Paylaş
Şu sosyal mesafe elbette çok önemli. Tartışılması bile yanlış. Ama her şey uçağa girinceye kadar. Girdiniz ve koltuğunuza oturdunuz. Yanınızdaki ile sosyal mesafe bir anda neredeyse 1.50 metreden 10 santimetreye kadar düşüyor. Omuzlarınız yandaki yolcuya değiyor ya da aynı yere kol koyuyorsunuz. Elbette yüzünüzde maskeniz var. 1 Haziran’da sınırlı kentlere başlayan uçuşlarda yaşanan tedirginlik azalıyor. THY, Pegasus, Anadolujet ve SunExpress uçaklarında ortalama doluluk yüzde 30 ile 50 arasında değişti. İçimizdeki korkulara rağmen uçma kararı vermeye başladık.
ADIM ADIM SEYAHAT
Uçağın içi biraz serin. Elbette öyle olması gerekir. 23-24 derece. Bazı havayollarında ise 21-22 derece. Üşütürseniz ateşiniz çıkabilir. Ateşiniz çıkarsa yandınız demektir. İndiğiniz yerde geçici de olsa 38.5 dereciyi termal kameralar okuduğunda doğruca hastaneye yollanacaksınız. Ya da yurtdışından dönerken başınıza gelirse belki sizi uçağa alıp bir bölgede cüzamlı gibi enterne edecekler. İner inmez de doğruca bir pandemi hastanesine yollayacaklar. Karantinadasınız demektir.
EL BAGAJLARI YOK
İşimiz zor. 11 Eylül teröründen sonra bir sürü ağır kural konmuştu. Çoğu günümüze miras kaldı. Şimdi üzerine bir de koronavirüs kuralları geldi. Uçmak mı zor, uçmamak mı? Zaman gösterecek. Örneğin artık el bagajlarını da kargoya gönderecekler. Yanıma alacağım diye tutturmanın anlamı yok.
İç hat uçuşları 4 Haziran yerine 1 Haziran’da başladı. Asıl yoğun uçuşlar yarın başlıyor. Şimdi sırada dış hat uçuşları var. Her ülkeye değil. Ama birçok ülke için bilet satılıyor. ‘Bileti aldım, uçacağım ‘diye düşünmeyin. Sık sık kontrol edin. Karşı ülkedeki şartlar değişebilir ve uçuş iptal edilebilir. Havayolu şirketlerinin buna yetkisi var. İşin arkasında bir Sağlık Bilim Kurulu var. Her an bir uçuşu iptal edebilirler.
Havalimanlarına maskesiz gitmeyin. Termal kameralar önünden geçerken heyecanlanmayın. Ateş düşürücü ilaçlar almayın. Her şartta sosyal mesafeyi koruyun. Zaten uçağa yolcu alımı ve inişlerde yapılan anonslarla sosyal mesafe korunarak bu iş yapılacak.
Turistik bir geziye çıkıyorsanız sıcak ülkeleri tercih edin. Gideceğiniz ülkedeki koronavirüs sonuçlarını iyi değerlendirin. Yine de aşırı panik yapıp uçuşunuzu bir yük haline getirmeyin. Ruh sağlığınızı koruyun. Zaten kurallar sırtımıza büyük yük yükledi. Altında fazla ezilmeyin. Hayatın normal akışı olarak kabul edin.
HAVA VALFİNİ KAPATIN
Elbette havalimanlarına erken gidin. İç hat için HES kodu almayı unutmayın. Ellerinizi havalimanlarında da sık sık yıkayın. Uçağa bindiğinizde ilk olarak koltuğunuzun üzerindeki hava püskürten özel valfi kapatın. Bunlar damlacıkların saçılmasına yol açar. Mümkünse kotondan yapılmış ve kapşonlu bir şeyler giyin. Kendinizi üşütmekten kollayın. Yanınızdaki ile aynı yöne bakarak konuşmayın. Temiz bir kılıf içinde yanınızda 3-5 tane maske olmalı. Özellikle uzun uçuşlarda uyurken maskenin düşmemesi için tedbir alın. Değiştirdiğiniz maskeyi koltuk ceplerinde bulunan torbalara koyun. Ağzını sıkıca kapatın ve ellerinizi yıkayın.
UÇAK İÇİNDEKİ HAVA KONUSUNDA AIRBUS NE DİYOR
Uçaklarımızda ameliyathanelerde kullanılan filtreme sistemi mevcuttur. Bu filtreler uçak içindeki havayı her üç dakikada bir yeniler.
Yüksek verimli partikül hava filtreleri (Hepa) bakteri ve virüslere karşı yüzde 99’luk bir başarı ile uçak içindeki havayı temizler.
Kabin hava akışı, basınç, sıcaklık ve hava kalitesi sürekli takip ve kontrol edilir.
Uçaklarımız dünyanın en sağlıklı ve en güvenli hava sirkülasyonuna sahip yerlerde biridir.
Elbette bu Boeing ve diğer uçaklarda da böyledir. Geriye kalan yüzde 1 için de çok dikkatli olmamız gerekiyor. Burada tek güvencemiz, yanınıza gelen yolcunun da sizin gibi titiz kontrollerden geçtiğidir. Ama yine de belirti göstermeden de içimizde yer alabilen virüsü taşımadığını bilemeyiz...
BİLET FİYATLARI ARTABİLİR
Sonuçta ne olacak? Bu virüs belası geçince uçak imalatçıları hınçlarını havayolu şirketlerinden alacak. Havayolu şirketleri, havalimanı işletmecileri bu işin acısını bizden çıkaracak. Büyük rekabetler oluşmazsa bilet fiyatları tırmanacak. Bir de petrol fiyatı artarsa yandık demektir. Ama asıl önemlisi şu virüs. Anladığım kadarıyla eskisi kadar güçlü değil. Hatta koltuk değnekleri ile yürümeye başladı. Vücudumuza bir zarar vermeyecek güçlü bir ilaç ya da aşı bulunana kadar yine de virüs saltanatını sürdürecek. O ilaç ya da aşı gelince koltuk değnekleri kolunun altından çekilecek. Yerle bir olacak. Ölecek. Adı geçmişte bir efsane olarak kalacak.
Hiçbir şey olmasa da 65 yaş üstündekilerin bedduaları ile bu canlı da ölümü tadacaktır.
O gün, ne gündür.
Bilmiyorum.
DIŞARIDAN YİYECEK GETİRMEYİN
DÖRT saate kadar uçuşlarda birçok havayolu sadece su verecek. İstediğiniz yemeği bazı havayollarının internet sitelerinden sipariş verebilirsiniz. İlle de bir şey almanız gerekirse havalimanlarındaki satıcıları tercih edin. Daha kontrollü yerlerdir. Çünkü en önemli şey uçakta zehirlenmemek. Şirketler bunun önüne geçebilmek için çoğunlukla uçak içine dışarıdan yiyecek getirilmesini yasaklar. Hatta Duty Free’lerden alınan içkilerin açılmasını da istemezler. Yolcunun alkol durumu kabin ekiplerinin kontrolünden çıkar. Örneğin THY dış hatlarda ekonomi sınıfında içkiyi tamamen kaldırdı.
Lufthansa, Air France ve BA gibi havayolları uzun hatlarda sıcak yemek vermeyi sürdürecekler. Menülerini pek değiştirmediler. Ama bizde sıcak yemek yok. Umarım şimdilik yoktur. Sanırım maliyeti düşürmek için yapılıyor. Umarım maliyetler imaja zarar vermez.
Paylaş