Paylaş
Uluabat Gölü içine kurulu Gölyazı Mahallesi, hem göl üzerindeki toprak parçasını, hem de o toprak parçasında yaşayanların kaderinin göl olduğunu vurgulayan çok anlamlı bir isme sahip.
Kaderini göle bağlayan insanların yaşadığı, bu dünyaca ünlü mahallenin sıkıntısı bir kaç yıldır çok büyük. Ünü ta Japonyalara kadar uzanan, dizilerin doğal set alanı olmasıyla da Türkiye’de çok insanın artık yakından bildiği Gölyazı’nın son durumu içler acısı.
Yaklaşık iki yıldır süren altyapı çalışmaları nedeniyle Gölyazıya ulaşmak neredeyse bir Çin işkencesi. Ulaştınız diyelim, her türlü zorluğu göze alarak, adanın etrafında gezmek başka bir dert.
Geçen yılın Mart Ayı’nda Gölyazı’nın bağlı olduğu Nilüfer’in Belediye Başkanı Bozbey, medyaya yansıyan ifadeleriyle isyan ediyor. Bakın 2017 Mart Ayı Belediye Meclis Toplantısı’nda ne demiş Bozbey:
“Ben Gölyazı’ya gittiğimde utanıyorum. Hafta sonları binlerce insanın ziyaret ettiği bölgede insanlar böyle mi karşılanmalı? Her yer kazılmış, yollar perişan. Gölyazılılar en az iki yıl daha bu sıkıntıları çekecek gibi görünüyor. Sazlıkların temizlenmesi konusunda ise kurul yıllardır kimseye dokundurtmadı biz de ellemedik, elletmedik. Şimdi ise fikir değişti temizlettiriyorlar. Biz Gölyazı’nın tanıtımını çok yaptık ama konuklara gereken hizmet verilmiyor. Birçok proje ürettik ama altyapı çalışmaları yüzünden hayata geçiremedik.”
ALT YAPI KURUMLARI...
Sonra aynı yıl Ağustos Ayı’nda Vali İzzettin Küçük’e, Gölyazı’da bilgi veririken Bozbey; “ Altyapı kurumları çalışmalarını bir an önce tamamlayıp buradan ayrılırsa biz de projelerimizi hayata geçireceğiz. Meydan projemiz var ama kuruldan onay bekliyoruz. Onay gelince projelerimiz başlayacak ve konaklama üniteleri de ortaya çıkacak” diye dert yanıyor. Orada bulunan BUSKİ yetkilileri ise bölgede içme suyu hatları yenileme ve kanalizasyon çalışmalarını tamamladıklarını belirterek 15 gün içerisinde Gölyazı’dan ayrılacaklarını kaydediyor. UEDAŞ ve Bursagaz yetkilileri ise Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun izin vermemesinden dolayı çalışma yapamadıklarını dile getirerek izin talebinde bulunuyor.
Ve geçen ayın Belediye Meclisi’nde de aynı derdini dile getiriyor Bozbey:
“Özellikle dört yıldır altyapı kurumlarının her biri bir yıl öteledi. Bu nedenle ne yolları yapabildik ne de diğer hizmetlerimizi gerçekleştirebildik. Maalesef orada istediğimiz sonucu alamıyoruz. Binlerce insan geliyor ve neden yapmıyoruz diye bizleri eleştiriyor ama müsebbibi altyapı kurumlarıdır. Altyapı kurumlarının hepsini şikayet ediyorum. Dört yıldır bu altyapı çalışmaları öylesine devam ediyor. Valiliğimiz ve Büyükşehir Belediyesi ile dayanışma içerisinde buraya girilecek ve gereken yapılacak. Önümüzdeki yıl gelenler biraz daha mutlu olacak. Tüm hizmetlerin tamamı üst yapısıyla beraber tamamlandığında Gölyazı’ya gitmek ayrıcalık ve keyif olacak.”
İTALYA’DA OLSA...
Bunları arka arkaya niye ekledim biliyor musunuz? Bozbey’in bahsettiği süreler içerinde oraya her misafir götürdüğümde ben de benzer duyguları yaşadığım için. Sosyal medyada Gölyazı için, “Burası İtalya’da olsa beğenmeyen kalmazdı” gibi paylaşımları görünce bir gülme alıyor beni. Gölyazı İtalya’da olsaydı kurumlar arsında böyle bir sorun olmaz, burası korunur ve turizme kazandırılırdı.
Bir hafta içinde iki kez misafir götürdüğüm Gölyazı’’nın yazısının bir önce değişmesi, hendeklerinin de bir an önce yazıya dönmesi dileğimi dile getiriyorum ama inancım da güçlü değil. Ayrıca mahalle sakinlerini de ellerinde bulundurdukları değerin, önce ülke, ardından dünya ile paylaşıldığı gerçeğini hatırlayıp, kendilerini buna göre konumlandırmaları da şart.
Umarım gelecek yıl yine Gölyazı’nın yazılarını (kader ve düz toprak) konuşmak zorunda kalmayız.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş