Paylaş
Sohbetin başında Harun Çallı’nın kendi işlerine odaklandık. Çallı’dan Adapazarı’ndaki tesislerinde “peynir altı suyu tozu” ürettiklerini öğrenince, 2004 yılı yazını anımsadım.
2004 yılı yazında Bahçıvan Gıda’nın kurucusu Mecit Bahçıvan aramış, Lüleburgaz’a yaptıkları yatırımı görmemi istemişti. “Peynir altı suyu tozu”nu da ilk o zaman, Bahçıvan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açıklamalarıyla öğrenmiştim:
- Bu fabrikada peynir altı suyu artık doğaya olduğu gibi bırakılmıyor. İşlenip, “peynir altı suyu tozu” elde ediyoruz.
- Ne işe yarıyor peynir altı suyu tozu?
- Çikolatadan pastaya birçok üründe peynir altı suyu tozu vardır. Ülkemizdeki üreticiler genelde ithal ediyorlardı. Biz şimdi o ihtiyacın bir bölümünü karşılayacağız.
Harun Çallı’ya 2004’deki fabrika turunu anlatıp, peynir altı suyu tozunu bildiğimi aktardım:
- Aslında 1960’larda Kars’ta ilk peynir altı suyu tesisi kurulmuş. Zamanla yürümediği dönemler olmuş. Şimdi peynir altı suyu tozu üreten başka şirketler de var.
- Siz peynir de üretiyor musunuz?
- Hayır...
- Peynir altı suyunu nereden buluyorsunuz?
- Adapazarı, Kocaeli ve Bursa’yı kapsayan 200 kilometrelik uzaklığa kadar olan bölgede 30-35 peynirhaneye gidip, suyu topluyoruz.
Çallı, peynir altı suyunu doğaya bırakmanın zararına dikkat çekti:
- Peynir altı suyunu arıtmadan doğaya salmanın zararı var. Peynir altı suyunun karıştığı yerlerde balık yetişmez.
- 1 kilo toz için ne kadar peynir altı suyu gerekiyor?
- 25 kilo...
Bu noktada Avrupa ile Türkiye’nin farkına vurgu yaptı:
- Avrupa ülkelerinde peynir altı suyunda yüzde 10’un üzerinde yararlı madde kalır. Bizde en sonunda lor da üretildiği için, yararlı madde oranı yüzde 7’ye iner.
- Aslında bir anlamda çevreyi koruyan iş yapıyorsunuz. Bu durumda peynir altı suyunu parayla mı, yoksa bedava mı alıyorsunuz?
- Dönemine göre değişiyor. Nakliye her durumda bize ait. Kimi zaman bedava alıyoruz. Kimi zaman da para ödememiz gerekiyor.
Çallı, günde 10 ton peynir altı suyu işlediklerini belirtip, ekledi:
- Peynir altı suyu tozu iyi işlenirse, bebek mamasında da kullanılıyor...
Çallı Ailesi gibi “toz” üretmek üzere tesis kuranlar varken, hâlâ ürettiği peynirin altından çıkan suyu zararını bile bile doğaya bırakanlar var mıdır acaba?
Sadece üretici değil tüketici de desteklensin, ‘okul sütü’ sürekli olsun
HARUN Çallı ve İlknur Menlik, Türkiye’de sütçülükle ilgili desteğin eksik yanına vurgu yaptı:
- Ülkemizde hayvancılık destekleniyor. Üretici sıkıntılı günlerde anında hayvanını kesime gönderiyor. Oysa tüketimin desteklenmesi, sektöre istikrar kazandırır.
- Tüketime destek için ne yapmak gerekiyor?
İlknur Menlik yanıtladı:
- Birçok ülke bu işi “ücretsiz okul sütü” projeleriyle çözmüş durumda.
- Türkiye’de de zaman zaman “okul sütü” projesi gündeme geliyor.
- “Okul sütü”nün süreklilik kazanması, sektörümüze de istikrar sağlar. Bir yandan da sağlıklı nesiller yetişmesine olanak verir.
Harun Çallı, sütün beslenmedeki önemine vurgu yaptı:
- Çocuklukta içilen süt, 20 yıl sonra gündeme gelebilecek bir hastalığı bile frenler.
ASÜD, yıllık üretimleri toplamı 3 milyon tonu aşan 76 kurumsal üyeyi temsil ediyor. Türkiye, toplam 12.2 milyon ton yıllık süt üretimiyle dünyada 15’inci sırada yer alıyor. Bu sütün yüzde 27’si modern tesislerde işleniyor.
ASÜD, özellikle AB ülkelerine dönük lobiye 700 bin Euro harcıyor.
Afrika’nın bile Türkiye’den giden dünya markası dondurmada “AB kriteri” araması, bunun gerekliliğini ortaya koyuyor...
Pakdemirli’nin ‘Pak Yağ’ı şişmanlatmayacak
İSTANBUL Bağcılar’daki Holiday Inn Oteli’nin patronu Ali Nahit Bozatlı’nın oğlu Ali Yavuz Bozatlı’nın sünnet düğününde ANAP döneminin “süper müsteşar”lıktan Başbakan Yardımcılığına kadar değişik görevlerde bulunmuş önde gelen ismi Ekrem Pakdemirli’yle karşılaştık.
- Vestel’deki göreviniz sürüyor mu?
- Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum.
- Bir de üniversitede ders veriyordunuz...
- Sadece o değil. Torbalı’da zeytin silkme makinesi üretiyoruz. Ayrıca “şişmanlatmayan yağ” işini de başlatıyoruz.
- O nedir?
- TÜBİTAK’ın desteğiyle zeytinyağının vücutta tanınma oranını yüzde 5.5’ten 55’e çıkarmayı başardık. Böylece, şişmanlatmayan bir yağ geliştirdik. Bu yağı obezler ve şeker hastaları da rahatlıkla tüketebilecek. Çünkü, bu yağın vücuttan atılma oranı yükselmiş olacak.
- Pazara hangi markayı sunacaksınız?
- Pak Yağ olacak...
- Peki üzerinde “zeytinyağı” diye mi yazacak?
- “Zeytinyağından üretilmiştir” ibaresi konulacak...
Bu sohbet sonrası arşivleri taradım, çıkan haberlerden Pakdemirli’nin bu işe 11 yaşındaki torununun yaşadığı sağlık sorunuyla birlikte kafa yorduğunu gördüm.
Yolları Turyağ’da kesişti ASÜD’ü Ülker’den devraldı
HARUN Çallı ve İlknur Menlik’le konuşurken, ASÜD’ün kurucu başkanının Ülker Ailesi’nden Ali Ülker olduğunu anımsattım:
- Ali Ülker görevi bana devretmiş oldu.
- Ulusal Süt Konseyi’nin ilk başkanı da Ethem Sancak’tı...
Çallı yanıt verdi:
- Ethem Sancak istifa edince, orada da görev bana kaldı.
Sohbet biraz daha ilerleyince, Çallı Ailesi’yle Ülker Ailesi’nin yolunun Turyağ’daki ortaklıkla kesiştiğini anladım.
Çallı Ailesi, 3 yıl önce Turyağ’ı Edip Uğur’la ortak almış. Uğur, daha sonra hisselerinin bir bölümünü Ülker’e satmış. Turyağ’daki ortaklık yapısı, 3 aile arasında yüzde 33’er payla eşitlenmiş.
Çallı, ortaklık yapısını aktardıktan sonra ekledi:
- Yağda Yayla markamız ön planda. Turyağ’ı Edip Uğur yönetiyor.
Paylaş