Naif resim ustası

Büyüyüp serpilmeye başladığında devletin gece kurslarına giderek alfabeyi öğrendi, ardından da okuma yazmayı çözdü. Resime yatkın olduğunu, ilk zamanlar kedi ve değişik hayvan kıllarından yaptığı fırçayı nasıl tutması gerektiğini, doğduğu köyün aynı zamanda hattat da olan imamını gözleriyle takip ederek öğrenmeye çalıştı.

İLK RESMİ İSMET PAŞA

“At Ali, topu at; Tut, Ayşe topu tut” cümleleriyle dolu alfabenin onun yaşamında öylesine büyük etkisi var ki, ilk resimlerden birisi alfabeden çizdiği İsmet Paşa portresi oldu. Ama onu resime teşvik eden, yönlendiren resim öğretmeni Necati Astarcıoğlu’nun üzerindeki emeğini hiç bir zaman unutmadı. Türk naif resminin uluslararası boyutta ün kazanmış yaşayan efsanesi Hüseyin Yüce, çok uzun bir aradan sonra yine Ankara’da. Hiçbir akademik öğrenim ve eğitimi olmayan, sadece iç güdülerinin yönlendirmesiyle naif resimler yapan Yüce’nin eserleri Fırça Sanat Galerisi’nde (Hilal Mah.) 15 Kasım’dan itibaren sergilenecek.

İNCE DALLI AĞAÇLAR

Yüce titiz bir resim işçisi. Doğup büyüdüğü ve kopamadığı yörede yaşamanın tutkusuyla biçimlenen resimlerinde, kimi zaman eflatuna kadar gidecek cesareti gösterip renk cümbüşüyle donatılmış ince dallı ağaçlar, ağaçların arasında kentin karmaşık ve hızlı yaşamından kurtulmak için özlemini duyduğunuz, tuvale bakınca bile huzur ve sessizliğini içinizde hissettiğiniz köy evleri onun en çok işlediği konulardır.

DÜNYACA ÜNLÜ NAİF

Gösterişsiz yaşamından ve Anadolu insanının yaşam biçiminden taviz vermeyen Yüce, naif resmin saf ve kendiliğindenci tarzına sıkı sıkıya bağlı bir ressam.
1965 yılında memleketi Kütahya’da açtığı ilk sergisinden bu yana dile kolay tam 48 yıl geçmiş. Yüce’nin sanat çevrelerince keşfedilmesi ise 1968 yılında Ankara’da o zaman Devlet Galerisi’nde açtığı ikinci sergi ile olmuş. Ondan sonra da zaten hem yurt içinde, hem de yurt dışında Hindistan’dan Fransa’ya kadar birçok uluslararası naif ressamlar sergilerinde eserleri yer almaya başlamış. Hüseyin Yüce’nin yaşamını, yapıtlarını anlatmaya burada ne kelimeler yeter, ne de sayfalar. Şaka değil tam 85 yıllık bir yaşamdan bahsediyoruz. Kütahya’nın yetiştirdiği bu naif adamı daha yakından tanımak için Fırça Sanat’taki sergiyi görmenizi tavsiye ederim.

ÜÇ ÖNEMLİ ETKİNLİK

Ankara’da üç önemli etkinlikten bahsetmek istiyorum. Ankara Antikacılık’ın Güz Müzayedesi 17 Kasım Pazar günü saat 14.00’te Swissotel’de yapılacak. Birçok antika eşyanın yanısıra Bedri Rahmi Eyüboğlu, Erol Akyavaş, Burhan Doğançay, Turan Erol, Mehmet Ali Laga, Mustafa Ayaz, Devrim Erbil, Komet, Yalçın Gökçebağ gibi Türk resim sanatının bir çok usta fırçasından çıkmış eserler bu önemli müzayedede sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Eserleri müzayede öncesi Ankara Antikacılık’ın Doğukent Bulvarı’ndaki dev sergi salonunda veya www.ankaraantikacilik.com internet adresinde görüp inceleyebilirsiniz. Fahrelnisa Zeid’in oğlu Nejad Devrim’in Türkiye’de Galeri Nev tarafından temsil edilmesinin 20. yılında açılan “Zaman Doğarken” isimli sergisini, 7 Aralık’a kadar (Galeri Nev-GOP) izleyebilirsiniz. Başkentte kaçırmamanız gereken bir diğer görsel şenlik ise CerModern’deki Edvard Munch ve Andy Warhol’den hazırlanmış baskı eserler sergisi.

KENTTE NE VAR?

Söbütay Özer ve İbrahim Çiftçioğlu sergileri (Yarın açılacak-Doku Sanat/Çankaya), Gülsen Zengin (15 Kasım’da açılacak-Galeri Akdeniz/Hilal Mah.), Bülent Yavuz Yılmaz (Yarın açılacak-Galeri Gözde/Y.Ayrancı), Orhan Ölmez (16 Kasım’da açılacak-GaleriM/Ümitköy), Muhteber Demirtaş (15 Kasım’da açılacak-Krişna Sanat/Kavaklıdere), Hüseyin Şahbudak (15 Kasım’da açılacak-Sevgi Sanat/Çankaya), Hasan Kırdı (13 Kasım’da açılacak-Medya Sanat/Çankaya), Nurettin Şahin (15 Kasım’da açılacak-Onur Sanat/Çankaya), Raha Güçüoğlu (15 Kasım’da açılacak-Stillife/Hilal Mah.),Nihal Celayir (Yarın açılacak-TBMM Kültür Evi/Kızılay), İsmail Altınok eserleri (30 Kasım’a kadar-İ.Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Karma sergi (Yıl sonuna kadar-Galeri Eskiz/Sancak), Güz Karması (Bugün açılacak-Galeri Valör/Hilal Mah.)