Paylaş
Sistematik bir hata yapılmışsa, bir açık ya da boşluk varsa bir sonraki potansiyel kazaya önlem olarak kapatılmaya çalışılır.
Şubat başında Denizlili Aynes Gıda’nın 2 Şubat günü tahvil faizlerini ödeyemeyeceğini açıkladıktan birkaç gün sonra yapılan SPK kurul toplantısında apar-topar bir karar çıktı.
Geçen yılın ilk çeyreğinde benzer biçimde iflas koruma başvurusu yaparak temerrüde düşen GÇS Metal şirketinin tahvil ihracında rol alan bağımsız denetim şirketi ile sorumlu ortağının sermaye piyasasında bağımsız denetim yetkisi iptal ediliyor, şirkete de 280 bin TL ceza kesiliyordu.
Bir yılı aşan uzun bir süre sonunda, Aynes Gıda temerrüdü ile SPK’nın aklına gelmişti harekete geçmek.
GÇS Metal şirketi, SPK’nın verdiği yetki ile borsa dışında nitelikli yatırımcılara 35 milyon TL tutarında 177 gün vadeli tahvil ihraç ediyor. 21 Ocak günü borsada işleme açılıyor. Şirket tahvili yatırımcılara sattıktan 36 gün sonra ‘borca batıklık’ gerekçesi ile iflas ertelemeye başvuruyor. Mahkeme 3 Martta tedbir kararı alıp, kayyım atıyor.
Yatırımcılara bildirilmesi 9 Mart. 9 işgünü boyunca, kimse yatırımcıya bu durumu haber vermiyor. Borsa da, 19 Martta işleme kapıyor. Tahvilin vadesi olan 15 Temmuz’da anapara ve faiz ödenmediği için temerrütle tahviller batıyor.
SPK, 7 Eylül’de, “ihraç öncesinde hazırlanan mali ve finansal tabloların kasıtlı bir biçimde gerçeğe aykırı olarak düzenlemesi” gerekçesi ile GÇS Metal şirketinin ortakları hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunma kararı alıyor.
Aynı tarihli kararda; bu tahvile kredi dereceleme notunu veren şirkete de, “mevzuata aykırı nitelikte kredi derecelendirme faaliyeti” gerekçesiyle 2 yıl men cezası veriliyor.
Yalnız bir sorun var; bir ayda ‘patlayan’ tahvil ihracını fiilen yapan aracı kurumla ilgili bugüne kadar herhangi bir karar göremiyoruz.
Şirketin hikâyesini alıp, bilanço ve mali durumunun denetimini yaptıran, kredi notu çıkartıp yatırımcılara sunan, özetle ön ayak olup bu işten de komisyon alanın nasıl bir ceza ile karşılaştığını bilmiyoruz. SPK bültenlerine geçen bir cezalandırma ya da suç duyurusu yok. Yatırım şirketi, kamusal nitelikli bir bankanın yatırım kuruluşu olan Vakıf Yatırım.
İlk altı aylık mali tablolardan öğreniyoruz ki; Vakıf Yatırım, aracılık yaparak nitelikli yatırımcılara ihraç ettiği GÇS tahvillerinin yaklaşık 10 milyon TL’lik bölümünü satın alıp portföyüne koymuş. Neden ve kimden almış bilmiyoruz. Bu, karşılık ayrılarak zarar olarak bilançoya yansımış.
Normal koşullarda, hiçbir şey olmasaydı da SPK’nın bir yatırım şirketinin sermayesinde erime yaratan durumu sorgulaması gerekirdi. Zira onaysız bir görev zararı gibi bilançoda yatıyor.
GÇS ortakları ile Vakıf Yatırım arasındaki mahkeme sürecinde, komedi filmi gibi ilginç ayrıntılar yer alıyor. GÇS Metal yetkililerinin kredi alacaklısı bankalara adres olarak Vakıf Yatırım’ı gösterdikleri anlaşılıyor.
Zira GÇS yetkilileri ‘hisselerimiz Vakıf Yatırım’da, şirketin sahibi orası, alacaklarınızı onlardan isteyin’ diyorlar. Mahkemeden sorulduğunda da ‘şirketimizde herhangi bir kayıt yok ama yaptığımız incelemede adı geçen şirketin ortaklarınca, herhangi bir kayıt tutulmaksızın hisselerin şirketimize bırakıldığı anlaşılmıştır’ diye yazılı açıklama yapılmış.
Eminim bu süreçlerde yaşananlara SPK’nın aday uzmanları bile gülüyordur.
Bu arada, Vakıfbank tarafından Vakıf Yatırım üst yönetimi değiştiriliyor. Ama SPK etrafta olan herkese ceza yağdırıp suç duyurusunda bulunurken, 36 günde batan tahvili piyasaya süren aracı için nedense bir türlü harekete geçmiyor.
Bu süreçte düzenleyici ve denetleyici otoritenin işini yapıp yapmadığı ile ilgileniyoruz. Çünkü ileride özel sektör tahvili piyasasında olacak sorunlar ve aksaklıkların yol haritasına kılavuzluk ediyor bu olanlar.
‘İstanbul Finans Merkezi olacak’ nidaları ve hamasi konuşmalarla değil, böyle kilometre taşlarında ne yapıldığı en doğru ölçü aslında.
Paylaş