Paylaş
Merak edip sordum. Bir ressamın en önemli sermayelerinden biri çalıştığı elidir. İyce Tuncel, sağ elini hem de en hassas noktasından bileğinden kırınca, başlamış düşünmeye “ben ne yapacağım” diye. Hastanede deneyince bakmış ki, sağlam olan sol eliyle de desenler çizebiliyor. Derken başlamış yavaş yavaş sol eliyle çalışmaya.
Peki, ressamlığa başladığından bu yana sağ eliyle çalışan bir sanatçı nasıl başardı bunu? Kendisine bunu sorduğumda, “Dur, ben seni telefonda lafa boğmayayım. En iyisi yazayım” dedi. Bu arada sol eliyle yaptığı çalışmalarını 2 Kasım’da Kent Sanat Galerisi’nde sergileyeceğini hatırlattı. Sol elle üretilince serginin ismi de, “Sol aklım” olmuş. Buyurun okuyun, sağ eliyle üreten bir ressam, sol elini kullanmaya nasıl başlamış, beyniyle ona nasıl hükmetmiş:
“Sağ el bilekte yedi kırık... Üç saat süren ameliyatla takılan platin tabaka, çiviler ve kanca... Bir ay sonra platine bağlı çivilerden birinin sebebi belirsiz bir şekilde kırılması ve sonrasında ikinci ameliyat. Her şey sil baştan. Ama bu defa kalçadan kemik takviyesi vesaire vesaire...
Bu iki satır son üç aylık zorlu, sancılı, alçılı dönemimin kısa bir özeti. Bu süreçte herkes bana sürekli olarak ‘Funda belki de dinlenmen gerek bir süre resim yapmaman sana iyi gelecek, zaten çok çalıştın’ diyordu. Oysa bilmiyorlardı ki, ben resim yaparak yaşıyorum, üretmezsem, mutsuz, amaçsız, sıradan depresif bir varlığa dönüşürüm.
Aslında hepimiz kimliklerimizin ardında gizlediğimiz öz varlığımız ile ne yaşıyorsak yalın bir şekilde kurgulayıp içselleştiriyoruz. Hastane odasında sol elle ilk desenimi çizdiğimde şaşkınlık içerisindeydim. Çünkü daha önce sol elini hiç kullanamayan ben, sol elimle resim yapabiliyordum. Bu muhteşem bir şeydi. Daha önce hiç denememiştim, aklıma bile gelmemişti sol elimi kullanmak. İlk şaşkınlığım geçtikten sonra şunu fark etmeye başladım. Evet zihin resim yapmaya devam ediyor. Her iki elle de eşit yetenekte resim yapabilsem de aslında çizgiler aynı değil. Sanki farklı ressam yapmış gibi. İnternetten biraz araştırınca anladım ki, bazı insanlar tek bir beyin fonksiyonuna bağlı kalmadan iki tarafı da kullanabiliyor. Sol eli kontrol eden beynin sağ kısmı. Bu kısım soyut düşünüp büyük resmi görme kapasitesini sağlarken aynı zamanda da müzik, sanata yönelik algı ve duyguların yoğunluğu içinde çok özel noktaları ayırt etmeye yönelik çalışıyor. Şimdiye kadar sağ elimle 49 kişisel sergi gerçekleştirdim. Bu sergi, sol elimle açtığım ilk sergi. Çok heyecanlıyım yaptıklarımı, yaşadıklarımı sizlerle paylaşıyorum. Yaşamımın bundan sonra ki evrelerinde iki elle resim üretmeye devam edeceğim ta ki nefesim beni terk edene kadar. Hoş geldin sol elim, hoş geldin sol aklım.”
95. YIL KUTLU OLSUN
Etnoğrafya Müzesi’nde belirtildiği gibi Ankara, “Türk Milli karakterini, tarihini ve kültürünü yansıtan” bir başkenttir. Bugün Ankara’nın başkenti olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95. yılını kutluyoruz. Bu vesileyle başkentte yapılacak birçok etkinliğe katılabilirsiniz. Yaşasın laik, demokratik Cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet’in ölümsüz önderi Mustafa Kemal Atatürk.
KENTTE NE VAR?
Veysel Günay-2 Kasım’da açılacak (Galeri Akdeniz/Yıldız), Devrim Erbil-22 Kasım’a kadar (Grup Sanat/Yıldız), Yaprak Kurtoğlu-17 Kasım’a kadar (Valör Sanat/Yıldız), Aydın Ayan-10 Kasım’a kadar (Çağdaş Sanatlar Merkezi/Çankaya), Sema Ilgaz Temel-20 Kasım’a kadar (Bilkent Üniversitesi Sanat Galerisi), Hasip Pektaş-13 Kasım’a kadar (Detay Sanat/Kocatepe), Ahmet Şinasi İşler-Alaybey Karaoğlu-14 Kasım’a kadar (Emin Antik/Kale), Filiz Onat-Suna Özkalan-9 Kasım’a kadar (Galeri M/Kızılay), Sibel-Cemalettin Sevim-14 Kasım’a kadar (Medya Sanat/Çankaya), Füge Demirok-17 Kasım’a kadar (Nurol Sanat/Güvenevler), Salim Başyiğit-15 Kasım’a kadar (Platform A/Taurus AVM), İlhami Koçhan-Yarın açılacak (Ankara Vakıf Eserleri Müzesi/Ulus), Sonbahar Müzayedesi-4 Kasım’da (Ankara Antikacılık/Birlik Mahallesi).
Paylaş