20 milyon dolara başladı 220 milyon dolara bitti

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Formula 1 davetiyesine eklediği kısa mektuba şöyle giriyor:

‘Büyük edebiyatçımız Yahya Kemal der ki, ‘İnsan bu alemde hayal ettiği müddetçe yaşar’. İşte biz de hayal ettik ve Formula 1 hayalimizi gerçekleştirdik...’

Peki bu hayal başta İstanbul Ticaret Odası (İTO) olmak üzere Türkiye’ye kaça patladı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi fatura 4 katına mı çıktı? Gelinen noktadan memnun muyuz?

Yanıtı İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’tan alıyorum, İTO meclis tutanaklarından aktarıyor:

Formula 1 projesi ilk gündeme geldiğinde planlanan maliyet 20 milyon dolar.

Bu rakam daha sonra 60 milyon dolara çıkarılmış.

Yetmeyeceği anlaşılınca 80 milyon dolara karar verilmiş.

O da yetmemiş, harcama planı 100 milyon dolara çıkarılmış.

Ben görevi devraldığımda faturayı 153 milyon dolara yükselttiler.

İş bittiğinde maliyetimiz tamı tamına 160 milyon doları bulmuş oldu.

Yalçıntaş hemen bir noktayı vurguluyor: ‘Bu sözünü ettiğim tümüyle piste harcanan paradır. Yani, tribünden park yerlerine kadar içerdeki herşeyi kapsıyor. Çevre yollarını ise belediye-valilik çözdü.’

Çevre yollarını da katınca Formula 1 için yapılan İstanbul Park’ın faturası 220 milyon dolara ulaşıyor.

20 milyon dolarla yola çıkılıp, 220 milyon dolar harcanarak Formula 1’e ev sahipliği yapmaktan pişmanlık var mı?

Yalçıntaş hiç de öyle görünmüyor: ‘Asla pişmanlık yok. İstanbul Park’ta gerçekleşen Formula 1’i dünyanın çeşitli ülkelerindeki 203 değişik televizyon kanalı 1.5 saat boyunca yayınladı. Bunların sadece çıplak yayın değeri toplamı 3.7 milyar doları buluyor. İşin Türkiye’nin tanıtını değerini siz düşünün.’

Yalçıntaş
, Türkiye için önemli kozlardan biri haline gelen İstanbul Park’ı gerçekleştiren İTO’nun başında bulunmanın ve motor vınlamalarının heyecanıyla konuşuyor:

‘Bundan sonra Türkiye’de Formula 1 ruhunu yaymalıyız. Bunu görev edinmeyi düşünüyorum.’

Yalçıntaş
, ‘Formula 1 ruhu’nu da üç maddede özetliyor:

Bu öyle bir yarış ki, insanın bedenini zorluyor.

Aynı şekilde insan beyni müthiş zorlanıyor.

7 düvelden insanı modern Babil Kulesi’nde buluşturup, kardeşlik havası yayıyor.

Yalçıntaş, bu sözleriyle Türkiye’ye, ‘Beynimizi, bedenimizi zorlayarak, barış içinde çalışalım’ çağrısı yapıyor.

Yalçıntaş, bir adım daha ileri gitmek istiyor: ‘Dünyanın ikinci büyük spor organizasyonunu gerçekleştirdik. Öyleyse birincisini, yani olimpiyatları neden almayalım?’

Evet... 220 milyon dolar harcadık, Yalçıntaş’ın hesabına göre 3.7 milyar, reklamcı bakışıyla 10 milyar dolarlık tanıtım yapmış olduk...

Öyleyse bu işe öncülük eden İTO’nun önceki Başkanı Mehmet Yıldırım ve dönem arkadaşlarına, 57’inci hükümetin spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü’ye de teşekkür edelim...

Daha büyük hedeflere doğru yola koyulalım...

800 kişi çalışıyor 2 kişi yarışıyor

KOÇ
Allianz Murahhas Azası Kemal Olgaç’ın davetiyle pazar sabahı 8.30’da şirketin Altunizade’deki merkezinde buluştuk. Saat 9’da birlikte İstanbul Park’a doğru yola koyulduk.

Erken saatte yola çıktığımız için trafik rahattı. Saat 9.40’ta İstanbul Park’a vardık. O saatte bile uzun araç kuyruğuyla karşılaştık. İstanbul Park’a girişimiz saat 10’u buldu. BMW Williams F1 Team adına düzenlenmiş Paddock’taki VIP salonuna geçişimiz oldukça kolay oldu.

Saat 11.30’da BMW Williams F1 Team’den bir rehber eşliğinde Paddock turu yaptık. İşe önce lastiklerden başladık. Lastikler, yarışa hazır olması için özel kılıflar içinde 45 derece ısıda korunuyordu.

Rehberimiz elindeki çantayı göstererek, ‘Size bir süprizim var’ dedi ve çantadan BMW F1 araçlarında kullanılan bir direksiyon simidi çıkardı: ‘17 yıldır bu işi yapıyorum. Konuklarıma ilk kez gerçek direksiyon gösteriyorum.’

Rehberimiz her aşamada fotoğrafımızı çekip, göndereceği sözünü verdi: ‘İstanbul Park Paddock alanı, Avrupa’daki benzerlerinin tam 2 katı büyüklükte. İstanbul Park gerçekten muazzam olmuş.’

Rehber, Formula takımlarının araçlarını ve tüm destek ekipmanlarını taşıyan tırları işaret etti: ‘F1’in patronu Bernie Ecclestone, buradaki tüm ekipmanların, araçların mutlaka yepyeni görünmesini ister, tırların herhangi birinde en küçük boya zedelenmesi gördüğünde alan dışına çıkarır. Ayrıca Paddock bölümünde hem takımdakilerin hem de pilotların gece konaklaması yasak. Buradan 2.5 kilometre uzakta ayrı bir konaklama alanı düzenlendi, hazırlık boyunca orada konakladık.’

Biz rehberimizle turlarken, F1’in patronu Ecclestone da, Paddock’ta takımların son hazırlıklarını denetliyordu.

Rehbere, BMW Team için kaç kişinin çalıştığın sordum: ‘Şu anda bu yarış için yaklaşık 90 kişi var. Ama fabrikada 800 kişi çalışıyor. Bakın dikkatinizi çekiyorum: 2 pilot yarışıyor, 800 kişi çalışıyor. Demek ki pilotlara çok iş düşüyor.’

Saat 13’te de pit alanına, yani yarış araçlarının bakım bölümüne indik. Pit alanı, o saatte, bir anda Türk iş dünyasının ve sosyetesinin geçiş alanına döndü. KalDer Eski Başkanı Yılmaz Argüden gördüğü manzarayı ‘Büyük bir şov’ diye niteledi. Borusan Holding’in CEO’su Agah Uğur ise ‘Her zamanki sorunumuz trafik dışında herşey mükemmel, burada büyük iş başarılmış’ yorumunda bulundu.

Sadece BMW Team örneği bile F1’in ne kadar büyük bir organizasyon olduğunu gösteriyor.

Düşünsenize 2 kişi yarışıyor, 800 kişi doğrudan ekmek yiyor.
Yazarın Tüm Yazıları