Paylaş
Yapay zekâdan gezegenimiz için tehdit oluşturan unsurları teker teker ortadan kaldırması istenseydi önünde sonunda sıra insanlara gelecekti. Mavi gezegene en fazla zarar veren, en çok kirleten ve haddinden fazla kaynak tüketen canlıyı tespit etmesi uzun sürmezdi. Tam anlamıyla bir paradoks, değil mi?
Yapay zekânın bize nasıl bir gelecek hazırladığı konusunda Silikon Vadisi’nin dâhi çocuğu Sam Altman’ın da ciddi endişeleri var. Altman, OpenAI şirketinin CEO’su ve ünlü ChatGPT’nin yaratıcısı. Birkaç ay önce “Yapay zekâ hepimizi yok edebilir, medeniyetimizin sonunu getirebilir” şeklindeki açıklamalarıyla gündeme oturmuştu. Mayıs ayında Amerikan Ulusal Kongresi’ne beyanatta bulunan Altman bir yol ayrımında olduğumuza işaret ederek “Yapay zekâ geçmişte matbaanın bilgi ve öğrenim imkânlarını geniş bir alana yayıp sıradan insanları güçlendirdiği nitelikte mi olacak yoksa atom bombası gibi teknolojide çığır açtığı halde korkunç sonuçları halen peşimizi bırakmayan bir soruna mı dönüşecek” diye sormuştu.
LiveScience.com internet sitesindeki bir makaleye göre insanların yapay zekâya dair taşıdığı olumsuz duygular ve endişeler genel olarak iki kategoriye ayrılıyor: Yapay zekânın bilinçli hale gelip bizi yok etmeye kalkacağı fikri ve kötü niyetli kişilerin elinde şeytani amaçlara alet olacağı fikri. İnsanların korktuğu şeylerden biri de yapay zekânın süper akıllı hale gelmesi ve kendisini bizden üstün görüp hepimize ‘maymun muamelesi’ yapması. Ancak kimi uzmanlar kıyamet senaryolarının odak dağıttığını ve kamuoyu algısını gerçek tehlikelerden uzaklaştırdığını savunuyor. Zira insanları ve toplumu etkileyecek faktörlerin başında işgücü kaybı geliyor. Nisan ayında küresel araştırma şirketi Goldman Sachs’ın güncel bir raporuna yer vermiştim. Yakın gelecekte 300 milyona yakın tam zamanlı işin yapay zekâ marifetiyle otomasyona dönüştürüleceği bildiriliyordu.
"Ne bir melek ne de bir canavar; onu yaratan biziz ve sadece kendimizi dizginlememiz gerekiyor."
SUÇLULARA İMKÂN VEREBİLİR
İki hafta önce sektörün önde gelenleri tarafından yayımlanan açık mektup durumun ciddiyetine vurgu yapıyor. Cambridge, Toronto, Oxford, Berkeley, Tsinghua gibi üniversitelerden 24 üst düzey akademisyenin imzası var mektupta. Turing ödüllü Yoshua Bengio, Geoffrey Hinton ve Andrew Yao’nun en başta olduğu listede Yuval Noah Harari, David Krueger, Stuart Russel gibi tanınmış isimlerin yanı sıra Oxford Üniversitesi’nden Türk akademisyen Atılım Güneş Baydın da var. Mektupta yapay zekâ geliştiren sektörlerin kontrol mekanizmalarını arttırmaları gerektiği yönündeki uyarıların yanı sıra hükümetlere eylem çağrısında bulunuluyor…
Bildiriden önemli satır başlıkları şu şekilde: “İnsanlık yapay zekâ sistemlerini daha güçlü hale getirmek için büyük kaynaklar ayırıyor ancak bunların çok azını güvenlik ve olası zararları azaltma yönünde kullanıyor. Söz konusu sistemler sosyal adaletsizliği büyütme, stabiliteyi bozma ve toplumun paylaştığı temel gerçeklik anlayışını zayıflatma tehdidi barındırıyor. Aynı zamanda büyük ölçekli suç ve terörizm faaliyetlerine imkân verebilirler. Bilhassa birkaç güçlü aktörün eline geçerse küresel eşitsizliği çoğaltabilir veya özerk bir savaş çıkarabilir, kitlesel manipülasyon yaratabilir ve yaygın bir gözetleme sistemine dönüşebilir.” Bildirinin anafikri açık. Bütün bu risklerin yapay zekâ yokken bile finans sistemi, sağlık sistemi ve nükleer enerji gibi sahalarda mevcut olduğu fakat yasal regülasyonların bunları önleyebildiği anlatılıyor. Yapay zekânın da aynı kapsama alınması talep ediliyor.
Bildiride tüm meseleyi somutlaştıran ve çarpıcı bulduğum bir örnek daha var. Üstelik çok alışık olduğumuz bir yerden… Tıpkı ticari menfaati için denizlere ve nehirlere atıklarını döken, toprağı zehirleyen, havayı kirleten şirketler olduğu gibi… Yapay zekâ yarışında öne geçmek için kontrol önlemlerini umursamayacak, yönetmeliklere uymayacak, insan yaşamını ve sosyal yapının önceliklerini hiçe sayacak şirketler ve şahıslar asıl tehlikeyi oluşturuyor. Mesele yine aynı yerde düğümleniyor: Yapay zekâ ne bir melek ne de bir canavar; onu yaratan biziz ve sadece kendimizi dizginlememiz gerekiyor.
Çarşamba günüyse Britanya Yapay Zekâ Güvenlik Zirvesi’nde aralarında Çin ve ABD’nin de olduğu 28 ülke gerekli yaptırımların ve güvenlik kontrollerinin uygulanması konusunda deklarasyon imzaladı. Bletchey Bildirgesi adı verilen kısa metinli belgede “Yapay zekâ modellerinin bariz kabiliyetlerinden kaynaklanan, kasıtlı veya kasıtsız olmak üzere ciddi, hatta felaket düzeyinde zarar potansiyeli vardır. Yapay zekâdan kaynaklanan birçok risk unsuru doğası gereği uluslararası niteliktedir ve dolayısıyla uluslararası işbirliği yoluyla en iyi şekilde ele alınabilir. Yapay zekâyı insan odaklı, güvenilir ve sorumluluk sahibi kılmak için kapsayıcı şekilde birlikte çalışmaya kararlıyız” ifadeleri kullanıldı.
Dünya Ekonomik Forumu birkaç ay önce yayımladığı bir raporunda önümüzdeki 5 yıl içinde 14 milyon iş pozisyonunun yapay zekâ dolayısıyla yok olacağının altını çizdi.
Paylaş