Paylaş
YAKLAŞIK 10 gündür, önümde bir mektup duruyor. Mektubu yazan kişi, Cumhurbaşkanlığı Mali İşler Daire Başkanı iken, Köşk'le ilgili alımlarda yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Gülizar Baysal... Gülizar Hanım, Devlet Denetleme Kurulu Raporu'na göre ihaleye fesat karıştırıp, haksız kazanç sağlamaktan yargılanıyor.
Sanık Baysal, memuriyet yaşamında yolsuzluk ve usulsüzlük yapmadığını, aksine bazı şaibeli işlere karşı çıktığı için saray entrikalarının kurbanı olduğunu öne sürüyor. Gülizar Baysal'ın doğru konuşup konuşmadığına, yargı süreci sonucunda mahkeme karar verecek. Ancak mektubunda dile getirdiği çok önemli iddiaları gazeteci olarak es geçmemiz mümkün değil. Mektubu yaklaşık 10 gündür niçin yayınlamadan tuttuğumuza gelince... Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresini uzatacak Anayasa değişikliği teklifinin Meclis'teki oylamasını bekledik. Oylama öncesi yayınladığımız takdirde bazı haksız yorumlara neden olabileceğini düşündük.
‘‘DEVLETİN ÇIKARLARINI KORUDUM’’
İşte Cumhurbaşkanlığı Mali İşler eski Daire Başkanı'nın akçeli işlerle ilgili iddiaları:
‘‘1- Cumhurbaşkanlığı için İstanbul'da restore edilen Huber Köşkü'ne bir helikopter pisti gerekliydi. Bu pist yerinin seçimi için Ankara'dan bir heyet görevlendirildi. İncelemeler sonucunda 1.5 dönümlük bir yer beğenildi. Bu arsaya 955 milyar lira değer takdiri yapılmıştı. Ödemeler için İstanbul'a gittiğimde, arsanın tapu kayıtlarına ve imar durumuna baktım. Meğer orası yeşil alanmış! Böylece 955 milyar lira yerine, sadece 75 milyar liraya işi bitirdim. Devletin 880 milyar lirasını kurtarmamış olsaydım, acaba bu para kimlerin cebine girecekti?
2- 1993-96 yılları arasında, Köşk’e iş yapan ünlü bir firmada çalışan Betigül Selçuk, daha sonra bu görevinden ayrıldı ve Cumhurbaşkanı'mızın kayınbiraderi Ali Şener ve eşi Füsun Şener ile birlikte, çok pahalı kumaşlar ve antikalar satan bir yer açtılar. Bu işyeri, Ali Şener'in Gaziosmanpaşa'daki ofisinin altındadır. Bunlar, Betigül Hanım'a eskiden çalıştığı şirket adına Köşk'ü döşettirirken kişisel rant sağlıyorlardı. Bu haksız kazançlara karşı çıktığım için husumetlerini çektim. Artık tüm Türkiye, Şener Ailesi'nin Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden beslendiğini bilmelidir.
‘‘ONLARI KIZDIRDIM’’
3- Yine Füsun Şener'in zorlaması ile İstanbul Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı kompleksine milyarlarca liralık antika eşyayı önerdikleri firmadan almamış olmam, onları çok kızdırdı.
4- Sayın Cumhurbaşkanı'nın özel Koruma Müdürü ve Danışmanı (Hayrettin Gökdemir) hakkında gelen MİT raporu, bu kişinin çok sakıncalı rabıtalarını göstermesine rağmen işleme konulmamıştır. Benim yazmaya bile ürktüğüm birçok olay var. Hayri Bey'in kimlerle, nasıl ilişkileri olduğunu ve kimlere köprü vazifesi gördüğünü, burada isimlerini zikretmediğim beyefendiler çok iyi bilirler. Beni bu karanlık zincire dahil edemediler. Direndiğim için iftira kampanyasına uğradım. Yapacağım açıklamalar, en tepedeki zevata kadar dayanacaktır!’’
Gülizar Baysal'a yönelik suçlamalar ve onun bize yazdığı mektuptaki iddialarla ortaya çıkan tablo çok düşündürücü. Bir yanda yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle cezaevine gönderilen Mali İşler Daire Başkanı'yla ilgili suçlamalar... Diğer yanda onun en tepedeki zevata kadar uzayan iddiaları.
ŞENER: ‘‘İDDİALAR KOMİK!’’
Sorumlu gazetecilik anlayışımız gereği, Cumhurbaşkanı Demirel'in kayınbiraderi Ali Şener'i arayarak görüşünü aldık. Şener, Turgut Özal'ın vefatından sonra Çankaya'daki Köşk'ün elden geçtiğini ve dekorasyonunun yenilendiğini söyledi. Ali Şener bu aşamada Betigül Selçuk'un müdireliğini yaptığı firma adına devreye girdiğini ve kendisine kişisel bir kazanç sağlanmasının mümkün olmadığını belirtti. Kayınbirader Şener, Betigül Selçuk'un, eşiyle ortaklaşa bir kumaş firması açtıklarını ancak faaliyetlerinin boş zaman değerlendirmesinden öte gitmediğini vurguladı. Şener Ailesi'nin Köşk'ten beslendiği iddiasını ise komik buldu... Köşk'ün mutfak masraflarını, 80 ay süreyle cebinden ödediğini açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne girerek araştırma yapmamız ve kimin doğru konuştuğunu belirlememiz mümkün değil. Bu durumda görev, yine Devlet Denetleme Kurulu'na düşüyor. Kanımızca Gülizar Baysal hakkındaki soruşturmanın bir benzeri, onun iddialarını araştırmak için de yapılmalı.
Çünkü halk, vergi yoluyla cebinden çıkan paranın Köşk'te nasıl harcandığını bilmek istiyor. Bunun yolu da Devlet Denetleme Kurulu ile yargının, doğru söyleyeni bulmasından geçiyor.
Paylaş