kemal’ benzetmesiyle Serdengeçti’ye ‘vatan haini’ diyor... Satıcı, hükümete yüklenip, ihracatçıyı rahatlatacak başka formüller isteyeceğine, faturayı Serdengeçti’ye kesip, hálá, ‘Liranın itibarını boşver, doları yükselt, ihracatın önünü aç’ edebiyatı yapıyor...

Görev süresi 2006’da dolacak Serdengeçti’nin arkasından ‘teneke çalma’ sinyalleri veriyor...

Bu tavır yıllık 72 milyar doları aşan ihracatı gerçekleştiren bir sektöre yakışıyor mu?

Döngel Kárhanesi’nde bizi kullandılar

TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk’e takıldım: ‘Döngel Kárhanesi’ni izlediniz mi?’

Güldü: ‘Ben izlemedim. Bir arkadaşımız gala gecesine gitti. Bizi üzecek herhangi bir durum söz konusu değil... Zaten filmde TMSF adı doğrudan kullanılmıyor...’

Filmi izleyen TMSF yöneticisi, konuyu yönetime özetlemiş. TMSF yönetimini güldüren sahnelerden biri, el konulan genelevin eski sahibi ile atanmış müdür arasındaki şu diyalog olmuş:

- Beyefendi, ben de peze...’im, sen de... Aramızda ne fark var?

- Olur mu, ben hiç olmazsa ‘geçici peze....’im’

Ertürk, ‘Döngel Karhanesi’ ekibinin, filmin dikkat çekmesini sağlamak için bir anlamda TMSF’nin adını kullandıklarını düşünüyor...