Paylaş
Mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Özellikle uçağınız İstanbul Havalimanı’na indikten sonra yanaşılacak köprüye kadar (burada genellikle kullanılan körük ifadesi yanlıştır) ciddi bir zaman geçer. Bu elbette havalimanının büyük olmasından da kaynaklanıyor. Ama başka bir nedeni var. Uçağınız taksi yaparken, yani yerde ilerlerken zaman zaman durur. Sonra yeniden gaz açılır ve devam eder. Pencereden baktığınızda uçağın yerde durmasına neden olacak bir şey göremezsiniz. Yani önünden başka bir uçak falan geçmiyordur. Ama pilot neredeyse sistemin her köşe başında bir fren yapar. Sebebi bir sonra konuşma için geçeceği telsiz frekansını zamanında alamamıştır. Bu pilotun elinde olan bir şey değildir.
Ayrıca uçakların bir de takside istenen hızla gitmediklerini anlarsınız. Dönüş yolculuklarında bu taksi sürelerinin uzamasına yolcunun tahammülü daha azdır. Neden bir türlü ve hızla uçak köprüye yanaşmaz? Bu kağnı arabası gibi gidiş bir güvenlik tedbiri midir? Bu yavaşlığın sorumlusu kimdir? Elbette havacılıkta bütün tedbirler sonuna kadar kullanılır ama sistem doğru işlemesi için tedbirleri ağır-aksak uygulamanın da hiçbir mantığı yok. İşte bu yavaşlığın perde arkasındaki satır başları...
YOLCULAR RAHATSIZ
İstanbul Havalimanı dizayn edilirken yer trafiği kontrolü yaklaşık 10 sektöre (bölüm) ayrılmış. Pilotlara taksi sırasında bir sektörden diğer sektöre geçerken yer trafik kontrolörleri tarafından yeni frekanslar verilmekte ve pilotlar, verilen yeni sektörün frekansı ile temas etmeden o diğer sektöre girememektedirler. Anlayacağımız, ilerleyemez. Bu durum taksi sırasında pilotların hem iş yükünü arttırmakta hem de fazladan fren yaparak uçakların fren sistemlerinin çabuk eskimesine sebep olmakta, hava yolu şirketlerine de ek maliyetler yüklemekte. Bir sektörün sona gelmeden yeni frekanssız pilota anons edilmesi gerekir. Zaman kaybı ve duraksamalar olmaz. Yolcu konforu açısından da bu durum negatif etki yaratıyor. Bir de taksi sırasında havalimanında bulunan gereksiz sürat limitleri nedeniyle pilotlar kağnı arabası gibi yavaş gitmek zorunda kalıyorlar. Bu durum taksi sürelerini uzatıyor ve yolcuların sinirlerini geriyor, tahammüllerini zorluyor. Havalimanında yapılması istenen taksi sürat limitleri aslında Boeing ve Airbus gibi uçak imalatçılarının istediği sürat limitlerinin de altında. Oysa pilotlar uçak imalatçılarının verdiği taksi hız limitlerini kullanmayı tercih ederler.
NASIL ÇÖZÜLÜR?
* İstanbul Havalimanı’ndaki bu gereksiz sürat limitleri bir an önce kaldırılmalı ve özellikle apron bölgesindeki yer kontrolü daha az frekans değişikliği yapılarak uçak trafiği akışını hızlandırmalıdır.
* İstanbul Havalimanı’nın, JEPPESEN 30-1P2 sayfasında “reduce engine taxi not allowed during the RWY crossing” (tek motor ile pistleri kat etmek yasaktır.) şeklinde pilotlar tarafından saçma sapan ve gereksiz olarak nitelendirilen bu kuralın bir an önce ilgili otoritelerce (IGA, DHMİ, SHGM, THY...) tekrar gözden geçirilip, Türkiye AIP’sinden kaldırılması gerekmektedir. Çünkü pilotlar inişten sonra yakıt tasarrufu yapmak için, park yerine gidene kadar motorlardan birini kapatırlar ve tek motor ile taksi yaparak park yerine giderler. Fakat bu saçma sapan kural yüzünden pilotlar İstanbul Havalimanı’nda tek motor ile taksi yapamamaktadırlar. Bu kuralın uygulanmasının havayolu şirketlerine, İstanbul Havalimanı’ndan en çok uçuş yapan THY’ye, doğaya, ülkemizin milli servetine zararı çok büyük.
* Yeni havalimanında (LTFM) ACTIVE RWY 35 L/R olduğunda, tek motorla kat edilmesi yasak olduğu için iniş kalkışların RWY 34L pistine olduğu durumlarda günde ortalama 490 iniş kalkış yapıldığı varsayılırsa, her uçuşta ortalama 90 kg fazla yakıt takside harcanmaktadır. LTFM meydanında 30-1P2 sayfasında “reduce engine taxi not allowed during the RWY crossing” ifadesinin kaldırılması durumunda pilotlar RWY 35 L/R pistini tek motorla kat edebilecek ve yıllık binlerce ton yakıt tasarrufu sağlayacak. Ayrıca çevre kirliliği açısından da çok faydalı olacak.
IATA İSTANBUL’DA TOPLANDI
Toplam 290 havayolu şirketinin çatı kuruluşu Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) Wings of Change Europe (WOCE-2022 ) günleri İstanbul’da gerçekleşti. Pegasus Hava Yolları’nın ev sahipliğindeki etkinlikte hava taşımacılığının bugünü ve geleceği ile ilgili öngörüler havacılık dünyasının profesyonelleri tarafından tartışıldı, öneriler sunuldu. IATA Yönetim Kurulu Başkanı ve Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan vekili Mehmet T. Nane’nin büyük çabaları ile İstanbul’a alınan toplantıya dünyanın dört bir yanından 400’den fazla havacı geldi.
YASAL DÜZENLEME VURGUSU
Etkinliğin ilk gününde açılış konuşmasını yapan Mehmet T. Nane, “Son birkaç yıl havacılık sektörünün bugüne kadarki en zor yılları oldu. Hepimiz güçlerimizi birleştirdiğimiz ve omuz omuza durduğumuz sürece bunu başarma ve gerçekleştirme gücüne sahibiz. Bu nedenle birleşik bir havacılık ekosistemi hayati önem taşıyor. Çünkü ancak o zaman birbirimizden güç alabilir, inovasyon ve çeşitlilikten güvenlik ve sürdürülebilirliğe kadar birçok alanda bireysel olarak yapabileceğimizden çok daha fazlasını birlikte başarabiliriz” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Havacılık sektöründeki paydaşlar, farklı iş modellerinin bir arada var olmasını destekleyen, sağlıklı rekabeti ve maksimum tüketici tercihini teşvik eden yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikirler. Türkiye, ulusal uçuş ağlarının oluşturulması ve farklı hava yollarının desteklenerek başarıya ulaşması konusunda iyi bir örnek. Bu noktada önemli olan, büyüme politikalarının sürdürülebilir çözümlerle el ele gitmesi.”
Mehmet Nane
Etkinlikte konuşma yapan Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk, “Global havacılık sektöründe kapsayıcı ve çeşitli bir kurum kültürünün önemini vurgulayabildiğimiz ve şirketlerin bu konulara öncelik vermesi gerektiğinin altını çizebildiğimiz için çok mutluyum. Etkinliğin getireceği olumlu etkiye tanık olmak için sabırsızlanıyorum” dedi. IATA Genel Müdürü Willie Walsh ise “Avrupa, tıpkı dünyanın geri kalanı gibi, toplum, turizm ve ticaret için hayati bir öneme sahip olan uçuş ağlarına güveniyor. En son yapılan IATA anketinin sonuçlarına göre; Avrupa hava taşımacılığını kullanan küçük ve büyük ölçekli ticari işletmelerin yüzde 82’si küresel tedarik zincirlerine erişimin işletmeleri için hayati olduğunu söylüyor. Yüzde 84’ü ise uçuş ağlarına erişimleri olmadan iş yapmayı hayal bile edemiyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanında odaklanmamız gereken konu, en düşük maliyetle en yüksek miktarda Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) üretim.” Merkezi Kanada Montreal’de bulunan kuruluşun Genel Müdürü Willie Walsh ve THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, toplantılarda birer konuşma yaptı. Çok önemli gelişmelerin anlatıldığı, projeksiyonların gözler önüne serildiği toplantılar Hilton İstanbul Bomonti’de gerçekleşti.
Güliz Öztürk
IATA’ya 290 havayolu şirketi üye. Kuruluşun 400’den fazla stratejik ortaklığı var ve 100 bin seyahat acentesi IATA portföyünde.
Paylaş