2.4 milyar TL’lik konut yardımı krize çözüm paketine girer mi

17 ŞUBAT 2009 Atina... Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Ziraat Bankası’nın Atina şubesinin açılışı sonrası, şubenin bulunduğu binaya komşu otelde, bir yandan dün TBMM’den geçen "mini paket"i anlatıyor, diğer taraftan sorularımızı yanıtlıyor.

İş dünyasının AKP’yi destekleyen, desteklemeyen her kesiminden, "Hükümet krize karşı zamanında harekete geçemedi, önlem almakta geç kaldı" eleştirileri gelirken, Nazım Ekren bu yakınmaları haksız çıkarmaya çalıştı: "2008’in ikinci yarısından itibaren makro dengeleri bozmadan, harcamaları artırma çabasına girdik."

Sonra sıraladı:

Karayollarına 2.8 milyar TL.

GAP’a 1.3 milyar TL.

Konut Edindirme Yardımları (KEY) ödemesine 2.4 milyar TL.

Mahalli idarelere 900 milyon TL.

Ücret iyileştirmesine 900 milyon TL.

Ekren, bunlara başka ekler de yapıp, toplam rakamı ortaya koydu: "Bütçeden ekstradan aktarılan miktar 10.7 milyar TL’yi buldu."

Nazım Ekren, bununla da yetinmedi, "bütçeden 2009 için ekstra yaratılan kaynak" rakamına dikkat çekti: "15.9 milyar TL. Yani, piyasaya 15.9 milyar TL enjekte etmiş olacağız. Bu rakam çeşitli kesimlere yansır."

AKP Hükümeti, aynı "zorunlu tasarruf"larda olduğu gibi, 1990’lı yıllardan kalma bir başka yarayı, KEY hesaplarını da çözdü, 2.4 milyar TL’yi hak sahiplerine ödedi.

Ancak, KEY hesaplarını ödemek global krizin etkisini hiç de öyle "teğet", ya da "psikolojik" değil, derinden hisseden Türkiye için "çözümün parçalarından biri" sayılabilir miydi?

Daha da ötesi, memur maaşlarında yapılan "iyileştirme" ve verilen "enflasyon farkı", yine aynı şekilde "krize karşı önlem"lerden biri olarak görülebilir miydi?

Bu soruları elbette Nazım Ekren’e sorduk: "Kriz ortamı olmasa da biz memura ’enflasyon farkı’ zaten veriyorduk. KEY hesaplarını ödemek de gündemimizde vardı. Ancak, global krizin yaşandığı bir ortamda piyasaya yansıtabildiğimiz her kaynak, nefes aldırır diye düşünüyoruz."

Ekren
’in yanıtının bir bölümünde de "çaresizlik" havası vardı: "Trilyon dolarlık paketleri ortaya koyan gelişmiş ülkeler ’rezerv para’ya (dolar, Euro) sahip. Bizim böyle bir şansımız yok. Makro dengeleri bozmadan kaynak oluşturmaya çalışıyoruz."

Başta Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan olmak üzere bazı bakanlar sıkça, "Filanca sektöre destek için çalışmalar son aşamada" gibi mesajlar verse de, Ekren, kimseye "ekstra umut" havası yansıtmamaya özen gösterdi...

Sözünü, "Paketin kalan bölümünü hafta sonu gözden geçireceğim" diye noktaladı...

Başta otomotiv olmak üzere bazı sektörlerin "can simidi" umudu artık yerel seçim sonrasına kaldı...

Harcamalar seçimle de artsa piyasanın yararına

BAŞBAKAN Yardımcısı Nazım Ekren, "Merkezi bütçeden ’ekstra harcama’ noktaları yaratmaya çalıştıklarını" söyleyince, soruldu:

Kamu harcamalarındaki artışın arkasında ’seçim harcaması’ yok mu?

- Harcama seçim için de olsa kriz ortamında piyasa bundan yararlanır değil mi?

Esnek çalışma ödeneğinde sıkı inceleme yapılacak

BAŞBAKAN Yardımcısı Nazım Ekren’in önemsediği yeni düzenlemelerden biri de, "kısa çalışma ödeneğinde sürenin uzaması, miktarın yüzde 50 artması"ydı. Konu bu noktaya gelince, hemen kuşkular dile getirildi:

’Kısa çalışma ödeneği’ alacak şirketler nasıl belirlenecek? Bu konudaki suiistimallerin önüne nasıl geçilebilecek?

- 6 ay ve mevcudun yüzde 50 fazlası düzeyinde ’kısa çalışma ödeneği’ verilmesi, sıkıntıdan dolayı işçi çıkarmayı gündemine alan şirketler için ciddi bir destektir. Böylesine ciddi bir desteğin kriterleri elbette gözden geçirilir. Mutlaka sıkı incelemeler yapılır.

O zaman "kısa çalışma ödeneği" alacak şirketleri hep birlikte sıkı izlememiz gerekecek...

49 ilde teşvikler seçim yüzünden mi 1 yıl uzadı

TBMM’den geçen "torba yasa"nın içinde bir yandan "bölgesel-sektörel teşvik" sistemine adım atılmasına yer verilirken, diğer taraftan 49 ildeki teşvikler de 1 yıl uzatıldı. Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’e sordum:

Yerel seçim korkusuyla mı 49 ilde teşvikleri 1 yıl uzatmak yoluna gittiniz?

- Hayır. Yeni teşvik sistemi için bir geçiş dönemi gerekiyordu.

Bu yanıt beni pek tatmin etmedi. Hükümet yeni teşvik sistemini 2008 başında devreye alabilirdi. Yani, 2009’u değil, 2008’i "geçiş yılı" yapabilirdi.

TÜİK’in sistemi hata yaptı düzelttiler

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK), aralık ayı imalat sanayi üretim rakamlarını açıklarken, önce tekstil sektöründe üretimin yüzde 40 büyüdüğünü duyurdu... TÜİK, yöneltilen sorular üzerine "hata"sını 4 saat sonra fark edip, düzeltti yüzde 27’ye yakın küçülme olduğunu ortaya koydu...

Yani, Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’e bağlı TÜİK, "skandal" denilebilecek bir hata yapıp, önemli ölçüde güven kaybına uğradı.

Ekren’e Atina’daki sohbette bu da soruldu:

TÜİK’in yaptığı hatayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

- TÜİK’in akıllı sisteminde bir teknik hata olmuş. Nitekim birkaç saat içinde fark edip düzelttiler. Bundan sonra da dikkatli izlerler. Duruma göre kullandıkları sistemi değiştirirler.

Öyleyse bundan böyle TÜİK’e daha da dikkat edelim...
Yazarın Tüm Yazıları