Paylaş
“Önümüzde 7 Haziran seçimleri var... Seçim ve sonrası nedeniyle özellikle iç politikaya daha da yoğunlaşacağız bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu arada başta Suriye olmak üzere çevremizde de ilginç gelişmeler olduğunu gözardı etmemek gerekiyor. Bu nedenle dış siyaseti ve bu alanda bir olumsuzluk halinde onun beraberinde getireceği askeri hareketliliği de yakından takip etme durumunda kalabiliriz...”
Keşke yanılmış olsaydım diyorum. Ama yıllara yayılan Ankara gazeteciliği tecrübesiyle yazdıklarımızın ne yazık ki doğru olduğu gün gibi ortada, hatta beklediğimizden çok daha ileri boyutta.
Ülke 5 ay sonra yine bir erken seçime gidiyor. “Neden yine seçime gidiyoruz, kimse anlamıyor” laflarına inanmayın. Toplumun çok büyük bir kesimi her şeyin farkında. Suriye’de yaşananlara bakın. Bir iki ay içinde muhaliflerle birlikte Şam’da Emevi Camii’nde cuma namazı kılmayı hayal edenlerin destek verdiği Özgür Suriye Ordusu’nun birlikleri Rus uçaklarının ağır hava taarruzlarına hedef oluyor. Rusya defacto bir şekilde Türkiye’yi de vurmuş oluyor ne yazık ki, size de uyguladığınız yanlış politika nedeniyle gıkınızı çıkaramamak düşüyor.
PKK terörünün yeniden alevlenmesi 100’den fazla canımızı bizden koparırken, onlarca yuvayı da yasa boğdu. “Terörün belini kırdık” dedikçe, şehitlerimize döktüğümüz gözyaşımız daha da arttı. Bizzat kaleme aldığım, “Çözüm süreci döneminde terörün en fazla yaşandığı üç kentte (Hakkari, Şırnak, Tunceli) asker 2014 yılında 290 kez valiliklere müdahale etmek için başvuruda bulundu, valilikler sadece 8 başvuruyu uygun gördü” haberi, Türkiye’nin gündemine bomba düştü. İktidardan bir kişi “Hayır, bu haber yalandır” açıklaması yapamadı. Baktılar işin içinden çıkamıyorlar, bu kez kendilerinin emir verdiği valileri ve bürokratları görevlerini yerine getiremediler diye suçlamaya başladılar.
Ekonomide yaşanan sıkıntıları ise yazmayayım, çünkü sizler bizzat yaşayarak neler olduğuna şahitsiniz. Dolar, Euro almış başını gitmiş. Medyaya, özellikle de Doğan Grubu’na ve biz gazetecilere yönelik saldırı ve baskıların vardığı boyut, Ahmet Hakan’ın evinin önünde uğradığı saldırıyla doruk noktaya çıktı...
Sevgili sanatseverler, kısaca özetlediğim böylesi bir ortamda sanat yazmaya çalışacağız. Elbette olumsuz gelişmeler yaşamın her alanında olduğu gibi, sanatsal faaliyetleri de etkiliyor. Hangi galericiyle konuşsam, işlerin iyi olduğunu söyleyen yok gibi. Normal durumlarda dahi sanatsal etkinliklere bütçesinden pay ayıranların az sayıda olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ekonomi kötüye gidince doğal olarak, bu az sayıdaki insan da önce sanatsal harcamaları kısmayı tercih ediyor.
Bir aydan kısa bir süre içinde yeniden sandık başına gideceğimiz ve sonrasında hem içeride, hem dışarıda yaşanan gelişmeleri de izlemek zorunda kalacağımız için kimi zaman bu köşede aksamalar olabilir. Ama size tavsiyem, ne olursa olsun hayatın güzel yanlarından birisi olan resimle ve sanatın diğer boyutlarıyla bağınızı koparmamak olacak. İşte bu vesileyle, elektronik postama düşen ve gelen davetiyelerden bir potpori sunarak, sizlere yeni sezonda buruk da olsa yeniden merhaba demek istedim.
KENTTE NE VAR?
Sanırım Ankara’da sezon başlangıcının en önemli etkinliği 7 Ekim’de KAV Sanat’ta çağdaş Türk resminin önemli isimlerinden Mehmet Güleryüz’ün “...Ya da” isimli sergisinin açılışı olacak. Diğer bazı sergiler de şöyle:
İsmail Altınok-Kurtarılan resimler (Yarın açılacak-İ.Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Erkut Terliksiz (11 Ekim’e kadar-CerModern/Sıhhiye), Belgin Babür (10 Ekim’de açılacak-Jan Sanat/Yıldız), Deniz Ayral-Barış Yılmaz (24 Ekim’e kadar-Foyart/Çankaya), Tuğrul Cankurt (10 Ekim’e kadar-Nurol Sanat/Güvenevler-Çankaya), Şaban Okan (13 Ekim’e kadar-Kursart/Dikmen)-Dünyanın renkleri karma Sergi (31 Ekim’e kadar-Çağdaş Sanatlar Merkezi-Çankaya), RC Sanat Resim Müzayedesi (11 Ekim-Bilkent Center AVM).
Paylaş