Paylaş
Bu kez de aynı duygular içindeyim. Kifayetsiz sözler edeceğim belki ama etmeden de duramıyorum.
Bursa’nın en medeni, modern, gelişmiş, Türkiye’nin en çok üniversite mezununun yaşadığı ilçeler sıralamasında üçüncü olan Nilüfer’de yaşıyorum. Hal böyle olunca beklentiniz de yüksek oluyor. Medeni olmanın, modern olmanın, gelişmenin sadece maddi değil beşeri etkilerini de görmek istiyorsunuz, ama gerçek size oyun oynamaya devam ediyor.
Covid-19 salgını sürecini 2.5 ay iyi idare ettiğimizi düşünenler arasındayım. Ama son birkaç haftadır işler öyle değil. Salgının tekrar yayılması endişesini taşıyanlardanım ancak daha büyük medeniyet ölçümüzün düşüklüğünde.
Sokaklara çıkıldığında maskesiz insanları gördükçe hayretler içinde kalıyorum. Maskeyi kahramanlar takar. Bakın çizgi romanlara, fantastik filmlere. Örümcek adamdan Zorro’ya, Batman’dan Maskeli Süvari’ye kadar.
Maskeyi takan sadece kendini gizlemek amacını gütmez, sevdiklerini korumak için de takar maskeyi.
Günümüzün maskeli kahramanları da, hiç kuşku yok ki sağlık çalışanları. Hem kendilerini, hem tüm insanlığı koruyorlar maskeleriyle.
Bizim kültürümüze ise biraz yabancı maske. Bizde kahramanlar, çoğunlukla somut-gerçek kişiler olmuş. Maskeye gerek görmeden, mertçe mücadelelerini vermişler. Ama bu yine somut kötü karakterler karşısında gerçekleşmiş.
Geldiğimiz nokta maskeli kahraman olma dönemi. Unutmayalım ki maskeyi kendimiz için takmıyoruz. Bu sıcakta yaşadığımız darlanmayı, medeni bir insan olarak, başka insanları da kendimiz kadar düşündüğümüz için takıyoruz. Gelin siz de birer maskeli kahraman olmayı seçin. Aksi, maskesi düşen kahramanın, yakınlarının başına gelen kötü olaylardaki gibi olacaktır.
Maske-mesafe ve hijyen üçlüsünden vazgeçmeyelim. Biz üçlüleri severiz. Kurufasulye-pilav-cacık, karpuz-peynir ekmek. Hadi bari bu nedenden takın maskeleri, koruyun mesafeyi, yıkayın elleri.
Maskesiz kalmayın, sağlıcakla kalın.
Paylaş