Paylaş
Koyun sürüsünü önüne katan robot çoban köpeği geçen haftanın en çok paylaşılanları arasındaydı. Pandemi esintili, sıkıcı hayatımıza gelecekten göz kırpan bir bilimkurgu sahnesi gibiydi. Ardından sanki ‘Geleceğe Dönüş’ filminden fırlamış gibi bir uçan araba haberi ortaya çıktı, tam oldu. Karantina ruh hali insanın yaratıcılığını körüklüyor ya... Robot köpeği markete yollayıp alışveriş yaptırabilir miyim diye düşünmekten, uçan arabayla güneye kaçmayı hayal etmekten kendimi alamadım. Hayaller yüksek olunca yere çakılma mesafesi de artıyor tabii... Fiyatlarını görünce hemen kendime geldim. Merak etmeyin, sahip oldukları teknoloji yeterince heyecan verici!
‘Evrimin yolu’nu izlediler
Boston Dynamics’in yıllardır üzerinde çalıştığı dört ayaklı robot Spot, artık ünlü bir sima, adeta bir yıldız!
Gelişimini ‘sağlam adımlarla’ sürdüren, düştüğü gibi kalkmasını da bilen, robot gibi bir robot! Asla boş yapmaz. Zaten Boston’da her şey olur, robot konusunda yanlış olmaz. Gezegenin en gelişmiş robotu unvanını patisinde tutan Spot, nihayet son güncellemesini tamamladı ve satışa sunuldu. O artık Spot 2.0! Kenarda 75 bin dolarınız varsa hemen sahiplenebilirsiniz. Robot Spot etrafta köpek ‘kılığında’ dolaşsa da aslında işlev olarak köpeklikle alakası yok. Zaten o paraya dünyanın en zeki köpek yavrusunu yanınıza alıp köpeklere fısıldayan adamla Maldivler’de tatil yaparsınız.
Gerçek dünyada Spot, sanayi robotları adına yeni bir çağın başlangıcını yapıyor. Fabrikalar, tarım, inşaat ve iş sahaları için tasarlanmış... Her zeminde yürümeye programlı, akıllı ve mobilize bir makine. Boston Dynamics mühendislerine göre köpeklere benzemesi aslında bir dezavantaj. ‘İnsanlar sevmeye, sarılmaya kalkar’ diye çekiniyorlarmış. Güçlü motorlara sahip olduğu ve 30 kiloluk metal gövdesiyle çarptığı yeri morartabileceği hemen akla gelmiyor tabii. Neyse ki şimdilik hiç kaza bela çıkarmamış ama kıl payı durumlar da yaşanmış.
Firmanın başmühendisi Zack Jackowski, internet üzerinden yayın yapan haber sitesi The Verge’e verdiği röportajda Spot’un dört ayaklı canlılara benzemesinin kendi tercihleri olmadığını anlatıyor. Amaç her türlü engebeli zeminde ilerleyebilen, merdiven çıkabilen bir robot yapmak olunca doğal olarak ‘evrimin yolunu’ izlemişler. “Hayvanlar milyonlarca yıl evrilerek bedenlerini en iyi şekilde hareket ettirmeyi öğrendiler” diyor Jackowski. Kendileri de Spot’u yıllarca evrilterek yürütmeyi başarmış. İnsanın iki ayak üzerinde durmasının yüzbinlerce yıl sürdüğünü düşününce Boston Dynamics’in neden dört ayakla yetindiğini anlayabiliyorum.
Spot’un diğer hayvanlarla ilişkisine gelirsek... Kediler ve küçük köpekler ilk başta korksa da sonradan alışıyormuş. Büyük köpeklerse bir-iki koklayıp hayal kırıklığına uğrayınca dikkate almıyormuş.
Kapı açıp vanaları kapatacak
Zaten Spot’un ortamı, kendisi gibi yağlı ve gürültülü makinelerin olduğu iş sahaları... Mühendis Sam Seifert, Spot’un çoğunlukla insanların gitmek istemediği yerlerde kullanıldığını anlatıyor. Sıkıcı ama gerekli işlerde iyi performans gösteriyor. Ayrıca fabrikanın etrafını günde 40 kez dönüp aynı yerin fotoğrafını çekmek gibi normal insanı delirtecek işleri de hiç söylenmeden yapıyor. Zaten sıkılacak bir durumu yok, git diyorsun gidiyor. Spot’un işi gerçekten gösterilen yerlere gitmek. Karantina günlerinde firmanın 71 mühendisi yanlarına birer Spot alarak yazılımını hep birlikte evden geliştirmeye başlamış. Verimli ve odaklı çalışma ortamı olunca robotun navigasyon ve otomasyon sistemi üst düzeye taşınmış. Böylece Spot 2.0 güncellemesi tamamlanmış. Spot artık çizilen bir rotayı takip edip görevleri tamamlayabiliyor. Kolay kullanılan bir kumandayla çok uzaklardan yönetilebiliyor. Gideceği yeri gösterince kendiliğinden gidiyor.
Sırada Spot’un aksesuarları var. Geliştirilmekte olan robotik kolu sayesinde yerden bir şeyler alabiliyor, ileride rahatça vanaları, kapakları açıp kapatabilecek.
Boston Dynamics yöneticileri Spot’un ev kullanımına uygun olmadığını, fazla büyük ve hareketli olduğunu belirtiyor. Sanılanın aksine orduya ve güvenlik firmalarına da hitap etmiyor. Askeri operasyonlar için fazla ses çıkarıyor, güvenlik içinse pahalı ve kolayca etkisiz hale getirilebiliyor... Anlaşılan barışsever bir emekçi olmak Spot’un karakterine daha çok uyuyor. Tıpkı ‘organik’ hemcinsleri gibi!..
Hayaldi, gerçek oluyor
‘Jetgiller’, Türk televizyonlarında arabaların uçtuğu ilk çizgi filmdi. Hayal dünyamıza uçan otomobil konseptini yerleştirdi. Ardından, 1985’te başlayan ‘Geleceğe Dönüş’ serisi... Çılgın profesörün zaman makinesine dönüştürdüğü DeLorean marka otomobil gerçek bir efsaneydi. Filmi seyredenler, İsrail menşeli Urban Aeronautics’in geliştirdiği Cityhawk’ın hatlarındaki Delorean esintilerini hemen fark edebilir. Kapıları bile aynı şekilde yukarı açılıyor. Cityhawk, dünyanın hidrojen yakıtıyla uçan ilk otomobili olma yolunda. Urban Aeronautics, geçen hafta hidrojen yakıt hücresi üreten HyPoint ile anlaşmaya vardıklarını duyurdu. Cityhawk bu sayede sıfır emisyon hacmiyle uçabilecek. Otomobilin 2022’de satışa sunulması planlanıyor. Fiyatı yaklaşık 200 bin dolar...
Paylaş