Paylaş
Pasific Heights’, ‘Unlawful Entry’, ‘The Cable Guy’, ‘Fatal Attraction’, ‘Cache’, ‘What About Bob?’, ‘The Hand That Rocks the Cradle’... Farklı zaman dilimlerinden farklı türlerde bir grup film... Hepsini ortak parantezde buluşturan şey, öyküleri dahilinde ‘Birilerine musallat olma’ meselesine yer vermeleri... Haftanın öne çıkan yapımı ‘Geçmişten Gelen’ (‘The Gift’) de bu gruba katılan en yeni yapım olacak
sanırım...
Filmin oyuncu kadrosunu James Bateman, Rebecca Hall, Joel Engerton ve Busy Philipps oluşturuyor..
Avustralyalı aktör Joel Engerton’ın (ki kendisini ‘Zero Dark Thirty’, ‘Muhteşem Gatsby’, ‘Exodus: Tanrılar ve Krallar’ gibi yapımlardan hatırlıyor olmalısınız) ilk uzun metrajlı (iki de kısa filmi var) çalışması ‘Geçmişten Gelen’, şaşırtıcı bir şekilde son derece etkileyici bir psikolojik gerilim. Şaşırtıcı, çünkü bir ilk filmin bu denli çarpıcı ve derinlikli olması genelde beklenmez... Engerton, senaryosunu da kendisinin kaleme aldığı, ayrıca üç ana karakterden birini yine kendisinin canlandırdığı filminde, kökleri lise çağlarına uzanan bir eski hesabın peşine düşüyor.
Öykü kısaca şöyle: Mutlu bir evlilikleri olan Robyn ve Simon çifti, Chicago’dan Los Angeles’a taşınır. Burası Simon’ın doğup büyüdüğü topraklardır. Nitekim çift, yeni mekânlarındaki daha ilk günlerinde alışveriş yaparken Simon’ın okul arkadaşlarından Gordo’yla karşılaşır. Hoş, Simon ilk elde arkadaşını hatırlamaz ama nezaketen “Araşırız” der. Ve fakat bu karşılaşma çiftin hayatında adeta yeni bir derdin filizlenmesi demektir. Gordo, yolladığı hediyelerin yanı sıra bizatihi kendisi adım başı yanlarında biter ve gizemli kişiliğiyle özellikle Simon’ı tedirgin eder...
Engerton bu ilk filminde son derece başarılı bir atmosfer kuruyor ve hem seyircisini zaman zaman (özellikle iki sahnede) psikolojik gerilimin doruklarına taşıyor hem de işin içine kattığı gizemle, merakımızı son ana kadar ayakta tutuyor. Doğrusu film belki ilk elde Hitchcock’vari çağrışımlar (özellikle ‘Sapık’taki duş sahneleri; lakin bu kez perde yerini cama bırakmış!) sunuyor ama ben Stephen King tadı da aldım. Nitekim usta yazar da filmin orijinal ismi ‘The Gift’ (‘Hediye’) sözcüğünden yola çıkarak Engerton’un yapıtına ilişkin şu övgü ifadelerini kullanmış: “Kendinize bir ‘hediye’ verin ve gerilim türünde mükemmel bir cevher olan ‘The Gift’i izleyin...”
AH ŞU ‘YUPPİE’LER...
Zekice yazılmış senaryosuyla ‘Geçmişten Gelen’ seyircisini kolayla sarıp sarmalarken özellikle evli çift profilini derin ve inandırıcı çizmiş. Simon, 80’lerden 90’lara uzanan çizgide o dönemlerin ifadesi olan ‘Yuppie’ tiplemesinin günümüzdeki uzantısı adeta. Robyn ise duygusal, kırılgan ama öte yandan hoşgörülü ve Gordo’nun hayatlarına dahil olma çabasını anlamaya çalışıyor. Ve bütün bu süreçte birlikte yaşadığı insanın üzerindeki örtüyü (ya da maskeyi) aralayıp gerek kimliğinin peşine düşüyor.
Oyunculuklara gelince... Robyn’de son dönemin yükselen ismi Rebecca Hall, karakterinin kişisel dönüşümünü yansıtmakta çok başarılı. ‘Juno’, ‘Patrondan Kurtulma Sanatı’, ‘Kimlik Hırsızı’ gibi filmlerin yanı sıra ‘Arrested Development’ dizisinden de hatırlanan Jason Bateman da eski hesaplar ortaya saçıldıkça dengesinde problemler yaşayan Robin’de gayet iyi. Joel Engerton, filmde yönetmen ve senarist kimliğinin yanı sıra oyuncu olarak da başarılı.
Sonuçta ‘Geçmişten Gelen’, sezonun kayda değer psikolojik gerilimlerinden, kaçırmayın derim...
Paylaş