Mağduriyet karakterimdir...

BİR hafta önce bas bas bağıran bir Fenerbahçe...

Haberin Devamı

“Hakkımızı yiyorlar, bütün bunlar puan farkını kapatmak için. Çünkü çekişmeli bir lig isteniyor vs...” Derken bir sonraki maçta hakem yine adaletten yoksun bir yönetim ortaya koyuyor ve bu kez sarı lacivertlilerin rakibi mağdur oluyor. Aynı gece Galatasaray yönetimi araya giriyor ve suyu bulandırıyor. “Hani sistem aleyhinizeydi. Rakibiniz aleyhine büyük haksızlık yapıldı, gösterilmeyen iki kırmızı kart ve bir ofsayt golle galip geldiniz. Yoksa zirvede yalnız mı bırakılmak isteniyorsunuz? Futbolcularınızın tekme atması, küfür etmesi serbest mi?”
Sarı kırmızılı yönetimin bu açıklamalarından 24 saat bile geçmeden oynanan maçta bu kez Galatasaraylı bir oyuncu rakibine dirsek attı, hatta dudak okumayla küfür ettiği kanısı kamuoyunun zihnine çoktan yerleşti.
Aslında çok iyi biliyoruz ki bu manzaralar yeni değil, son gelişmelerdeki fark hayatın söylenenleri neredeyse anında tekzip etmesiydi. Lakin bu oyun çok uzun bir süredir altını çizdiğimiz gibi ‘endüstriyel futbol’un ilgi alanı dahilinde ve meselenin bu hali, hayatın diğer alanlarında adaletle işi olmamakta da ısrar eden bir toplumun sahadaki tezahüründen öteye gidemiyor.
Evet mesela ‘Ali İsmail’e sahip çıkmak ‘İstanbul United’ gibi oluşumlara kapı aralamak, Çarşı’nın ‘Gezi’deki öncülüğü gibi ara renkler ve bir nebze de olsa ‘Umut ışığı’ yayan gelişmeler oluyor ama bu koca sektörde, bunca paranın döndüğü bir alanda haksızlıktan bahsetmek ve sürekli “Bizi yok etmeye çalışıyorlar” fikrini gündemde tutarak, tıpkı siyasette olduğu gibi her daim ‘mağdur’u oynamak inandırıcılığı yitiriyor. İşin kötüsü bunları söylediğimizde
bir grup spor yazarı ‘Futbol dilencisi’, ‘Ah şu romantikler’, ‘Tatlı su yorumcuları’ türü eleştirilere muhatap oluyoruz.
Elbette eleştiriye açığız ama sanki bu sistemi biz yaratmışız gibi saldırılara mutahap olmak hem inandırıcı gelmiyor, hem de meseleye yeni adımlar kazandırmıyor. Ama madem bu topraklarda ‘Mağduriyet karakterimdir’ en can alıcı ifade biçimi, bu konunun mağduru da biz oluruz, ne olacak ki...

Haberin Devamı

‘ÇOCUKLARIMIN DERBİSİ’

Haberin Devamı

HALİL Yazıcıoğlu, Radikal Spor’daki mesai arkadaşlarımdan, daha doğrusu evlatlarımdandı! Önce Trabzonspor’da tercümanlık yaptı bu sezon itibariyle artık bu görevi Beşiktaş’ta ifa ediyor. Bener Onar da uzun süre Radikal Spor’da birlikte forma giydiğimiz arkadaşlardan, dolayısıyla o da çocuklarımdan! Bener, artık Galatasaray’ın Basın Direktörü. Bugün TT Arena’da oynanacak maç bir anlamda Bener ve Halil’i de karşı karşıya getirecek! Mücadele benim açımdan da ‘Çocuklarımın derbisi’ anlamına geliyor. Sonuca göre ya biri sevinip diğeri üzülecek ya da ikisi birden üzülecek. Ama ben sonuç ne olursa olsun onlarla her zaman gurur duyacağım.

Yazarın Tüm Yazıları