Paylaş
- Haydi Enver, Emirgan’a gidelim. Bir de top alalım, orada oynarız.
İki liseli delikanlı İstanbul’un Anadolu yakasındaki Haydarpaşa’dan Avrupa yakasına geçip önce Rumeli Hisarı’nı gezdi. Sonra Emirgan’a gitti. Bir plastik top alıp bütün gün oynayıp koşturdu. Akşama doğru yorgun düşünce Enver Yücel, arkadaşına döndü:
- Mehmet Ali, gel şurada birer çay içelim.
Aydınlar uyardı:
- İçmeyelim bırak, pahalıdır burası...
Yücel ısrar etti:
- Boş ver, içelim. Bardakları denize atarız, çay içtiğimizi anlamazlar.
Çayları içtiler, denize atmaya fırsat bulamadan garsonlar bardakları topladı. Aydınlar, çay parasını ödedi. Cebinde 25 kuruş kaldı. Yücel’de hiç para yoktu. Kendince çözüm üretti:
- Kolumda bir saat var. Gel şuradan bir saatçi bulalım. Bunu satar yolumuza gideriz.
Yürüye yürüye bir saatçi buldular. Ancak, saati satamadılar. Emirgan’dan Beşiktaş İskelesi’nde kadar yürüdüler. 25 kuruş, ikisinin Haydarpaşa’ya geçmesine yetmiyordu. Yücel, bir formül geliştirdi:
- Mehmet Ali, sen o 25 kuruşu bana ver. Ben otobüsle Fatih’e gidip abimden para alıp geleyim. Sen beni burada bekle. Tamam mı?
Yücel, Fatih’e gitti. Ancak, abisi evde yoktu:
- Şimdi parasız, pulsuz ne yapacağım? Mehmet Ali’ye nasıl haber vereceğim?
Çaresiz abisinin eve dönmesini bekledi. Abisi gece geç vakit eve döndü. Durumu utanma-korku karışımı bir duyguyla anlattı:
- Mehmet Ali saatlerdir beni Beşiktaş İskelesi’nde bekliyor. Ona haber de veremedim.
Abisi sakinleştirdi:
- Olan olmuş... Merak etme o çocuk başının çaresine bakmıştır. Şimdi yat sen. Sabah ola hayr’ola.
Sabah erkenden kalktı, apar topar okula gitti. Arkadaşlarına Aydınlar’ı sordu. Her sorduğu arkadaşından aynı yanıtı aldı:
- Mehmet Ali’yi dünden beri görmedim.
Kaygısı arttı, arkadaşlarına Aydınlar’ı bulabilecekleri yeri söyledi:
- O şimdi Beşiktaş İskelesi’ndedir. Haydi oraya gidelim.
Arkadaşları şaşkınla sordu:
- Aaaa, neden? Sabah sabah orada ne işi var?
Yücel, Beşiktaş İskelesi’ne doğru yola koyulacakken Aydınlar ortaya çıktı ve sordu:
- Dün gece neden gelmedin?
Yücel, olanları anlattı. Aydınlar’a gece nasıl bir çözüm bulduğunu sordu, şu yanıtı aldı:
- Uzun süre bekledim. Sanırım 4 saat sonra tarih hocamız Galip Tamtürk’ü gördüm. Senin para getirmeni beklediğim söyledim, “Bekleme evladım, al şu parayı, okula git” dedi.
Yücel, bu kez teşekkür etmek üzere Galip Tamtürk’ün yanına gitmeye hazırlanırken Aydınlar gerçeği anlattı:
- Gece saat 11.00’e kadar, 4 saat seni bekledim. Senden ümidi kesince Çarşıkapı’daki Arapgir Öğrenci Yurdu’na gitmeye karar verdim. Çaresiz oraya kadar yürüdüm. Orada üniversitede okuyan abilerimiz vardı. Geceyi onların yanında geçirdim. Sabah erkenden Haydarpaşa’ya geldim.
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, 1973’teki lise yıllarından bu öyküsüne “Hayatım Eğitim” adlı kitabında yer verdi.
1973’te 25 kuruş için kıvranan Enver Yücel, bugün eğitim sektörünün önde gelen kuruluşlarından birinin patronu...
Mehmet Ali Aydınlar sağlık sektörüne damgasını vuran, sektörde öne çıkan bir iş insanı...
BİRİNİN CİROSU 3 MİLYAR LİRA, DİĞERİNİN YABANCI GELİRİ 124 MİLYON DOLAR
- EĞİTİM sektörüne Uğur Dersanesi ile adım atan Enver Yücel’in patronu olduğu Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nda görev yapan öğretmen sayısı 20 bini, öğrenci sayısı 170 bini aşıyor. 50 ilde okulları bulunan Yücel, 81 ili kapsamayı hedefliyor. Kendi vakfının sahibi olduğu Bahçeşehir Üniversitesi’nin yabancı öğrenci geliri 124 milyon dolara ulaşıyor. Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi markasını ABD’ye de taşımış bulunuyor.
- Sağlık sektörüne damga vuran Mehmet Ali Aydınlar’ın kurduğu Acıbadem Grubu’nun çoğunluk hisseleri 2011 yılında Malezya’nın kamu fonunun sahibi olduğu şirkete 2 milyar doları aşan toplam değer üzerinden satıldı. Aydınlar, o satış sırasında Integrated Healthcare Holding adlı şirketin hissedarları arasına girdi. Halen Aydınlar’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüttüğü Acıbadem Grubu’nun 2017 cirosu 3 milyar lira dolayında. Aydınlar, ayrıca kendi vakfı üzerinden kurduğu tıp ve sağlık ağırlıklı üniversiteyi de yönetiyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş