Mehmet Babat’tan inşaat ve kentleşme

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’ndan 2013’te mezun olan ve aynı üniversitede yüksek lisansını tamamlayan sanatçı, çalışmalarında inşaat temasını seçmesinde ailesinin inşaat işiyle uğraşmasının önemli rolü olduğunu söylüyor. Yaz tatillerinde ailesinin inşaatlarında çalışan Babat, özellikle vinçlere çıkınca aşağıda gördüğü farklı dünyadan etkilenmiş, zaman içinde tanıdığı yapıları ve inşaat malzemelerinin resimlerini yapmaktan keyif almaya başlamış. Babat bir söyleşisinde inşaat konulu resimlerinin sosyolojik boyutunu da özetle şöyle anlatıyor:



“Yapılmakta olan inşaatların tepesinden bakarak insanlığın kütleler altında nasıl ezildiğini gördüm. Üniversitelerde ilk yıllar natürmort ve kompozisyon çalışmalarıyla geçer. Ben, ikinci sınıftan itibaren inşaatlarla ilgili 30’dan fazla resim yaptım. Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nün karşısında yapılmakta olan binanın resmini yaparak, Mustafa Ayaz Resim Yarışması’nda dereceye girdim. Yüksek Lisans seviyesine geldiğim zaman işin sosyolojik yönünü düşünmeye, toplu halde yerleşik yaşamın neden ve sonuçlarını sorgulamaya başladım. Zamanla kültürel ve estetik değerlerdeki değişim ile sanayi devrimine kadar olan süreçte yapılardaki değişimleri inceledim. O zamanlar insanların rahatlığı önemliydi. Kapitalizmin başlamasıyla kat sayıları yükselerek para kazanma kaygısı başladı. Onun için benim resimlerimde insan figürü yoktur. Çünkü insanlar kentleşme karşısında görünmez oldular, topraktan uzaklaştıkça bencilleştiler.”
“Neredeyse şehrin herhangi bir noktasında kafamızı kaldırdığımızda bir şantiye alanını görmemek mümkün değil. İnsanların değiştiği bir yerde, karşı konulamaz ve inkar edilemez değişim vardır. Kentler,
mekanlar ve olaylarla birlikte insanlar tarafından oluşturulur ve yok edilir” diyen sanatçının bu sergisindeki resimlerde inşaat sahalarının ön planına yerleştirilmiş değişik hayvan figürleri de dikkat çekiyor. Babat eserlerine hayvan figürlerini koyarak, insanoğlunun yoğun kentleşmeyle doldurduğu alanlarda doğadaki diğer varlıkların yaşam sahalarını nasıl yok ettiğine ve hayvanların haklı geri dönüş mücadelelerine dair mesaj vermiş gibi.



68 KUŞAĞINDAN 8 RESSAM

Galeri Soyut’un Çayyolu’nda açılan yeni şubesi, dünya siyasi değişim tarihinde önemli bir yer edinmiş 68 kuşağından 8 tanınmış Türk ressamın eserlerinden oluşan karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Aydın Ayan, Ergin İnan, Fevzi Karakoç, Hanefi Yeter, Hayati Misman, Resul Aytemur, Veysel Günay, ve Zahit Büyükişleyen’in eserlerinin yer aldığı sergi 30 Mart’a kadar görülebilecek. Almanya’da bulunduğum yıllardan tanıdığım Hanefi Yeter’in resimlerini uzun bir aradan sonra Türkiye’de bir sergide görmek benim için oldukça heyecan vericiydi. Sanat eleştirmeni İbrahim Karaoğlu da serginin kataloğuyla ilgili sunum yazısında, “Bu etkinlikte yer alan sanatçılar, kendi kuşaklarının içselleşmiş değerleriyle, belleklerindeki izlerle, kendilerine özgü imgelemleriyle, özgün biçemleriyle yarattıkları yapıtları sanatseverlerle buluşturuyor” diyor.

KENTTE NE VAR?

Işın Karahan Yıldırım-18 Şubat’ta açılacak (Nurol Sanat/Güvenevler), Mehtap Baydu-26 Şubat’a kadar (Galeri Nev/Gezegen Sokak), Dilek Yalçın-27 Şubat’a kadar (CerModern/Sıhhiye), Kirkor Sahakoğlu-5 Mart’a kadar (Siyah-Beyaz/Şili Meydanı), İsmail Ateş-19 Şubat’ta açılacak (Armoni Sanat/Yıldız), Altan Çelem-24 Şubat’ta açılacak (Arda Sanat/Yıldız), Tunç Tanışık-16 Şubat’ta açılacak (Sevgi Sanat/Hilal Mahallesi), Cevriye Özgezer-19 Şubat’ta açılacak (Akdora Art/Hollanda Caddesi), Gültekin Serbest-1 Mart’a kadar (Medya Sanat/Çankaya), Gökhan Okur-23 Şubat’a kadar (Platform A-Taurus AVM), Pelin Öztürk Göçmen-16 Şubat’ta açılacak (ÇSM-Çankaya), Leyla Afacan Kodaman-24 Şubat’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Şafak Sırcan-4 Mart’a kadar (Galeri Sanat Yapım/Şenyuva), Hüseyin Macar-25 Şubat’a kadar (Kent Sanat/Yıldız), Celalettin Tandoğdu-Yarın açılacak (ÇSM/Çankaya), Özge Özdemir Gökbulut-23 Şubat’a kadar (BRHD/Hollanda Caddesi), Serap Emmungil-19 Şubat’ta açılacak (Detay Sanat/Kocatepe).