Paylaş
SON ÇIKMAZ (BEŞ ÜZERİNDEN İKİ YILDIZ)
Yönetmen: Mike Burns
Oyuncular: Bruce Willis, Ashley Greene, Michael Sirow, Massi Furlan, Texas Battle, Stacey Danger, Josh Rhett Noble, John D. Hickman
ABD yapımı
Kızlarına, amansız bir hastalığın teşhisi konulmasının ardından moral ve dayanışma yemeğine çıkan Maggie ve Frank çifti dönüş yolunda bir geyiğe çarpar. Kaza sonucu anne hayata veda eder. Baba, onca acının üstesinden gelmeye çabalarken eski bir şerif olarak bir mağazada güvenlik görevlisi olarak çalışır. Lakin yine de başı beladan kurtulmaz. Çalıştığı mağazanın yakınındaki ağaçlık arazide bir hesaplaşma yaşanmaktadır; uyuşturucu satıcısı Virgil Brown kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle eski elemanını öldürür. Tam bu esnada dışarıya sigara içmek için çıkan Frank Richards yaşananlara şahit olur ve olaya müdahale ederek Virgil’i tutuklar. Ağaçlıklı araziye saklanmış durumdaki uyuşturucu satıcısının oğlu Jake yere düşen silahı alarak en önemli delili yok etmeye çabalar. Bir sonraki hamle eldeki tek tanığı ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla hareket eden Jake, Frank’in evine gider ama burada kızı Chloe ve arkadaşı Tammy’yi bulur ve onları tehdit unsuru olarak kullanma yoluyla hedefine ulaşmaya çalışır.
Eski filmlerin anısına...
Bruce Willis, uzun kariyeri boyunca zihinlerde yer eden kimi etkili yapımlarla ilgi odağı olmuş, önemli bir Hollywood yıldızı... Televizyon ekranlarında başlayan yolculuğunda bizim kuşak onu ‘Mavi Ay’ dizisindeki David Addison karakteriyle tanıdı. Sonraki aşamalarda ‘Zor Ölüm’ (Die Hard) serisi, ‘Şenlik Ateşi’, ‘Hudson Hawk’, ‘The Last Boy Scout’, ‘Ölüm Kadına Yakışır’, ‘Pulp Fiction’, ‘Gecenin Rengi’,
‘12 Maymun’, ‘Beşinci Element’, ‘Armageddon’, ‘Şifre Merkür’,
‘Altıncı His’, ‘Ölümsüz’, ‘Günah Şehri’ gibi yapıtlar geldi... Aksiyon ve bilimkurguların aranan isimlerinden biriydi artık. Öte yandan Demi Moore’la yaptığı evlilik, çocukları vs. ile de aynı zamanda önemli bir magazin figürüydü... Ama bu ışıltılı yolculuk sonlara doğru, belki doğasının gereği eski parlaklığını kaybetti; hem özel yaşamı hem de sinema kariyeri eski çizgisinin uzağında seyretmeye başladı. Willis, çok uzun zamandır hafızalarımızdaki eski filmlerinin anısına saygı duyduğumuz bir yıldızdı. Derken birkaç ay önce, sağlık problemlerine ilişkin bir haber duyduk. Demi Moore’la 2000’de biten evliliğinin ardından 2009’da evlendiği ve kendisinden iki çocuk sahibi olduğu Emma Heming Willis, eşinin ‘afazi’ denen bir hastalığın pençesine düştüğünü açıkladı. Kimi kaynakların belirttiğine göre ‘söz yitimi’ olarak da
adlandırılan bu hastalık, beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkarken kişinin konuşma, konuşulanı anlama ve okuma-yazma gibi becerilerini azaltıyor.
Ne gerek vardı?
Bütün bu gelişmelerin ışığında kimi filmlerin değeri, sinematografik değerinden çok Bruce Willis’in kariyerindeki son adımlar olması nedeniyle anlam taşıyor. Dolayısıyla konusunu özetlediğim ‘Son Çıkmaz’ (Wrong Place), böylesi ‘duygusal’ gerekçeler eşliğinde izlenmesi gereken bir yapım. Lakin yönetmenliğini Mike Burns’ün üstlendiği çalışma, o denli kötü bir senaryoya ve oyunculuklara sahip ki duygusal olmamıza pek de izin vermiyor! Willis, sağlık problemlerinin başlamasından bu yana kuşkusuz iyi senaryolara sahip projelerde yer alma fırsatına artık sahip değil.
Bu anlaşılır bir neden. Kendisinin yeni filmlerle elinden geldiğince kariyerini sürdürmekten ziyade ekonomik açıdan gelir sağlama niyeti de anlaşılabilir bir başka neden. Ama yine de bu tür vasat, hatta vasat altı projeler Willis’e ilişkin “Ne gerek vardı” sorusunu sormamıza neden oluyor. ‘Son Çıkmaz’ın problemi, senaryosu ve derinliksiz karakterleri... Aslında derinlikli olmaları da gerekmiyor ama filmin mizah yapmak istediği noktada beklenen verimin alınamaması, sorunu daha da büyütüyor. Örneğin öykünün kötüsü Jake, filmin bir yerinde maskesini unutuyor ve rehineler yüzünü görüyor! Yani aslında aptalın (ya da şaşkının) teki! Ya da öldüğü sanılan karakterlerin yeniden oyuna dahil olması vs. Bütün bunlar dozunda ve kendi içinde inandırıcılık boyutunda karşımıza gelse film iyi bir aksiyon-komedi olabilirmiş.
Sonuç itibariyle Willis, oyunculuk kariyerine daha iyi, üzerinde yazılıp çizilmeye değer filmlerle veda etmeli diye düşünüyoruz...
Ve diğer seçenekler...
Nadir görülen bir göz hastalığı teşhisi konulan mimar Iraklı, aynı zamanda tuhaf bir yolculuğun kapısını aralar. Artık insanların gerçek yüzlerini gördüğü bir hayal dünyasının içindedir. Evliliği de bir yandan sorunlu bir cephede ilerleyen Iraklı, gizemli bir kadına âşık olur ve huzuru onun yanında bulduğuna inanır. Yapımcıları arasında David Lynch’in de olduğu ‘İllüzyon’ (The Other Me), kayıtsız kalınamayacak bir öykü anlatıyor. Yönetmenliğini Giga Agladze’nin üstlendiği filmde başrolleri Jim Sturgess, Andreja Pejic, Antonia Campbell Hughes ve Roger Ashton Griffiths paylaşıyor. Romantik seri ‘After’ın son adımı ‘After: Mutluluk’u (After Ever Happy) Castille Landon yönetmiş. Murat Karahüseyinoğlu imzalı yerli animasyon ‘Karagöz: Yâr Bana Bir Eğlence’nin seslendirme kadrosunda Yetkin Dikinciler, Altan Erkekli, Nilgün Kasapbaşoğlu ve Ali Rıza Kubilay gibi isimler yer alıyor. Bir diğer animasyon seçeneği olan ‘Periler Ülkesi’ni (Bayala) Aina Jarvine-Federico Milella ikilisi yönetmiş. Yerli gerilim ‘Âlem-i Cin: Salgın’ da Gökhan Arı imzasını taşıyor...
Paylaş