Paylaş
- 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden sonra TMSF’nin “ekseni” kaydı, 1004 şirketimiz oldu...
“Eksen kayması” deyimini TMSF’nin asli görev alanına dikkat çekmek için kullanan Gülal’ın sözünü ettikleri FETÖ’ye kaynak sağlayan ya da destek verdiği şüphesi olan şirketlerdi:
- Biz 1004 şirket için “konkordatonun TMSF’cesi” denebilecek bir adım attık. Geçmiş tecrübelerimiz ve mevzuatın bize verdiği yetkiyle “Ticari, iktisadi bütünlüğü koruma” formülünü uyguladık.
Yönettikleri şirketlerin toplam büyüklüklerini merak ettim, verileri paylaştı:
- Toplam aktif büyüklüğü 55.7 milyar lira. Ciro toplamı da 24 milyar lira. Yönettiğimiz şirketlerin toplam personel sayısı 46 bin 400.
İçi boşaltılmış, kapanma aşamasına gelen bazı şirketleri yaşattıklarını belirtti:
- Plastik ve halı sektöründe önemli yeri olan Naksan’ın içi boşaltılmıştı. Fabrikaları çalıştırdık, 3 bin 600 personel o tesislerden ekmek yiyor. Bu pencereden bakılınca yaptığımız işin sosyal yanı da var.
Naksan ve Boydak Grubu için mahkemeden “müsadere” kararı çıktığını kaydetti:
- Yani, hisseleri Hazine’ye geçti. Mahkeme “müsadere” kararını “terör örgütüne finansman sağlamaktan” verdi.
Boydak Grubu’nda 10 yılın ciro rekorunu kırdıklarını, bu yıl yüzde 35 büyüme yakaladıklarını vurgulayıp, Koza Altın’a uzandı:
- Koza Altın’ın hisse değeri biz devraldığımızda 13 lira idi. 53-54 lira seviyesine çıktı. Kârlılık yüzde 85 arttı. Türkiye’deki madenlerden yılda 25 ton altın çıkıyor. Bunun 8-9 tonu Koza’ya ait.
Yönettikleri şirketlerin ülkenin “milli serveti” olduğunun altını çizdi:
- Biz hepsini en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Sonunda o şirketler için mahkemeden ya “müsadere” ya da “iade” kararı çıkacak. Örneğin, Orkide Yağ için “iade” kararı çıktı. Biz de iade ettik.
Orkide’de verdiği bir karara takıldıklarına dikkat çekti:
- Mahkeme TMSF’yi Orkide’ye “Denetim kayyımı” seçti. Oysa yönetiminde etkin olunmayan bir şirketi denetleme işinin sağlıklı yürümesi zor.
46 ilde yönettikleri şirketler olduğunu bildirdi:
- Aslında 16 büyük grup, aktifler ve ciro açısından bu şirketlerin yüzde 80’ine denk geliyor. Dolayısıyla daha çok büyüklere konsantre olmuş durumdayız.
Söz konusu şirketleri uzun süre ellerinde tutmak istemediklerine vurgu yaptı:
- 2019’un ikinci yarısında bazı şirketlerin satış sürecini başlatmayı planlıyoruz. Satış elbette ihale yöntemiyle olur.
1004 şirketin tamamında olmasa da, TMSF’nin elindeki 16 büyük grup için ihalede hedeflenen “yarış” yaşanır mı?
İNANLAR BİZE BİR AY ÖNCE GELDİ
TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, şu noktanın altını çizdi:
- Ülkemizde sözünü ettiğim 1004 şirketin kayyımlığını TMSF’den daha iyi yapacak başka kurum yok.
İddiasını şu mesajla sürdürdü:
- Başka bir kurum devrede olsa, o şirketlerin yarısı giderdi.
Kendilerini en çok yoranın inşaat şirketleri olduğunu belirtti:
- Vatandaş parayı vermiş, konutunu teslim alamamış. Bu sorunları çözmek kolay olmuyor.
İnanlar adlı şirkete değindi:
- İnanlar bize bir ay önce geldi.
KOZA’DA CİDDİ PARA AKLAMA İŞLEMİ BULUNDU
TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, Koza Altın’daki kârlılık yükselişini anlatırken şu noktanın altını çizdi:
- Koza’da kayıt dışı işlemler vardı, onlar kayıt altına alındı. Ciro ve kârlılık yükseldi.
Mali Suçlar Araştırma Kurulu’nun (MASAK) Koza’da önemli izler saptadığını belirtti:
- Ciddi para aklama işlemleri bulundu.
OFF-SHORE HESAPLAR İÇİN 200 MİLYON DOLAR ÖDEDİK, İÇİMİZ SIZLADI
TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, 1999 sonunda başlayan, 2001 krizinde zirveye çıkan “el koyma” sürecinde 26 bankanın kuruma geçtiğini anımsattı:
- TMSF, o bankalar için 32 milyar dolar ödedi. 23 milyar dolarını tahsil etti. Geri kalanını Hazine karşıladı.
Son dönemlerde kendisini rahatsız eden uygulamayı paylaştı:
- 2011’de verilen bir mahkeme kararı emsal oldu, TMSF çoğu Yurtbank, Egebank ve Sümerbank bağlantılı off-shore hesaplar için 200 milyon dolar ödedi.
Bu ödemelerin içini sızlattığını vurguladı:
- Bu hesapların ödenmemesi gerekir ama Yargıtay’ı ikna edemedik. Önümüze 100 milyon dolarlık bir ödeme daha gelebilir.
Yargıtay’ı ikna için çaba harcadıklarını kaydettip, ekledi:
- Ama Yargıtay konuya, “Devlet bu işten ne kadar zarar eder” diye bakmıyor.
Off-shore hesaplarının ödenmesini şöyle yorumladı:
- Hukuk yoluyla devlet soyuluyor...
Paylaş