Paylaş
Türkiye’deki iyi eğitim almış, genel kültürlü, en kötüsü bir üniversite mezunu, en az bir yabancı dili iyi bilen meslek gruplarından biridir. Hakkında en çok şehir efsanesi yaratılan, en çok ön yargı ile yaklaşılan mesleklere örnek ararsanız, cevap yine rehberliktir.
Uzaktan herkesin bildiği ama iyi tanınmayan bir meslek. Bazılarına göre iş bile sayılmıyor, öyle ya “Hem geziyorsun hem para kazanıyorsun daha ne istiyorsun? Yediğin önünde yemediğin arkanda, her gün eğlence, her gün gezi, güzel kadınlar, yakışıklı delikanlılar, güzel oteller” deyip geçerler... Ama bir an durup düşünmezler mesela, rehberler eve döndüğünde yol yorgunluğu yüzünden kaç gün kendilerine gelemez, sinirler yıpranır, her türlü hava koşulunda her gün yüzlerce kilometre yol yapılır, off deme şansı yoktur, her koşulda sabırla gülümsemek zorundadır...
HER NAZI ONLAR ÇEKER
Her zaman en erken kalkan, en geç yatan onlardır, şoförü ayrı garsonu ayrı idare eder gönlünü almaya çalışır, üstelikte her zaman güzel temiz bir oda beklemez, her çeşit otel odasında yatmışlığım vardır mesela Yol boyunca otobüste, bırak misafirleri, o turu satan acente sahibinin bile hiç duymadığı yüzlerce farklı konudaki bilgiyi, her grup için o insanların anlayacağı bilgi seviyesinde yeniden formüle edip anlatan, ülkemizin dört bir yanına dağılmış, köyünden şehrine, yüzlerce müze ve ören yerine nereden girilir-çıkılır, yürüyüş rotası nediri bilen, her biri birbirinden farklı kültür, gelir ve öğretim geçmişine sahip misafirleri aynı oranda mutlu etmesi, ve sürekli çıkan anlaşmazlıkları, seyahate dair araç bozulması dahil sorunları çözmesi beklenen kişilerdir rehberler.
Ailelerini kimse sormaz mesela, sevenleri ne yapar onlar yollardayken ? Çocukları anneleri ya da babalarını görmeden nasıl büyürler, kaç tane müsamere, tiyatro gösterisi, ilk alınan karne, mezuniyet töreni kaçırılır? Evinden yüzlerce bazen binlerce kilometre uzakta dağın başında veya bir adada, çalan bir telefonla çocuğunun, hayat arkadaşının, annesi ya da babasının bir sorunu olduğunu, hastaneye kaldırıldığını öğrendiğinde ne hisseder?
ÇOK MU KAZANIRLAR
Her geçen sene kötüye giden turizm sektörü yaşanan virüs süreci ile dipte... Rehberlerde öyle... Ülkemizde bir rehberin senede iyimser tahminle sadece 100-150 gün çalışabildiğini, bu sürede kazandığı yevmiyeyle de 12 ay yaşamak zorunda olduğunu, sağlık-emeklilik primleri, tüm ev, okul, kılık kıyafet masraflarını işte bu sürede kazandıkları parayla ödemek durumunda olduklarını unutmayın, yani istikrarsız bir meslektir bu meslek, o duyduğunuz şehir efsanelerine de pek inanmayın. Bunun yanında sürekli kendini geliştiren, araştıran, okuyan sonu olmayan bu meslekte bir noktadan sonra farklı konularda uzmanlaşma yoluna giden insanlardır.
NASIL REHBER OLURSUNUZ?
Ben Bursa’da Kültür ve Turizm Bakanlığının 1992 yılından açtığı kursa katılarak rehberlik kokartımı almıştım. Günümüzde, üniversitelerin turist/turizm rehberliği bölümlerinin ön lisans, lisans veya yüksek lisans programlarından mezun olan ve yabancı dil yeterliliğine sahip bulunanlar, TUREB ve TÜRSEB’ın ortak önerileri ve Bakanlığın onayıyla turizm sektörünün ihtiyaçları dikkate alınarak, belirlenen dillerde Bakanlığın gözetimi ve denetimi altında Birlik tarafından ülkesel veya bölgesel turist rehberliği sertifika programlarına katılarak alabiliyorlar.
Bu uzun süreli kurslara katılanların, sertifika programı kapsamında belirlenen tarihi ve turistik alanları tanımak ve bilgi sahibi olmak amacıyla Bakanlığın gözetimi ve denetimi altında yapılan Türkiye uygulama gezilerine katılmaları zorunlu. Uygulama gezileri, ülkesel veya bölgesel sertifika programları için ayrı ayrı düzenleniyor ve kapsamlı oluyor.
TÜRKİYE’DE REHBERLİK
Türkiye’de rehber olmak için üniversite mezunu olma şartı var. Bugün birçok üniversitede önlisans ya da lisans düzeyinde 90 a yakın turist rehberliği programı var. Onlarca dersi tamamlayıp mezun olmak yetmiyor, ek olarak yabancı dil sınavından en az 75 almış ve uygulama gezisini de tamamlamış olmak gerek mesleğe kabul için.
Rehberler gününün yeni kutlandığı bugünlerde, meslek birliğine kayıtlı Türkçe’nin yanı sıra 37 farklı dilde anlatım yapabilen, ( en az bir yabancı dil kokartında yazmalı) yaklaşık 11 bin 266 turist rehberimiz varken, turizmde rakibimiz olan ülkeler bizi kıskanırken, son günlerde bir grup acenteci virüsle boğuşan ülke turizminde tek derdin, rehberlik mesleğine kabuldeki yabancı dil şartının, bir kısım turlarda rehber bulundurma ve yevmiye olarak en az taban ücret ödeme zorunluluğunun kaldırılması için uğraşıyorlar. Yani sadece Türkçe rehberlik olurmuş!
Dünya genelinde turizm hareketliliğinin başladığı 1960’lı yıllardan bu yana rehberlerin en büyük özelliği yabancı dil biliyor olmalarıdır. Sadece yabancı dil bilmek değil, yabancı dili çok iyi derecede bilmek turist rehberliği mesleğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Nitekim dünyada turizm sektörü yabancı dil bilmeyen hiçbir bireyi istihdam etmemektedir. Sonuç olarak sadece “Türkçe rehberlik olsun” gibi konularla uğraşmak abesle iştigaldir.
Meslekte 29 YIL..
Meslek yasası çalışmaları için Ankara ‘da TBMM de yaptığımız ziyaretler 2012
Bursa’nın en eski, 25 yıldan fazla hizmet etmiş, turist rehberleri soldan sağa : İhsan Ünaldı, Eski İl Kültür Turizm Müdürü Ahmet Gedik, Necdet Hakgüden, Uğur Çelikkol – BTSO Bursa Tanıtım tırı önünde.. Ağustos 2009
Karagöz turizm gezilerinin sürükleyici karakteri olarak bu sene rehberlik mesleğinde 29 yılı geride bırakıyorum. Bursa’nın resmi belgeli en eski rehberlerlerinden biri olarak 2017’de turist rehberliği mesleğinde aktif 25 yılı doldurduğum için Rehberler Günü kutlamaları çerçevesinde IRO- Istanbul Rehberler Odası tarafından düzenlenen etkinlikte 25. Yıl plaketimi almıştım. Yaşadığım şehrin ve ülkemin turizmine yazılara sığmayacak kadar çok emek verdim, binlerce insana hizmet ettim.
2005 yılından beri IRO Istanbul Rehberler Odası Bursa Temsilcisi olarak, yıllarca TUREB-Türkiye Rehberler Birliği Yürütme Kurulu üyeliği görevinde bulunarak, Bursa’da turist rehberlerine yönelik hizmet içi zorunlu ve genel konularda eğitim seminerlerinin düzenlemesinde başrolü oynadım, T.C. Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından zorunlu tutulan ve her yıl gercekleşen hizmet içi seminerlerin 2008’den bu yana Bursa’da düzenlenmesini sağladım..
2008 ağustos ayında Bursa’da hayata geçen GÜMRED-Güney Marmara Profesyonel Turist Rehberleri Derneğinin kurucularından biri olarak derneğin ilk başkanı seçilerek dernek çatısı altına Bursalı rehberleri topladım. 27 Ocak 2011’de gercekleşen 2. Olağan Genel Kurul’da da çoğunluğun oyu ve desteği ile tekrar dernek başkanı seçilerek toplamda dört yıl GÜMRED başkanlığı yaptım.
Eylül 2012’de İstanbul’da gerçekleşen ve üyesi olduğum IRO- İstanbul Rehberler Odası genel kurulunda TUREB delege kuruluna seçildim. 2012 yılı haziran ayında mecliste kabul edilerek hayata geçen ve rehberlerin yıllardır beklediği “Rehberlik Meslek Yasası” görüşmeleri için için dönemin TUREB ve İstanbul Rehberler Odası Başkanı Şerif Yenen, Aro, İzro Başkanları ve diğer rehber dernek temsilcileri ile birlikte Aralık 2011 ile Haziran 2012 ayları arasında defalarca Ankara’daki siyasiler, Meclis ve ilgili Bakanlıklarla görüşmelere katıldım, çalışmalarda bulundum ve rehberlik meslek yasasının çıkmasında çorbada tuzu olmuş kişilerden biri oldum. 2001 yılından bu yana İRO üyesiyim.
Görmüş olduğunuz fotoğrafta (5 Ocak 2012) bakanlık koridorlarında dönemin Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay, o dönem ANRA-Ankara Rehberler Derneği Yönetim kurulunda görev alan ve günümüzde TUREB Başkanı olan Suat Tural ve GÜMRED-Güney Marmara Turist Rehberleri Derneği Başkanı, IRO -İstanbul Rehberler Odası Bursa Temsilcisi ben, Uğur Çelikkol var... Ankara seferlerimiz, Şerif Yenen’in çabaları boşa gitmedi. 6326 Sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu, 22.06.2012 tarih ve 28331 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve binlerce rehber günümüzde bu yasa çerçevesinde mesleklerini icra ediyor. Rehberler Günü’nü kutlamak ve tebrikleri kabul etmek en çok da bizim hakkımız sanırım.
HALİKARNAS BALIKÇISI
Cevat Şakir Kabaağaç-Halikarnas
Günümüz rehberlerinin rol modeli, Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı, Anadoluluk bilincini uyandırması ve sevdirmesi sebebiyle rehberlik mesleğinin modern anlamdaki öncüsü olarak kabul edilir. Cevat Şakir, Girit’te doğmuş (1890). Küçük yaşta babası büyükelçi olarak Atina’ya atanmış ve ailece Falerum Körfezi kıyısında yer alan Faliro’ya (Faleron), denize ilk sevdalandığı yere taşınmışlar. Daha sonra Büyükada’ya dönmüşler ve çocukluğu dönümlerce bahçesi olan beyaz bir evde geçmiş. Belki de gezmeye, rehberliğe olan sevgisinin temellerinin atılması böyle olmuştur.. İlk defa 1925 yılında aldığı sürgün cezası nedeniyle geldiği Bodrum’a, Otuzlu yıllarda tamamen yerleşir... Bodrum’a geldikten sonra antik dönemdeki adı olan Halikarnas’ı kendine ad olarak alır ve Halikarnas Balıkçısı olarak anılmaya başlar. 1946 yılında üç çocuğunun öğrenimi için Bodrum’dan İzmir’e taşınarak yaşamını yazarlık ve profesyonel turist rehberliği yaparak sürdürür, turist rehberliği kurslarında da dersler verir. 1950’li yılların sonunda İzmir’de Wagon Lee, Van der Zee (1959) gibi seyahat acentelerinin kurulup rehberli turların düzenlenmeye başlanması ve aynı dönemde tüccarların da İzmir’e gelen konuklarını gezdirmek istemeleri, turist rehberi ihtiyacını doğurur. Halikarnas Balıkçısı doğadan ve tarihten kopmadığı için kendi deyişiyle “turist gezdiriciliği”ne başlar.
Halikarnas Balıkçısı ve diğer Mavi Anadoluculuk görüşünü savunan aydınlar Anadolu toprakları üzerinde yaşamış tüm uygarlıklara sahip çıkarak bu kalıntıların, kültürel mirasın halk tarafından bilinmemesinden ve tanıtılmamasından yakınır. Mavi Anadoluculuk felsefesi, mavi yolculuğun da başlangıcını oluşturur. Halikarnas Balıkçısı’nın yedi aydın arkadaşı ile birlikte 1946 yılında çıktığı ilk mavi yolculuk ve ilk mavi yolculukların gelişimi, 2018 yılında Prof. Dr. Nazmi Kozak editörlüğünde yayımlanan “Dünden Bugüne Türkiye’de Turizm” adlı kitapta yer alan Yetgin ve Yılmaz’ın yazdığı “İlk Mavi Yolculuklar” bölümünde ayrıntılı bir biçimde bahsedilmektedir.
Sonuç olarak, Halikarnas Balıkçısı Anadolu topraklarının, Batı Kültürü’nün temelini oluşturduğu görüşündedir. Bu nedenle, Batı uygarlığının temellerinin Anadolu topraklarında başladığını herkesin kavraması için çaba gösterir. Rehberlerin pirini de saygıyla anıyoruz.
Paylaş