Paylaş
Twitter’ın dünyanın en çılgın CEO’su tarafından satın alınması gündemi fazlasıyla meşgul ediyor. Geçen haftalarda Elon Musk’ın ‘şef tweet’ olmasıyla birlikte ırkçılık yönündeki kaygıların ve nefret söylemlerinin artış gösterdiğini aktarmıştık. Kısa süre sonra öngörüldüğü şekilde Donald Trump’ın hesabının yeniden açıldığı haberi geldi. Twitter’ın ‘özgür ifade’ platformu niteliğinin azınlıkların aleyhine gelişmesi ortamın havasını bulandırırken, diğer yanda başka bir sorun baş göstermeye başladı... Elon Musk, başa geçer geçmez şirketin yönetim kadrosunu kovmanın yanında mühendisler, programcılar, analistler gibi hayati altyapı kadrolarını da topluca işten çıkarınca, platformun temeli sarsılmaya başladı. Üzerine çalışanların ofis binasına birkaç gün girmesini yasaklayan bir ültimatom geldi. Tüm bunların neticesinde Twitter zaman zaman yavaşladı, kimi bölge ve ülkelerde erişim problemleri yaşandı. Nihayet Twitter’da sosyal medyanın belki de en ironik hashtag’lerinden biri ortaya çıktı: #RIPTwitter. (Huzur içinde yat Twitter). Twitter ölüyor mu, site çökecek mi, iflas mı edecek gibi söylentiler son günlerde ayyuka çıktı...
Kendi ayrılan da çok
#RIPTwitter hashtag’inin trend olmasına Elon Musk’ın verdiği yanıt, sıradışı karakterine yakışır biçimdeydi. Normalde bir CEO’nun güven verici sözler sarf etmesi, açıklamalarda bulunması beklenir... Musk, meşhur internet mimlerinden biri olan, mezar başında zafer işareti yapan adam fotoğrafını, mezar taşına twitter logosu yerleştirilmiş haliyle paylaştı. Elon Musk’ın tarzını anlayanlar için normal bir şaka da olsa kimsenin yüreğine su serptiği söylenemez... Söz konusu erişim problemlerine teknik personel azlığının neden olduğu birçok kaynak tarafından doğrulanıyor. Kovulanlar kadar, boğucu atmosfere uyumlanmayı reddedip işten ayrılanlar da mevcut. Yeni CEO’nun, artık ‘hardcore’ (aşırı, zor, sert) biçimde çalışılacağını bildirmesiyle mesai saatleri de artmış ve kilit isimler işi bırakmaya başlamıştı. Twitter’ın siber güvenlik biriminin başında yer alan Lea Kissner ilk istifa eden isimlerden biri. 10 Kasım’da görevinden ayrılan Kissner, attığı tweet’te bunun zor bir karar olduğunu belirtmiş fakat istifasının sebebini açıklamamıştı. Kissner’ın yerine kimin geçtiği, 450 milyon kullanıcılı platformun önemli güvenlik operasyonlarını kimin yönettiği henüz açıklanmış değil.
“Site çökecek mi, yoksa iflas mı edecek, Twitter ölüyor mu gibi söylentiler son günlerde ayyuka çıktı.”
İnternet sitesi çöküntüleri, erişim problemleri ve sorun bildirimlerini grafiklerle yayımlayan DownDetector.com raporlarına bakıldığında gerçekten ortada bir sorun olduğu anlaşılıyor. (Çarşamba günü itibariyle) Son 24 saat içerisindeki grafikler, sitenin normalin üstünde devre dışı kalma problemi yaşadığını gösteriyor... Yine de SpaceX, Tesla gibi ileri teknoloji şirketlerini yöneten Elon Musk’ın başında olduğu bir platformun uzun süre teknik problemler yaşayacağını düşünmüyorum. Sunucu takviyeleri ve yeni kadro atamalarıyla erişim problemleri giderilecektir.
Musk’ın paylaştığı tweet.
Ancak güvenlik meselesi çok daha derin ve platforma özel tecrübe gerektirdiği için daha hassas. Kuytuda bekleyen hacker’ların boşluğu fırsat bilip ataklarını çoğaltması ve kullanıcıları ilgilendiren güvenlik problemlerinin artması olası. Platformun güven değerinin düşmesiyse genel istikrarı bozabilecek etkenlerin başında geliyor. Nitekim ‘mavi tık’ olarak bilinen ‘Twitter Blue’ özelliğinin paralı hale gelmesiyle bir anda onaylı gibi görünen sahte hesaplar türemişti. Taklit edilen ABD’li ilaç firması Eli Lilly tarafından atılmış gibi görünen bir tweet, şirketin hisselerini düşürmüş ve 15 milyar dolarlık değer kaybına neden olmuştu.
Twitter’ı bütün sosyal medya platformlarından ayıran özelliği, kitlelere hitap eden sanatçıların, önemli politikacıların hatta devlet liderlerinin bile halka seslenmek için kullandığı bir mecra olması. Bu anlamda eşi benzeri yok... Twitter teknik anlamda bir miktar kan kaybedip sonra kendisini toplasa bile güven ortamının sarsılmaması için elini çok daha çabuk tutması gerekiyor. Musk’ın da Mark Zuckerberg gibi ‘kendisinin en büyük düşmanı’ haline gelmemesi ve platformu olabildiğince çabuk eski günlerine döndürmesi, dijital toplum adına en hayırlısı olacak...
MİNİ BİLGİ:
‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’ Ernest Hemingway’in ünlü romanının ismidir. İspanya İç Savaşı’nda geçen roman, her bir insan hayatının tüm insanlık için değerli olduğu felsefesini odağına alır ve kilisede çalan cenaze çanlarının bir kişi için değil, tüm insanlığa seslendiği mesajını verir.
Paylaş