Paylaş
THY’nin en büyük yolcu uçağı hangisi olacak? Airbus A380 mi, yoksa Boeing 747-8 yani yeni nesil Jumbo mu?
Bu soru uçuşup duruyor. A380 üç sınıflı yani first, business ve ekonomi olarak 555 yolcu, diğeriyse 450 yolcu taşıyor. İkisi de iki katlı, çift koridorlu. A380’in liste fiyatı 428, 747-8’inki 367.8 milyon dolar.
Ama tabii hiçbir havayolu bu kadar parayı verip almıyor. Leasing şirketlerinden finansal kiralama yapıyor. Havayolları aylık ödemelerle bu uçakları kiralayıp operasyonlarına katıyor.
Peki, bu büyüklükte bir uçak THY için gerekli mi? Evet, çünkü birçok havalimanında trafik sıkışıyor. Örneğin New York JFK, Tokyo Narita, Londra Heathrow ya da Seul Incheon gibi havalimanları, havayollarının günde 2-3 sefer yapmaları yerine bir büyük uçakla gelmelerini istiyor. Böyle bir durum bağlantılı uçuşlara katılmada sorunlar çıkarıyor ama daha düşük maliyetli oluyor.
Bilet fiyatlarını biraz daha aşağı çekiyor.
Atatürk Havalimanı’nı kullanabilir mi?
Çok önemli bir sorun görünmüyor. Ama uçakların yanaşacağı köprülerin çift ağızlı olmaları gerekiyor. DHMİ’nin sallanması yüzünden Atatürk Havalimanı’nda 5 yeni köprü daha yapılması, yani terminalin uzatılması projesi yeni başlatılıyor. Uçak park yeri genişletilmesi işlerini Makyol firması hızla tamamlıyor. THY yönetiminde liderlerden bazıları A380 istiyor, bazılarıysa 747-8’den yana. Şirket içi gizli savaş sürüyor.
Her iki uçak da çok görkemli. A380’in maksimum kalkış ağırlığı 560 ton. 747-8’in ise 447 ton. Yani bu ağırlıkların kalktığına, uçup gittiğine insanın inanası gelmiyor. Tabii içlerinde, müşterilerin isteklerine göre duştan spor alanına,
internetten bara kadar her şey olabiliyor.
Boeing Türkiye’nin tepesindeki Bernard J. Dunn ile Airbus’un satış savaşçısı Douglas Anderson arasında da aynı platformda ayrı bir yarış var. Yakın görüntüde batma noktasındaki Malezya Havayolları’nın elindeki A380 uçaklarının kiralanması var. Tabii onların değil de başka yabancı pilotlarla bu uçakların operasyona katılması
konusunda çalışmalar yapılıyor.
Malezya zorda olduğu için hem ucuza kiralamak mümkün hem de bu büyük uçakları operasyona hızlı katma imkânı var. Ama elbette Boeing gibi bir dev de farklı alternatifler sunuyor. Belki seçim öncesi bir gövde gösterisine bu uçaklardan bir model yetiştirilebilir diye düşünüyorum.
Yani öyle bir hava hissediyorum.
Etihad ile Abu Dhabi
Geçen hafta sonu Etihad ile Abu Dhabi’ye uçtum. Hiç yakıt kullanmadan güneş enerjisinin nelere kadir olduğunu gösteren uçakı Solar Impulse’ın dünya turu başlangıcına tanıklık ettim. A330’uyla harika bir uçuş yaptım. Rahat koltuklar, ilgili kabin ekibi ve mükemmel bir uçuş yapan kokpit ekibi benden tam not aldı. Uçuş öncesi havalimanına kadar gelen Etihad Ülke Müdürü Fatoş Kutay, uçağa binene kadar tüm detayları anlattı. Türkiye’nin lastik devi Brisa güneş enerjisi ile uçan Solar Impulse’ın sponsorları arasına katılmıştı. CEO Hakan Bayman harika bir iş yapmıştı. Dünya çapındaki bir gelecek projesine aklı ve heyecanı ile ortak olmuştu. Ünite şirketinin lideri Ercüment Şener’in kusursuz organizasyonu ile gün doğuşunda Solar Impulse’ın bir test inişini izledim. Dört elektrik motoru düşük süratte de olsa uçağı güvenle tutuyordu. Havada tutunmak, uçağın mucitleri Wright Kardeşlerden sonra yeni bir devrime hazır görünüyordu.
Hiçbir yeri kirletmeden, patırtı gürültü çıkarmadan yol alan bu uçak, belki 20 yıl sonra bizim bineceğimiz havayolu uçaklarına dönüşürse hiç şaşırmayın. Güneşten söz ederlerken uçağın pilotları Andre Borschberg, Bertrand Piccard ve arkalarındaki güçlü kadın Yasemin Borschberg’in, güneşten söz ederlerken gözlerinin içi gülüyordu. O gülüşleri bilirim. Bu bir keşifti ve mucitler keyfin önemli bir yerindeydi.
Paylaş