Paylaş
Efsaneleşen süpersonik
Havayolu taşımacılığının efsanevi uçağı Concorde 25 Ekim Pazartesi akşamı yani yarın saat 17'de Atatürk Havalimanı'na iniyor. Dünya turuna çıkan yolcularını, seyahatin son ayağında İstanbul'a getirecek. Air France'ın Concorde'u Atatürk Havalimanı'nda üç gün misafir olduktan sonra Paris'e dönecek.
Dünyanın en hızlı yolcu uçağı unvanını elinde bulunduran Concorde 22 yıldır Avrupa ve Amerika'yı tarifeli seferlerle birbirine bağlıyor. Concorde yolcuları uçağın yüksek hızı sayesinde zamandan tasarruf ederken diğer yandan saat farklılıkları nedeniyle oluşan uzun yolculukların faturası jet-lag'ın etkisine de girmiyorlar.
MÜTHİŞ REKABET
İnsanoğlu sürekli daha hızlı yolculuk etmenin peşinde. 1940'larda geçilen ses hızını (saatte bin 100 km) 1960'larda yolcu uçaklarına uygulamak için Amerikalı (Boeing), Avrupalı (Fransız Aerospatiale ve İngiliz British Aerospace) ve Sovyet (Tupolev) şirketleri çalışmalara başladı. Amerikan Kongresi'nin projeyi çok yüksek maliyetli bularak iptal etmesinden sonra sesten hızlı uçak projesinde Avrupalılar ve Ruslar başbaşa kaldı. Korkunç bir rekabet yaşanmaya başlamıştı.
Binlerce bilim adamı ve şirket bu iki dev projenin yaşama geçmesi için çalışıyor, hükümetler mali destek konusunda ellerinden geleni yapıyordu. Yarışta Ruslar Tu-144 ile ilk uçuşu yaparak bir adım öne geçtiler. Ancak Rusların aceleciliği onlara pahalıya patladı. Paris'teki havacılık fuarına götürülen uçak gösteri uçuşu sırasında çakıldı.
Avrupalı imalatçıların eseri Concorde'un hazırlıklar tamamlandı ve ilk uçak 22 Kasım 1977'de Paris ve Londra'dan New York'a deneme seferlerine başladı. İkinci imal edilen Tu-144 ise aynı yıl içinde başladığı uçuşlarından gerekli verim alınamayınca son tarifeli seferini 1979'da yaptı. Tu-144 şu an sadece Amerikalı ve Rus bilim adamlarının yüksek sürat testlerinde kullanılıyor. Concorde ise her gün süpersonik uçuşlarıyla iki kıtayı birbirine bağlamaya devam ediyor.
ÇOK GÜRÜLTÜLÜ
Amerikalılar ise Concorde'un çok gürültülü olduğunu söyleyerek -biraz da ABD şirketlerinin bu uçağı almasını önleyerek- ülkeleri içinde bu uçaklarla uçuşu yasakladı. Avrupalılarla süren çetin pazarlıklar sonrasında sadece uçağın New York'a inmesine izin verildi. Şu an Air France ve British Airways'e ait Concorde'lar her gün Paris ve Londra'dan New York'a uçuş gerçekleştiriyorlar.
Göklerin en hızlı uçağı ile yapılan uçuş başlı başına bir olay. Havalimanına geldiğinizde check-in işlemleriniz özel kontuarlarda hızla bitirildikten sonra hemen first class salonuna alınıyorsunuz. Bu salonun camlarından apronda duran Concorde'lar gözüküyor. Daha sonra uçağa geçiyorsunuz. Concorde'un kabini normal yolcu uçaklarına göre daha dar. Çünkü geniş yapıya sahip uçakların aeronidamik açısından ses hızını geçmelerini çok zor. 2 metre 62 santimetre enindeki kabinde koltuklar ikili olarak yerleştirilmiş. Koltuk aralıkları 85 santimetre. Kabinin boyu ise 35 metre. Uçakta hepsi first class 100 koltuk var.
Koltuğunuzda oturduktan sonra kalkış Paris'ten sabah saat 11'de gerçekleşiyor. Kalkış sırasında uçak burnunu 5 derece aşağı indiriyor. Böylece uçakta kaldırıcı yüzeyler artırılmış oluyor. Uçağın havalanabilmesi için her biri 17 bin 260 kilogram itiş gücündeki dört motorun tam gaz çalıştırılması gerekiyor. Bu motorlar Boeing 747'de kullanılanlara göre 1.66 kat daha güçlü. İngiliz Rolls Royce ve Fransız Snecma üretimi Olympus 593 motorlarında askeri uçaklarda kullanılan after-burner yani egzozdan çıkan gazların tekrar yakılarak ekstra güç elde edildiği bir sistem kullanılıyor.
Motorun gücünü yüzde 17 arttıran bu sistem çok yakıt harcanmasına ve gürültüye neden oluyor. Pistte koşturmaya başlayan uçak 30 saniye içinde 1500 metre katedip saatte 360 kilometrelik bir hıza ulaşıyor. Yerden teker kesildikten yaklaşık 10 saniye sonra da iniş takımları içeri alınıyor.
SES GEÇİLİYOR
Paris ya da Londra kalkışından sonra uçak hemen rotasını Okyanusa çeviriyor. Tırmanırken Concorde burnunu düzeltiyor. Okyanus kıyısına kadar geçen 19 dakikada uçağın sürati normal yolcu uçağınınkine eşit. Yani saatte 850 kilometre. Paris kalkışının 25'inci dakikasında ses hızı geçiliyor. Uçağın hava filelerini yarması nedeniyle arkada patlama sesleri oluşuyor. Bu arada Concorde 25 bin 500 feet yani 7 bin 700 metrede. Tırmanış devam ediyor...
Paris'ten 1225 kilometre uzakta 50 bin 200 feet yani 15 bin 300 metre yükseklikte ses hızı ikinci kez geçiliyor. Sürat saatte 2 bin 200 kilometre. Yüksek sürat sırasında kanat ve kuyruktaki yakıt depoları arasında akış ayarlanarak uçağın daha hızlı uçması sağlanıyor.
Seyir sırasında Concorde 56 bin feet yani 17 bin 100 metreye kadar çıkabiliyor. Bu irtifalarda yer çekimi ve sürtünmenin azalması nedeniyle daha az itiş gücüyle yüksek itiş gücüne ulaşılabiliyor. Neredeyse uzaya çıkan uçak, yüksek irtifa sayesinde saatteki hızı yüzlerce kilometreyi bulan jet stream rüzgarlarına özellikle Amerika'dan dönüş yolunda yakalanmadan uçabiliyor. Normal yolcu uçaklarının geliş süresi bu rüzgarlar nedeniyle bir saat gecikiyor. Ayrıca bu yükseklikte herhangi bir meteoroloji olayı olmadığı gibi türbülansla da karşılaşmıyorsunuz.
Yüksek sürati içerden hissetmiyorsunuz. Sadece içeride camlar sürtünme nedeniyle biraz ısınıyor.Oysa normal yolcu uçaklarında camlar buz gibi olur. Size rahat koltuklar ve iyi ikramla keyfinize bakmak kalıyor. Normalde yolcu uçaklarının kabin basınçları 8 bin feet yani 2 bin 400 metre yüksekliğe göre ayarlanıyor. Concorde'larda ise kabin basınçı deniz seviyesiyle bir tutulmuş. Çok pahalı bu sistem sayesinde kulaklarınızda basınç olmuyor.
Uçağın kabin dizaynı tasarımcı Andree Putman’ın eseri. Kabin duvarı inci beyazı. Koltuklarda ise derin mavilik gözleri dinlendiriyor. Yumuşak renklerle ışıklandırma dar kabini geniş gösteriliyor.
Uçakta ikram Concorde desenli porselenlerle yapılıyor. Uçağın kabin ekibi 6 kişiden oluşuyor.
ALÇALIŞ VE İNİŞ
Uçuşun 2 saat 41'inci dakikasında Paris'ten yaklaşık 5 bin 385 kilometre uzaklıkta bulunan Concorde artık alçalmaya başlıyor. Boston civarlarından ABD sınırına giren uçak süratini bin 100 kilometreye, yüksekliğini de 10 bin 700 metreye indiriyor. Sürat ses hızının altına düşürüldükten sonra burun 5 derecelik açıyla eğiliyor. Uçak 3 bin feet yani 915 metreye geldiğinde burun açısı 12 dereceye getiriliyor. Uçak saatte 275 kilometrelik bir hızla alçalmaya başlıyor. Daha sonra da New York JFK Havalimanı'na iniyor. Güçlü fren sistemi sayesinde pistin yaklaşık 2 bin 200'üncü metresinde duruyor.
Concorde'un kadın pilotu
Tüm Concorde pilotları çok iyi eğitim almış, olumlu sicile sahip pilotlar arasından seçiliyor. Bunlar arasında da British Airways'de bir kadın var. Özel pilotlardan biri olan Barbara Harmer. 46 yaşında. Concorde filosunda ikinci pilot olarak uçuyor. Kariyerine İngiliz Caledonian Havayolları'nda BAC1-11 ve DC-10'la uçarak başlamış. 1988 yılından bu yana da British Airways'de görev yapıyor.
Dünyanın en hızlı yolcu uçağı yüksek bir teknoloji ürünü. Ancak kokpiti diğer yolcu uçaklarına oranla daha geri. 'Glass Cockpit' değil. Yani uçuş verileri bilgisayar ekranlarından değil, normal göstergelerden takip ediliyor. İki pilota bir de uçuş mühendisi eşlik ediyor. Bu yüzden pilotların eğitimleri büyük önem taşıyor.
HIZ KARŞILAŞTIRMALARI
1927
Lindberg'in ilk defa duraksız Atlantik'i geçişi
Uçuş süresi: Paris-New York 33 saat 30 dakika
Ortalama hız: 188 km/saat
1946 DC4
Uçuş Süresi: Paris-New York 23 saat 45 dakika
Ortalama hız: 350 km/saat
1957 Superstaliner
Uçuş Süresi: Paris-New York 14 saat 40 dakika
Ortalama hız: 530 km/saat
1959 Boeing 707
Uçuş Süresi: Paris-New York 8 saat
Ortalama hız: 900 km/saat
1977 Concorde
Uçuş Süresi: Paris-New York 3 saat 45 dakika
Ortalama hız: 2 bin 200 km/saat
Uçağın ilkleri
Concorde gökyüzündeki seyahatlerin yanı sıra havacılık sanayiinde de birçok ilke imza attı. İşte Concorde'un ilkleri:
Yakıt transfer sistemi
Concorde havadayken daha iyi aerodinamik sağlamak ve ağırlık merkezinde kaymalar oluşturmak amacıyla uçağın ortada ve kuyruğu arasında yakıt depolarıyla bir akış sağlanıyor.
Karbon frenler:
Günümüzdeki yeni nesil uçaklarda kullanılan ve çok etkili-uzun ömürlü karbon fren diskleri ilk defa Concorde'larda hizmete girdi.
ELEKTRİKLİ KONTROL
Bu sistemin yardımıyla yüksek süratlerde uçağa ve motorlara pilotlar çok daha rahat kumanda edebiliyorlar.
Özel alaşımlar:
Gövdede yüksek süratlerde ısınma nedeniyle deformasyonu önleyen özel AU2GN metali ilk defa Concorde'da kullanıma girdi. Daha sonra bu metaller yolcu uçaklarının yanı sıra nükleer denemelerde de kullanıldı.
Burun açıları
Concorde'un burnu değişik açılarda hareket ediyor. Kokpitin bulunduğu bölümün değişik açılardaki hareketi aslında çok önemli görevler yapıyor. İşte açılar ve nedenleri:
5 derece:
Taksi, kalkış ve yaklaşma sırasında kullanılıyor. Burundaki 5 derecelik eğim uçaktaki kaldırma yüzeyini artırarak daha rahat havalanmayı gerçekleştiriyor.
0 derece:
Ses altı ve ses üstü düz uçuşlarda kullanılıyor. Uçak sürtünmeyi en aza indirerek mükemmel bir aerodinamik sunuyor.
12 derece:
İnişte tekerleklerin yere konması sırasında sürtünme yüzeyini artırarak aerodinamik frenlemeyi sağlıyor.
İşadamları için ideal
Concorde'un en önemli müşterileri arasında işadamları bulunuyor. Çok sık seyahat eden işadamları arasında yapılan araştırmaya göre bunların üçte ikisinin bu uçakla uçtuğu belirlenmiş. Seyahat edenlerin çoğunluğu yüzde 80'le erkek. Concorde’u tercih edenlerin yüzde 43'ü Amerikalı, yüzde 40'ı da Avrupalı işadamı.
Paylaş