Paylaş
Mourinho-Pogba tartışması önümüzdeki 10 yıl yaşanacakların küçük bir demonstrasyonu... Ortada futbolcu-teknik adam çatışmasından çok bir nesil çatışması mevcut.
HİKÂYEYİ takip etmişsinizdir: Hâlen Manchester’da Mourinho ile Pogba arasında büyük bir savaş yaşanıyor. İngiliz spor kamuoyu, Mourinho’yu Pogba’dan maksimum verimi alamamakla suçluyor. Gerekçeleri de Pogba’nın Dünya Kupası performansını Premier Lig’e yansıtamaması.
Mourinho ise bu performans farkını şöyle açıklıyor: “Dünya Kupası, Pogba gibi oyuncuların başarılı olması için çok uygun bir habitat. Zira 1 ay dünyadan kopuyor, sadece futbola odaklanıyorsunuz. Oysa 10 aylık sezon öyle geçmiyor!”
Son 10 gündür ikilinin ilişkisi daha da karmaşık bir hâl aldı:
Kupadaki Derby faciası gecesi Paul Pogba, arkadaşı Pereira ile gülüp eğlendiği bir videoyu sosyal medyadan paylaşınca, Mourinho ona tepki gösterdi. Pogba da aslında o videoyu maç öncesi paylaştığını, ama stattaki zayıf internet sinyali nedeniyle paylaşımın son kullanıcıya müsabaka sonunda ulaştığını açıkladı.
Pogba artık United’ın kaptanı değil. Mourinho da Manchester’da tartışılıyor. Rio Ferdinand, menajer değişikliği zamanının geldiğini söylüyor. Ve bu problemin sebeplerinden biri de aslında Pogba’nın futbola tam olarak odaklanamaması, yani sosyal medya...
Bana sorarsanız bu mesele, önümüzdeki 10 yıl yaşanacakların küçük bir demonstrasyonu... Bir önceki nesil (yani Mourinho’lar) bu ‘Y’ jenerasyonunun yaşadığı her bir anı paylaşma isteğine anlam veremiyor. İtiraf etmek gerekirse, ben de anlam veremiyorum... Yeni nesilse (yani Pogba’lar) dünyaya bir kez geliyorum, dilediğimi dilediğim zaman yaşamalıyım kafasında. Sanki onun dışındaki 7 milyar insan dünyaya 2 kez gelmiş de, sadece o 1 kez geliyormuş gibi, enteresan bir bakış açısı bu.
Ve korkarım ki bu bakış açısına alışmalıyız, zira yeni dünya düzeni bu...
Sosyal medya görüşü her zaman kamu görüşü demek değil
AMERİKALI tarihçiler Strauss ve Howe’nin yaptığı muazzam bir nesil tarifi var: 90’lardan sonra doğanlara “Z jenerasyonu” diyorlar. “Doğuştan dijital” onlar. Teknolojinin içine doğdular, bilgisayarlar, akıllı telefonlar “Z nesli” için sıradan. Ama bu dijital doğuş, kendinden önceki nesillerde olan karakteristik özellikleri de bazılarında eksik bırakmış: Bir şeye ulaşmak için çabalamak. Sabretmek. Toplum bilinci ve ekip bilincine sahip olmak.
Onların çoğu, 70’lerde doğanların çok zor elde ettiği bazı şeylere çabasız sahip oldukları için “değer bilme” konusunda sıkıntılılar. Babaları anneleriyle tanışmak için olağanüstü çaba göstermiş, yüzü kızarmış-reddedilmiş olduğundan değer bilirken, onlar için her şey bilmemnegram’dan insan seçmeye indirgenmiş. Kazanmak bu kadar kolay olunca, kaybetmek de sıradan. İlk tercihleri genelde kendileri. Aynen Pogba’da olduğu gibi.
Bu konuda düşülen en büyük yanılgılardan biri de, sosyal medya görüşünü her zaman kamu görüşüne özdeş saymak. Siz bir kamuoyu yoklaması yaptığınızda yüz denekten seksenini 13-25 yaş aralığından mı seçip yokluyorsunuz nabzı? Evet bazen sosyal medya görüşü, kamu görüşüne denk. Yalnız her zaman değil. Bunu da unutmamak gerek.
POGBA DEMEK RAIOLA DEMEK Mi?
MOURINHO-Pogba savaşı futbol için öyle önemli bir eşik ki, birçok farklı pencereden meseleyi ele almak şart. Pogba’nın West Ham karşısındaki saha içi davranışlarını gördüyseniz, içindeki Raiola’yı da hissetmişsinizdir. Raiola, Pogba’nın Juventus’tan Manchester’a transferinde her 3 tarafın da menajeri olarak 41 milyon Euro komisyon alan adam. Bu transferin belki de tek kazananı. Ve hâlen Pogba hikayesinin de esas kahramanı.
Raiola’nın Manchester’da 3 oyuncusu var: Lukaku, Pogba ve Romero. Mourinho ise malumunuz Jorge Mendes’in büyük dostu. Bir sonraki yazıda futbolda menajerler çağını ele alacağım geniş.
HAFTANIN ISKASI
BEŞİKTAŞ-Kayserispor maçında arka direkte Love’ın uçarak yetişemediği pozisyonu hatırlarsınız. Eğer imkanınız varsa o pozisyonda Kana Bıyık’ın sıçrarken yaptığı zamanlama hatasını bir daha izleyin. Ben halı sahada bile uzun zamandır böyle bir hata görmedim.
HAFTANIN RAKAMI
3’ÜNCÜ sezon, Mourinho için kariyer kâbusu. Chelsea, Real Madrid ve Manchester maceralarının dip yaptığı sezon. Aynı üçüncü sezon, Klopp içinse tırmanış demek. Mainz, Dortmund ve şimdi de Liverpool’da üçüncü sezonlarında tarih yazıyor Alman hoca.
Paylaş