Yaşam sanatı

Geçen hafta bu köşede Japonya’da olduğumu duyurmuştum. Türk kültürünün dünyada tanıtılması için faaliyetlerde bulunan Yunus Emre Enstitüsü’nün Kurumsal İletişim Müdürü Selçuk Turan ve Basın Sorumlusu Taha Konak, Japonya’nın Shizuoka kentindeki Uluslararası Çay Festivali’ne Türkiye’nin de katılacağını belirterek davette bulundular. İşim gereği dünyanın birçok ülkesini gezdim. Ancak Japonya’yı görmemiştim. Bu nedenle daveti kabul ettim.

Haberin Devamı

Festivalde Yunus Emre Enstitüsü’nün Tokyo Şubesi Müdürü Hüseyin Tuna’nın misafiri olduk. Enstitü, Türkiye’de çay kültürünü tanıtmak için festival alanında bir reyon hazırlamıştı. Çayla birlikte simidin de ikram edildiği Türkiye standı biranda Japonların gözdesi oldu. Japonlar bir yandan çaylarını yudumlayıp, simitlerini yerlerken, diğer yandan Türkiye’de çay denilince akla gelen Rize ve yöresini, Türkiye’nin diğer tarihi ve kültürel zenginliklerini tanıma fırsatı buldular. Tokyo’da eski televizyon kulesinin yanında bulunan Yunus Emre Enstitüsü şubesinde de Türkçe öğrenen Japonlarla tanıştık, birlikte burada açılmış hat sergisini gezdik. Türkiye hayranı ve çok iyi derecede Türkçe konuşan Tokyo Üniversetisi profesörlerinden Tadashi Suzuki ile tanışmanın mutluluğunu yaşadık.

Haberin Devamı

Yaşam sanatı

MODERN VE GELENEKSEL YAŞAM

Japonya’yı görmem benim açımdan da çok iyi oldu. Çünkü modern ile geleneksel yaşamın birlikte yürütülmesinin de bir “yaşam sanatı” olduğunu yerinde gördüm. Japonların yüzlerce yıllık imparatorluk tarihini ortaya koyan, sarayları, tapınakları, değişik yapıtları, eserleri nasıl özenle ve gönüllülük anlayışla koruduklarına bizzat şahit oldum. Ancak bir yandan da Türkiye’nin tarihine, sanatına, sanatçılarına hoyratça davrandığını düşünüp, kahroldum.

Yaşam sanatı

KARŞILIKLI SAYGI VE KURAL

Japonya’yı görülmesi gereken bir ülke olarak değerlendiriyorum. Çok yoğun nüfusa rağmen Japonya’nın temizliğine hayran kaldım. Yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı Tokyo’da müthiş kalabalığa rağmen hayatın bir uyum içinde akışı etkileyiciydi. Bir metro istasyonunda bir kenara çekilip, insanların birbirlerini ezmeden, karşılıklı saygı göstererek, bir kural içerisinde metroya biniş ve inişlerini izleyerek bile bu ülkedeki “yaşam sanatını” anlayabilirsiniz. Kimi yerlerde yerin beş kat altına kadar inen, teknolojinin sağladığı her türlü imkanlarla donatılmış toplu ulaşımı sağlamak bana göre köstebekleri bile kıskandıracak boyutta bir yaşam anlayışı. Suşi restoranlarında siparişinizi önünüzdeki dokunmatik monitörden verip, bir süre sonra seçtiğiniz suşinin raylı sistem üzerindeki tepsi ile önünüze kadar el değmeden getirilmesi de, sanırım Japonya’da artık normal hayatın akışı içinde yıllar öncesinde yer edinmiş çağdaş yasam sanatından sadece küçük bir kesit olarak görülebilir.

Haberin Devamı

Yaşam sanatı

TOKYO’DAN KYOTO’YA

Tokyo’dan Japonların ünlü hızlı trenleriyle Kyoto’ya vardığımızda ise karşımıza ülkenin gelenek ve tarihiyle yoğrulmuş bir kent çıktı. Eski imparatorluk başkenti olan Kyoto’da dünyanın bilinen en büyük ahşap tapınağı olan Todai-Ji’yi görmeden gelmek olmazdı. Dünyanın en büyük Buda heykellerinin de bulunduğu bu tapınağa giderken, yolda gördükleriniz hayranlığınızı daha da artıyor. Milli Park içinde bulunan tapınağa ulaşırken yolu geyiklerle birlikte katediyorsunuz. Arzu ederseniz bu geyikleri yol kenarından 150 yen karşılığında alabileceğiniz pirinç bisküvilerle de besleyebilirsiniz. Kyoto’da imparatorluğun önemli kalelerinden olan Nijo içindeki saray, imparatorun özel konutu ve 7 dönümlük alandaki bahçe düzenlemesi, geleneksel Japon yaşam sanatının güzel örneklerini sunuyordu. Kısaca sanat, Japonya’da gördüğüm yerlerde sadece duvarlarda resim, galerilerde heykel değil, yaşam anlayışını da güzelleştiren bir olguydu.

Haberin Devamı

NOT: Cumhuriyet Gazetesi’nden 9 meslektaşımızın tutuklanması, seçilmiş siyasileri hedef alan ve sonu tutuklanmayla biten operasyon ile çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul’a yönelik anlamsız baskının, Türkiye’de zaten ağır aksak işleyen demokrasiye ağır bir darbe indirdiğini düşünüyorum.

KENTTE NE VAR?

SELMA Gürbüz-4 Aralık’a kadar (Galeri Nev/GOP), Akdoğan Topaçlıoğlu-11 Kasım’da açılacak (Fırça Sanat/Hilal Mah.), Raşit Altun-24 Kasım’a kadar (Platform A/Taurus AVM), Süreyya Atalay-6 Ocak 2017’ye kadar (Atlas Sanat/Cinnah Cad.), Lütfü Günay-13 Kasım’a kadar (Sevgi Sanat/Çankaya), Murat Aypek-Mustafa Kula-Onur Bekiroğlu-Petek Karabulut-13 Aralık’a kadar (Peker Sanat/Yıldız), Vedat Hazneci-23 Kasım’a kadar (Armoni Sanat/Yıldızevler), Musa Güney (resim)-Aysun Çölbayır Diniz (seramik)-23 Kasım’a kadar (Galeri Soyut/Yıldızevler), Burak Şahin-Yarın açılacak (Krişna Sanat/Çankaya), Alaybey Karoğlu- 28 Kasım’a kadar (Sitillife/Yıldızevler), İbrahim Tayfur-24 Kasım’a kadar (Galeri M/Armada AVM), Aslı Çakar Özen-27 Kasım’a kadar (Gözde Sanat/A.Ayrancı), Ersan Çetin-19 Kasım’a kadar (Galeri Akdeniz/Yıldızevler).

Yazarın Tüm Yazıları