Paylaş
Kavramsal sanat denilince de akla gelen ilk yerlerden birisidir. Bu yıl ağustos başında kaybettiğimiz kurucusu Faruk Sade’nin izleri Siyah Beyaz’da yaşamaya devam ediyor. Siyah Beyaz, geçmiş yıllarda olduğu gibi sanatta da farklılık yaratmayı sürdürüyor. Duvarları 12 Aralık’a kadar ünlü ressam Bedri Baykam’ın eserleri ile kaplı. Baykam sergisine “Arkabahçe” adını vermiş. Baykam yaptığı eserlerin görselinin ve açıklamalarının “Telif ve yayın haklarına” uygun şekilde yayımlanmasına büyük özen gösteren bir sanatçı. Emeğe saygı açısından son derece doğru bir tutum. “Arkabahçe” sergisiyle ilgili Melis Golar’ın Baykam’la yaptığı oldukça uzun bir söyleşiden alıntılarla sizi başbaşa bırakıyorum:
“Arkabahçe aslında ‘Tarihin Röntgencisi’ serisinin devamı niteliğinde. Arkabahçe serisinden sonra yaptığım resimler ise, bu iki seri ile yine bağlantılı ama biraz daha farklı bir yerde. Oluşum süreci ‘Tarihin Röntgencisi’nden başlayarak Arkabahçe’den geçip bu yıl yaptığım son yapıtlara kadar gelen birbirine bağlantılı, bir labirentin içinde birbirine açılan kapılarla geçiş imkanı veren farklı ama benzer iç dünya izdüşümleri bunlar.(...) Arkabahçe benim bir çeşit görsel, düşünsel ve kronolojik arşivimin oluşturduğu kitapçıklardan meydana gelmiş gibi. Ben herhalde Türkiye’nin en arşivci insanlarından biriyim. Buna rağmen bu konuda kendimden mutlu muyum? Hayır. Ama yine de biliyorum ki, sayısız insan yine de bu konuda beni takdir eder. Arşiv odam bakıldığında dağınıktır, ama yine de her yılın basın dosyası, iç-dış basın, fotoğraflar, el yazmaları, belgeler, hatıralar...Hepsi, çoğunlukla ayrıdır. Zaten elimde o olağandışı bilgiler olmasaydı, ‘Harika Çocuk’ ve ‘Sonsuz Okyanus’ gibi son derece detaylı otobiyografik kitaplar ortaya çıkamazdı. İnanın, ‘tüfek icat oldu, mertlik bozuldu’ derler ya, işte aynen o durumdayız. Dijital fotoğrafın ortaya çıkmasıyla, fotoğraf arşivimiz zora girdi. Eskisi gibi dosyalar değil, artık her 3-5-10 yılda saklanma yöntemi değişebilen, teknoloji nedeniyle her an kazaya uğrayabilecek kaprisli bir alan var artık karşımızda. Başa gelen çekilir diyerek devam ediyoruz yola...”
KOLEKSİYONERE UYARI
Baykam bu söyleşide koleksiyonerlere de çok önemli tavsiyelerde bulunuyor. İşte o tavsiyeden en çarpıcı bölüm:
“Koleksiyonerlere düşen bir çok sorumluluk var. Önce kendilerine ve ailelerine, ardından sanatçılara ve sanata karşı. Türkiye’de koleksiyonerler, önemli sanat tarihçileri veya kendi kalplerini dinleyerek kalıcı bir koleksiyon oluşturacaklarına, müzayedelerde buldukları herhangi bir ucuz işler yumağını satın alarak iyi bir alış veriş yaptıklarını sanıyorlar. Halbuki önemli olan koleksiyonerin kendi kimliğini, zevkini, araştırmalarını yansıtan işlere göre koleksiyonunu oluşturması. Bir yapıtın ucuz olması, onun satın alınabilir, satın alınması gereken bir iş olduğu anlamına gelmez...”
KENTTE NE VAR?
Mustafa Ayaz- 1 Aralık’ta açılacak (M.Ayaz Müzesi/Balgat), Mehmet Ali Doğan- 10 Aralık’a kadar (Galeri Akdeniz/ Yıldızevler), Ömer Lütfi Çetin-1 Aralık’ta açılacak (Gözde Sanat/A.Ayrancı), Hülya Ulaş Feyzioğlu- 20 Aralık’a kadar (Kent Sanat/Yıldız), Sedef Yavuzalp-Yarın açılacak Köksal Eğitim Vakfı/ GOP), Birsen Salahi-10 Aralık’a kadar (Bilkent Üniversitesi Sanat Galerisi), Işıl Özışık-10 Aralık’a kadar (Nurol Sanat/Güvenevler), İmren Erşen- 7 Aralık’a kadar (Sevgi Sanat/Çankaya), Orhan Umut (resim)-Murat Yıldırımçakar (heykel)- 10 Aralık’a kadar (Galeri Soyut/Yıldızevler), Süreyya Atalay- 6 Ocak 2017’ye kadar (Atlas Sanat/Cinnah Caddesi), Vahap Taşkınsoy-Sadık Kınıkoğlu- 15 Aralık’a kadar (Emin Antik/Kale), Murat Bostan- 5 Aralık’a kadar (Galeri M/Armada AVM), Jale Erzen- 3 Aralık’a kadar (Kayıhan Keskinok Vakfı/Çankaya), Burak Şahin- 30 Aralık’a kadar (Krişna Sanat/Çankaya), Mehmet Gülbulak- 9 Aralık’a kadar (Ziraat Kuğulu), Synergie Karma Sergi-28 Aralık’a kadar (Platform A-Taurus AVM).
Paylaş