Turizmde ne umduk ne bulduk ne bekliyoruz

COVID-19 salgını nedeniyle turizm sektöründe 2020 yılı “kayıp yıl” olarak kayıtlara geçti. Hepimiz evlerde geçmiş yılların seyahat anılarına dair fotoğraflarla avunduk, sosyal medya hesaplarımızda eski kareleri tekrar paylaştık.

Haberin Devamı

Turizmde ne umduk ne bulduk ne bekliyoruz

Bunaldık, gezmeyi çok özledik. Aslına bakarsanız 2019 yılı da turizm sektörü için çok zirvelerde bir yıl değildi ama ortadaki insan hareketliliği, yerli turizmin getirdiği otel dolulukları, turlar, yeme içme sektörüne yansımaları ile işler devam ediyordu. Yıllardır ülkemize gelmeyen nitelikli Amerikalı, Avrupalı ve Japon turistlerin eksikliği bu şekilde unutulmuş onların yerini almaya çalışan Ortadoğu, Rus, Endonezya, Malezya ve Çin gibi ülkelerden gelen turistlerle sektöre pansuman yapılmaya çalışılıyordu. Demek istediğim ekonomik kriz zaten vardı... Virüs salgını ile birlikte sektörün her paydaşı dibe vurdu...

Haberin Devamı

ÖNCE UÇAKLAR DURDU

Yılın son günlerinde Çin’in Wuhan kentinde bir virüs çıktı, yayılmaya başladı. Çok ciddiye almadık, bize gelmez dedik. Derken uçak seferleri durdu... Rezervasyonlar iptal oldu. Hala inanamadık... İnanmak istemedik. Ta ki yasaklar başlayana kadar. Kapattık, kapandık, durduk, bekledik, ne olacak diye... Yasaklar, kurallar derken “Mayıs sonu toparlanır” diye bir ses çıktı, “Haziran daha iyi olacak” dendi, “temmuzda işler açılır” dedi öteki... Hiçbiri olmadı ve turizm sektöründe çoktan herkes kendini kurtarma derdine düşmüştü . İnsanlar virüs salgının yarattığı korku nedeniyle uçak yolculuğunu tercih etmez oldu. Havaalanlarında her türlü sosyal mesafe ve hijyen odaklı önlemler alınmasına, uçaklarda saatte 15-20 kez havayı sirküle eden hepa filtrelere vurgu yapılmasına rağmen birçok insan halen daha uçak yolculuğunu tercih etmiyor. Turist rehberleri evlerini geçindiremiyor, turizm taşımacılığında çalışan otobüsler boş arazilerde yatıyor, satılıyor. Birçok otel mart ayından bu yana açmadı bile, çalışanları kıt kanaat geçiniyor.

BİNLERCE ACENTA KAPANABİLİR

Her akşam Tv’de görüşlerini dinlediğimiz, kararları ve önerileri ile hareket ettiğimiz Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu gibi turizm sektöründe de sözüne güvenilir, tecrübeli, tarafsız insanlardan kurulu bir bilim kurulu olsaydı diye yazmıştım aylar önce... Belli ki sesimi çok az kişi duydu... Henüz bir çalışma yok.. Daha önce Türkiye turizminin gelecek beş yıl içinde karşılaşabileceği riskler üzerine çalışmalar yapılsaydı, salgın hastalık, deprem, terör vs. getirebileceği ekonomik sıkıntılara yönelik hazırlıklar yapılsaydı, en azından sektör bu kadar hazırlıksız yakalanmazdı, riskli yatırımlardan kaçınırdı. Kredi almazdı, Nakit veya hızla paraya döndürülebilir yatırımlarda kalırdı. Zorlu süreçte oteller, tur operatörleri, uçak şirketleri, turist rehberleri, ulaştırma şirketleri ve turizm ile ilgili olan diğer sektörler ilk haftalarda liderlerinden destek aradılar şimdi ise herkes kendi gücü yettiğince ayakta kalmaya çalışıyor, küçülüyor, üzülüyor.

Haberin Devamı

Turizmde ne umduk ne bulduk ne bekliyoruz

Son otuz yılını krizlerle boğuşarak geçirmiş olan Türkiye turizmi, bu krizlerden edindiği deneyimlerle, bu krize de hazırlıklı girebilirdi. Olmadı, beceremedik..
Kültür ve Turizm Bakanlığının açıkladığı resmi rakamlara göre 2019 yılında ülkemizde faaliyet gösteren seyahat acentesi sayısı 11 bin 410. Seyahat Acentaları binlerce çalışanı ile birlikte ayakta kalmaya çalışıyor, küçülüyor veya kapanıyor. Avrupa’daki rakiplerimiz seyahat acentelerini ayakta tutmak için binlerce Euro hibe desteğinde bulunurken bizde maalesef, tur operatörlerinin kredilere erişimleri bile çeşitli bahanelerle engellenir durumda. Çoğu acenta kepenk indirdi ama kira vb. sabit giderleri hala devam ediyor. Hibe yoluyla destekten umudunu kesen acentalar, en azından uzun vadeli düşük faizli kredi desteği bekliyor. Personel masraflarına katkı, geçmiş vergi borçlarının ötelenmesini istiyor. Farklı alanlarda hizmet veren sektörün en önemli sac ayaklarından biri seyahat acentalarının kapanması ülke turizmine vurulacak en önemli darbelerden biri olur.

Haberin Devamı

ZİYARETÇİ SAYISI AZALDI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre son 11 ayda Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçiler ocak-kasım döneminde yaklaşık yüzde 72 azaldı. Yıllık bazda düşüş ise yüzde 61.93 oldu.
Bakanlığın açıkladığı verilere göre Türkiye’yi ziyaret eden yabancı ziyaretçiler kasım ayında 834 bin kişiye, ocak-kasım döneminde de 12.03 milyon kişiye geriledi.

Pandeminin turizm sektörüne etkilerine ilişkin bir rapor açıklayan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, turizmin her 10 kişiden 1’ine istihdam sağladığını hatırlatırken, “Turizmde gelir kaybı 1.2 trilyon dolara ulaşabilir. 120 milyon kişi işini kaybetme riskiyle karşı karşıya” demişti. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne (UNWTO) göre de 2020 yılının ilk sekiz ayında uluslararası turizm yüzde 70 azaldı. Son çeyrekte ise çeşitli bölgeler başta olmak üzere durma noktasına geldi. Yani ortalık perişan.

Haberin Devamı

2021’DEN NE BEKLİYORUZ?

Turizmde ne umduk ne bulduk ne bekliyoruz

Bir tarafta aşı haberlerinin çıktığı diğer tarafta da belirsizliğin sürdüğü günlerle 2021’e girdik.
Lafı çok gevelemeye gerek yok, turizm sektörünün canlanması insanların korkuyu yenmesine bağlı... Bu bir ayda da olabilir bir senede de... Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz ve ona göre tavır alacağız. Turizm sadece Türkiye’nin değil tüm dünya ülkelerinin bacasız sanayisi ve sektörün her alanında milyonlarca insan ekmek yiyor, aile geçindiriyor. Yaklaşık bir senedir içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreç tüm dünya daki Turizm camiasını yıprattı. Dünya turizmcileri sürekli; “Kapılarımızı turistlere hangi şartlarda ne zaman, nasıl açacağız, turlar ne zaman başlayacak?” diye konuşuyor, turizm sektörünün her kademesi kendi içinde “Yerli ve yabancı turistler ne zaman ve nasıl gelir, insanlar ne zaman gezmeye başlar?” sorusunu kıyasıya tartışıyor. Enseyi çok karartmak istemesem de ne yalan söyleyeyim umut da dağıtamıyorum.

Haberin Devamı

Kimbilir, belki de 2021 tatil özleminin yoğun bir şekilde geri döndüğü, salgın sonrası insanların özgürce dolaştığı yıl olarak tarihe geçecek. Tur operatörlerinin, otellerin, uçak şirketlerinin başlattığı hijyenik hizmet anlayışı ve yeni servis modellerinin ilk defa denendiği ve fiyatlandırıldığı deneyim yılı olacak. Nisan mayıs ayından itibaren müşteri talepleri, ön rezervasyonlar şaşırtacak, bizleri sevindirecek.
Korona aşısı ile ilgili haberler aynı zamanda sektöre umut aşısı olacak. 2021 yılında yaşadığımız yaşam korkusundan kaynaklanan travmatik süreç müşterilerin ruhunda ve beyninde çözülecek, sosyal yaşama hızlı ancak dikkatli geri dönüş başlayacak. Kuraklık endişesini de yaşamaya başladığımız günlerde, daha hassas, daha az tüketen- çevreyi kirleten, daha az yok eden bir toplum olma süreci belki turizmde de israfı azaltacak.

Biz de Karagöz Turizm Seyahat Acentası olarak düzenlediğimiz, uzmanı olduğumuz Ege adaları gezilerini, köy gezilerini, şehir kültürü ve tren gezilerini çok özledik. Yolları paylaşmayı, gezilerde dost ve anı biriktirmeyi özledik. 2021 sezonu için umutlar yavaşta olsa yeniden yeşermeye başlıyor. Bunun temelinde ise “aşı” var. Dünya bir rahatlama beklentisinde, 2021 yaz sezonu geride bıraktığımız yıldan daha iyi olabilir, olumlu senaryolar çizenleri de desteklemek gerek. Tabii belirsizlikler halen planlamaların ötelenmesine neden oluyor; fakat buna rağmen Türkiye turizminin “son dakikacı” yabancı turistler ve “ülkemize sadık müşterilerden” iyi dönüşler alacağını tahmin ediyorum. Gönülden diliyorum.

Sağlıklı, huzurlu ve özlediğimiz rotalara kavuşacağımız bir yıl olsun...

Yazarın Tüm Yazıları