Kayıp zamanın peşinde...

İki yaşındayken anne ve babasının ölümüne tanıklık ettikten sonra konuşmayı kesen ve dış dünyayla bağlantılarını azaltan Paul, artık 33 yaşındadır. İkiz teyzeleri Annie ve Anna’nın aristokrat evrenleri içindeki kalıplara bağlı olarak büyüyen bu genç adam, öte yandan büyük bir piyano virtüözü olma yolunda da emin adımlarla ilerlemektedir. Lakin bir tesadüf sonucu komşuları Madam Proust’la tanışır ve işler değişir. Bu ilginç kadının ona sunduğu bitki çayı Paul’ün geçmişiyle yüzleşmesini sağlarken hayatla, fazlasıyla gevşek olan bağlarını da güçlendirecektir...

Haberin Devamı

Kayıp zamanın peşinde...

Sylvain Chomet’yi ‘Belleville’de Randevu’ ve ‘Sihirbaz’ adlı animasyonlarıyla tanıyorduk. ‘Attila Marcel’, tıpkı ana karakteri Paul gibi yönetmeni Chomet’yi de çizgi dünyasından gerçek dünyaya bağlıyor bir anlamda! Dışarıda, özellikle bu film üzerinden Chomet’nin evrenini tanımlarken ‘Jean-Pierre Jeunet-Jacques Demy arasında gidip geliyor’ türünden yorumlar yapılmış. Katılıyorum, hatta çağrıştırdıkları arasına Wes Anderson ve Michel Gondry’yi de eklemek mümkün. Lakin yine de ‘Attila Marcel’in onca ilginç detayına, onca ilginç hoşluğuna, onca gerçeküstücü yanına rağmen Chomet adına çok önemli bir adım olduğu kanısında değilim. Evet, ‘Belleville’de Randevu’ bir başyapıttı, zaten öyle bir çizgiyi her zaman yakalamak mümkün değil ama yine de ‘Attila Marcel’ sanki daha etkileyici olabilirmiş gibime geldi. Bir de oyuncu kadrosunun isimlerini zikredelim: Paul’de Guillaume Gouix (hafiften Elijah Wood’un orta yaşlı halini andırıyor), Madam Proust’ta Anne Le Ny’yi, Michelle’de Kea Kaing’i, tuhaf doktorda Cyril Couton’u izliyoruz. Sonuç? ‘Attila Marcel’, gerçeküstücü öykülere meraklı seyirci için uygun bir seçim...

Haberin Devamı

5 üzerinden 3 yıldız

Kayıp zamanın peşinde...

Kayıp zamanın peşinde...

Yazarın Tüm Yazıları