Şimdiki zamanlar Anadolu’da…

‘Kurak Günler’ genç bir savcının, atandığı kasabadaki kurulu düzene başkaldırısını anlatıyor. Emin Alper’in sinemamız adına bir başyapıt niteliği taşıyan filmi toplumsal ikiyüzlülüğe, homofobiye, kadın düşmanlığına, kanun tanımazlığa, linç kültürüne, gündelik hayatın içindeki şiddete ve görüp de susanlara vurgu yapıyor.

Haberin Devamı

Kurak Günler (Beş üzerinden Beş yıldız)
◊ Yönetmen: Emin Alper
◊ Oyuncular: Selahattin Paşalı, Ekin Koç, Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Selin Yeninci, Sinan Demirer, Enver Hüsrevoğlu, Hatice Aslan, Ali Seçkiner Alıcı, Eylül Ersöz, Nizam Namidar, Görkem İpek, Onur Gürçay, İsmail Bahadır Peker, Mehmet Kervancı
Türkiye-Fransa-Almanya-Hollanda-Yunanistan-Hırvatistan ortak yapımı

Şimdiki zamanlar Anadolu’da…

Bir Anadolu kasabası olan Yanıklar’a atanmış genç, şehirli bir savcı... Çok geçmeden yörenin hoyratlığıyla Emre’nin ‘hukuki’ kişiliği sorun yaşıyor. Yerleşim merkezindeki domuz avı, seçimlere hazırlanan belediye başkanı ve avukat oğlu Şahin, diş hekimi Kemal, muhalif gazeteci Murat derken ısınan ilişkiler bir içki âleminin sabahında yeniden uzak mesafelere ve yaşanan bir iç hesaplaşmaya dönüşüyor.
Savcı Emre, en büyük sorunu kuraklık olan bu yörede kökleri daha derine sarkmış kimi meselelerle de mücadele etmek zorunda kalıyor...

Haberin Devamı

Sinemamızın genç ve fikriyatı güçlü seslerinden Emin Alper, yukarıda konusunu özetlediğimiz son adımı ‘Kurak Günler’de filmografisinin en derin ve çarpıcı işine imza atıyor ve başyapıtını veriyor... Taşraya yolu düşen aydının yaşadığı sorunlar, Yakup Kadri’nin ‘Yaban’ıyla başlayan bir çizelgenin içinde salınıp durur. Alper, edebiyatımızdan devralınıp sinemada da birçok kez perdeye yansıtılmış bu güzergâhta kendi tarzında olağanüstü bir işe imza atmış.

İlk filmi ‘Tepenin Ardı’ sürekli olarak dış düşmanlar yaratan ve bu sayede ayakta kalmayı yeğleyen bir yapının korkuları, paranoyaları ve ikiyüzlülüğü üzerine alegoriydi. Bu açıdan ‘Kurak Günler’ aradaki duraklardan ‘Abluka’yı da kronolojisine katan ama yaratıcısının bu geçmiş yapıtlarının çok çok üstünde sinemasal ve sosyal çizgiye sahip bir şaheser olmuş.

Gerçekçi ve etkileyici

Emin Alper ‘Kurak Günler’de bir kasaba modeli üzerinden memleket panoramasını perdeye taşırken içinden geçtiğimiz politik iklimin son derece güçlü fırça darbeleriyle çizilmiş, detayları başarıyla yansıtılmış, konturları belirlenmiş, dört başı mamur bir tablosuna soyunuyor.

Haberin Devamı

Yanıklar kasabasının sınırları dahilinde yörenin politik yapısına yön verenlerin belirlediği bir düzen var; elbette kâğıt üzerinde bir hukuka riayet eden ama uygulamada güçlünün, çoğunluğun azınlığa, ‘öteki’ye dayattığı bir baskı ve susturma rejimi bu. İyi eğitimli devlet görevlisi konumundaki Emre ise bu düzene karşı öğretisini aldığı disiplinin, yani hukukun üstünlüğü teziyle sahaya çıkıyor. Ama karşısında refleksleri gelişmiş, oturmuş, ‘böyle gelmiş böyle gider’le sınırlarını sağlam çizmiş bir yapı var.

Emin Alper bu iki farklı ucun gelgitleri üzerine inşa ettiği filminde toplumsal ikiyüzlülüğe, homofobiye, kadın düşmanlığına, kanun tanımazlığa, linç kültürüne, gündelik faşizme, görüp de susanlara ya da “Bunu ‘denge unsuru’ olmak adına yapıyorum” gerekçesine sığınanlara dikkat çekiyor. Film uğradığı bu limanlarda derin izler bırakırken seyircisinin gözünde ve ruhunda da
sarsıcı parantezler açıyor.

Haberin Devamı

Yönetmenin kimi söyleşilerinde belirttiği üzere filmin esin kaynağı Norveçli yazar Henrik Ibsen’in ‘Bir Halk Düşmanı’ adlı klasiğiymiş. Gördüğümüz kadarıyla Alper bu çıkış noktasını yerel karakterler ve coğrafyamızın dertleriyle öylesine etkileyici ve gerçekçi çizgilere oturtmuş ki ‘Kurak Günler’ tesiri uzun süren muhteşem bir yapıt olmuş.

Alper’in bu çalışması Dünya prömiyerini bu yıl Cannes’da ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde yapmıştı. Filmi orada izleyen yabancı eleştirmenler, odağına su meselesini alması bakımından Polanski’nin ‘Çin Mahallesi’nden (Chinatown) tatlar bulmuş. Haklılar ama bence güncele ve kendi toprağına ilişkin dertleri itibariyle Rus yönetmen Zvyagintsev’in ‘Leviathan’ına daha yakın duruyor. İçki âlemi sonrası Emre’nin yaşadığı kafa karışıklığı ve geceye ait üzerine sinen tekinsizlik dolayısıyla da filmin uzaktan uzağa ‘Angel Heart’a el salladığını düşünebiliriz.

Haberin Devamı

Oyunculuklara gelince: Genç savcıda Selahattin Paşalı, karakterinin hırsını, direncini, hayata karşı duruşunu ve cinselliğe ilişkin yaşadığı dalgalı süreci yansıtmakta çok çok başarılı. Zaten bu performansı ona birçok festivalde ödül kazandırdı. Karakteri zamanımıza göre fazla idealist dursa da sırıtmıyor, ben aramızda hâlâ böylelerinin olduğu inancındayım.

Keza belediye başkanının oğlu Şahin’de de Erol Babaoğlu muhteşemdi. Diş hekimi Kemal’de Erdem Şenocak, hâkim Zeynep’te Selin Yeninci çok iyiydi. Filme ‘uzaylı’ dokusu katan obruk sahneleri başta olmak üzere öyküye hâkim olan klostrofobik atmosferi yaratan görüntülerde Christos Karamanis’in kadrajlarının ve Özcan Vardar’ın kurgusunun da hakkını verelim...

Haberin Devamı

En sarih yapıtı

Emin Alper’in bu film üzerinden en büyük başarısıysa bence bize ait karanlık dehlizlerde dolaşan bu sosyo-politik öyküyü ustaca dokunuşlarla, gerilim dozu çok yüksek bir polisiye çizgisine taşıması. Film katman katman açılıyor, kapanıyor, geriyor, sarsıyor ve sinemamız adına son yılların en iyi yapıtı unvanını hak ediyor. Alper’in önceki filmleri ele alınırken aynı sularda yüzmesine rağmen ısrarla kapalı bir sinema yaptığı, sürekli metaforlara başvurduğu dillendirilirdi (ki ben bu görüşlere katılmıyordum). Söz konusu saptamaları velev ki kabul edelim, bu durumda ‘Kurak Günler’ yönetmeni adına sözünü sakınmayan, direkt ileten en sarih yapıtı olarak değerlendirilmeli.

Henüz vizyon tarihi kesinleşmeyen Özcan Alper’in ‘Karanlık Gece’siyle birlikte ‘Kurak Günler’ sinemamızın son dönemdeki yüz akı çalışmalarından, izleyin...

Şimdiki zamanlar Anadolu’da…

Filmde savcı Emre’yi Selahattin Paşalı (solda), muhalif gazeteci Murat’ı Ekin Koç canlandırıyor.

VE DİĞER SEÇENEKLER...

Şimdiki zamanlar Anadolu’da…

Osmanlı askerlerinin köylerine gelişi, Murtaza Çavuş’la olan diyaloğu, Kurtuluş Savaşı, evliliği, çobanlık yılları; gören tek gözünü de kaybetmekte olan Elif Ana, zihninde bir yolculuğa çıkar. Semir Aslanyürek ve Kazım Öz’ün yönettiği ‘Elif Ana’da başrolleri Aliye Uzunatağan, Hülya Diken, Necmettin Çobanoğlu, Mert Kayacık, Talha Tosun, Ali Sürmeli, Turgay Tanülkü, Cezmi Baskın, Eray Türk, Sermiyan Midyat, İlyas Salman ve Sadık Gürbüz paylaşıyor. Bir hafıza kaybıyla birlikte aile içinde yaşananları anlatan ‘Sil Baştan Kaynanam’ Raşit Çelikezer imzasını taşıyor, kadroda Algı Eke, Alper Saldıran, Zeynep Eronat ve Asuman Dabak gibi isimler var. Bir diğer yerli komedi ‘Her Şey Dahil’i Hakan Eser yönetmiş, rol alan isimlerse şöyle: Gürgen Öz, Gonca Vuslateri, Hakan Bilgin ve Kaan Yılmaz. Gerilim filmi ‘Şeytanın Laneti’ (Hosts) Adam Leader-Richard Oakes ikilinin ellerinden çıkmış, oyuncular Neal Ward, Frank Jakeman ve Samantha Loxley. Yerli animasyon ‘Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu’nuysa Nurullah Yüreklikul yönetmiş...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları