Sırbistan azabı

İki takım arasında Kasım ayında İstanbul’da oynanan maç öncesi olaylar çıkmış, bir Sırp taraftar salon dışında bıçaklanarak öldürülmüştü. Bizim lafının nereye gideceğini bilmeyen koçumuzun beyanatı olmasa polisiye vaka ölçeğinde kalacaktı elim olay. Maçın oynanacağı Kombank Arena’nın nasıl bir yer olduğunu en iyi bilenin Ataman olması gerekirdi. Her biri aksiyon filminden fırlamış siyah deri ceketli, savaşdan kalma marşlarla çılgına dönen onbinin üstü her daim gergin, fanatik ötesi taraftardan söz ediyorum. Buradan çıkışın zor olduğunu girişte damarlarınızda hissedersiniz.

KESKİN SİRKE

SALONA, üzerlerinde öldürülen Sırp taraftar Marko Ivkovic’in resminin bulunduğu tişörtlerle gelecekler. Kızılyıldız Yönetimi’nin bu tansiyonu düşürmek için çabaları, maksimuma çıkarılan güvenlik önlemleri işe yaramalı. İtidalli teknik patron Radonjic, spor adamına yakışanı yaparak “Bizi zor ve belirsiz bir maç bekliyor. Bu maç ayrı bir anlam ifade ediyor. Bunun farkındayız ancak sahada sporcu gibi basketbolcu gibi davranmalı ve bu şekilde rakibimizi mağlup etmeliyiz” dedi ve olayı saha içine taşıdı.

BASKETBOL KEYİF ALMA YERİDİR

THY Euroleague Yönetimi, zorlu maçla ilgili Galatasaray’a bir yazı göndererek “Herkes İstanbul’da yaşanan bu trajik olayı hatırlamalı ve benzer hadiselerin tekrar yaşanmaması adına her türlü bireysel davranıştan kaçınıldığına emin olmalıdır. Genel olarak spor ve özellikle basketbol, herkesin takımına tutkusunu gösterdiği bir keyif alma yeridir. Bu tutku her zaman, rakip takım ve taraftarlara tam bir saygı çerçevesinde gösterilmelidir” dedi. Yüzde bin haklılar. Akşam ‘mahcubiyetimizin ağırlığı’ Ataman’ın sırtında. Aynı zamanda Milli Takım Koçu olduğunu da aklından çıkarmadan hiçbir tahrike kapılmadan bilinçli davranmalı. Kolay mı? Değil tabii ki... Onun ayakkabıları içinde olmak hiç istemezdim.