Uçaklar çok sıcakHavayolu şirketleri ile ilgili araştırmalar yapan kuruluşların hemen tümünün raporlarında yolcu şikayetleri arasında uçaklardaki kabin ısısının yüksekliği ilk sıralarda yer alıyor.Yolculardan çoğunluğu kabindeki ısının çok yüksek olmasından şikayet ediyorlar. Bir kısım yolcular ise uçakta tir tir titreyerek yolculuk yaptıklarını bildiriyorlar.Özellikle Avrupa hatlarında Uzak ve Ortadoğulu yolcular soğuktan şikayet ediyorlar. Avrupa merkezli havayollarının çoğunda kabin sıcaklığının 20 derecenin altında tutulmasının bu şikayetlere yol açtığı vurgulanıyor.Kabin ısısından şikayet yüzde 75 ile ağırlıklı olarak sıcaktan geliyor. Uluslararası standartlara göre uçak içi sıcaklığının ortalama 21 derece civarında ayarlanması gerekiyor. Bu ayar uçaktaki yolcu doluluğu ya da azlığı ile orantılı olarak değişebiliyor. Eğer uçak tam dolu ise o zaman sıcaklık 18 ya da biraz altına göre ayarlanıyor. Çünkü yolcuların vücut ısıları, solunumla hızla ısınan hava uçak içi ısısını yükseltiyor. Eğer yolcu azsa o zaman da 21 derecenin biraz üzerinde bir ayar yapılması gerekiyor.Uçaklarımız bunaltıyorBaşta Türk Hava Yolları olmak üzere İstanbul Hava Yolları uçaklarında kabin ısısı her zaman yüksek. Sıcak kentlerden yapılan uçuşlarda uçağa binildiğinde içerisi cehennem gibi oluyor. Kalkıştan sonra sistemin soğutması ne kadar iyi olursa olsun, ısı ayarına dikkat edilmemesi nedeniyle inişe kadar tüm uçuş işkence haline dönüyor.Türk Hava Yolları uçaklarında sadece A340 tipi uçaklarda kabin memurları kabin ısısına müdahale edebiliyorlar. Ama diğerlerinde tüm kontrol pilotlarda. Kabin ısısı pilot tarafından manuel ayarlanabildiği gibi otomatikte kontrol altında tutulabiliyor.Pilotların çoğu kabin ısısı kontrolünü yeterince önemsemiyorlar. Arkada yolcunun kan ter içinde kalmasınA çok önem vermiyorlar. Ayrıca pilotlar her nedense kokpitin sıcak olmasını çok seviyorlar. Kabin ekibi bir yolcunun şikayet etmesi üzerine kokpiti uyarıyor. O zaman kabin ısısı düşürülüyor. Oysa THY şirket olarak uçaklarında ısının standartlara uygun olmasını istiyor. Kabinin fazla ısıtılmasının yaratacağı sağlık sorunlarına zaman zaman dikkat çekiliyor. Ama yine de bindiğimiz uçakların çoğunun içi son derece sıcak oluyor.Kabinin aşırı ısıtılması, ısının ayarlanmaması yolcular için büyük tehlike oluşturuyor. Solunum sorunları olanlar bu durumdan inanılmaz derecede rahatsız oluyorlar. Kalp hastaları neredeyse kriz geçirecek hale geliyorlar. Hele aşırı yemek yenmiş ve içki alınmışsa o zaman kabin ısısının yüksek olması ciddi bir tehlike yaratıyor.Pilotlar mutlaka uyarılmalıSıcak kabinde yolcular terliyorlar. Zaten uçuş sırasında vücutta su kaybı oluyor. Bir de terle bu kayıp hızlanınca uçuş perişan ediyor. Aşırı terleme nedeniyle kabinde ağır hatta bazen dayanılmaz bir koku hakim oluyor. Bu durum uçuşun keyfini iyice kaçırıyor.Kabin ısısı konusunda pilotların sıkça uyarılması gerekiyor. THY, uçaklarında pilotların yolcuya yaptıkları bilgilendirme anonsu sorununu çözdüğü gibi kabindeki ısı kontrolü konusunu sıkı takibe alarak bunu da çözebilir. Kabin ısısını en iyi ayarlayan ve bu konuda en büyük özeni gösteren havayolu şirketlerinin başında Swissair, Lufthansa, Delta, Singapur Havayolları geliyor. Bu şirketler kabin ısısı konusunda yok denecek kadar az şikayet alıyorlar. Bazı sabah uçuşlarında ya da gece yarısı uçuşlarda yolcuların çok azı üşüdüklerini bildiriyorlar. Ancak uçakta üşümeye karşı her zaman hazır bulunan battaniyelerle bu sorun çözülüyor.APU sistemi çalıştırılmıyorBazı havayolları yolcularının konforunu önde tutarak yerde uçaklarının APU sistemini çok önceden çalıştırıyor. Yolcu gelmeden önce uçağının kapılarını kapalı tutarak içeriyi iyice soğutuyor. Ya da sıcak kentlerdeki havalimanlarında uçak dışarıdan bir soğutma sistemine bağlanıyor. THY bunu bir kaç noktada yapıyor.APU uçağın bir tür jeneratörü. APU havalandırma sistemini çalıştırıyor. Bazı havayolları yakıt sarfiyatını öne sürerek bu sistemi motor çalıştırılana kadar devreye sokmuyor.Amerikan Sivil Havacılık Otoritesi diye adlanan FAA araştırmalarında da yolcunun kabinde sıcaktan rahatsız olması yerine her zaman içeride 20 derecenin altında bir sıcaklık olması uygun bulunuyor. Uzmanlar bu konuda, 'Dolu bir uçakta sekiz-on yolcunun soğuktan şikayet etmesi doğaldır. Bu kişilerin çoğu normal yaşamların da da hep üşürler. Bu sorun çözülebilir. Ama eğer uçağın içi çok sıcaksa bu yolcuların yüzde 90'ının şikayetine yol açar. Ayrıca sıcak kabin son derece tehlikelidir. Bu nedenle kabin ısısının her zaman düşük tutulmasında yarar vardır. Kuşkusuz sürekli kontrol en iyi çözümdür.' diyor. Genel havacılık için özel havalimanı gerekliDünyanın bir çok ülkesinde ve özellikle Amerika'da yaşanan iş jeti ve turboprop uçak patlaması son bir kaç yıldan beri Türkiye'yi de etkisi altına aldı.Yurdumuzda değerleri 2 milyon dolardan başlayıp 35-40 milyon dolara kadar çıkan özel jet ve turboprop uçakların büyük bir kısmı Atatürk Havalimanı'nda Batı 4 Apronu denilen Florya tarafındaki yere park ediliyor, bakımları yapılıyor ve buradan uçuşa çıkıyorlar. Hangarlama kapasitesi bir kaç uçakla sınırlı olan Batı Apronu'nda her biri milli servet olan bu uçaklar kışın yağan kükürt ve lodosun getirdiği tuzlu deniz suyunun, yazınsa aşırı güneşin altında kalıyor. Hem gövdeleri hemde uçuş sistemleri zarar görüyor.Paralel pist sorunuZaten yeterli olmayan bu alan şimdi de kuzey-güney yönündeki parelel pist inşaatı ile iyice sıkışıyor. Parelel pist için yıkılacak hangarlar başka bir yere taşınacak. Pist devreye girdiği zaman iniş-kalkış gecikmelerinde beklenen iyileşmenin pek fazla olmayacağı da bir gerçek. Gerçi Devlet Hava Meydanları hangarlar için özel bir alan tahsis ediyor ama bunun yeterli olmayacağı şimdiden belli oldu.Hem Türk bayrağı ile uçan genel havacılık araçlarının, hem de ülkemize iş veya keyif için ziyarete gelen iş adamlarına ait uçakların Atatürk Havalimanı'nın stresinden uzak kullanabilecekleri özel bir 'İstanbul Executive Havalimanı'na ihtiyaç var. Bunun için devletin İstanbul'a fazla uzak olmayan Çataca ya da Silivri yörelerinde bir alan tahsis etmesi yeterli. Böyle bir havalimanı rahatlıkta 'yap-işlet-devret' modeli ile en fazla iki yılda devreye girebilir. Böylece İstanbul gibi bir dünya metropolüne prestij ve döviz kazandırır. Bu özel havalimanı bir yat limanından farklı olmayacak. Rahatlatılmış hangarlama ve bakım hizmetleriyle para kazanacak.İş jetleri milli servetBir yandan gerçekten amacına uygun bir genel havacılık terminalinden yolcular uçaklarına binip inerken, bir yandan da park ve bakım amaçlı hangarlar her biri milli servet olan uçakların heba olmasını önleyecek. Daha da önemlisi Atatürk Havalimanı'nın çekilmez hale gelen iniş-kalkış trafiği nispeten rahatlamış olacak.Tıpkı yat limanları gibi bir kentte özel uçaklar için özel bir havalimanı bulunması o kentin medeniyet ölçüleri arasında yer alıyor. İş jetleri, uçuş okulları için özel bir havalimanı yapılması İstanbul'u dünyaya daha iyi tanıtacaktır. Böyle bir meydan Atatürk Havalimanı trafiğini rahatlatacak,Türkiye'ye de döviz girdisi sağlayacaktır. Bunu yapmak için iş adamları ve devletin elele vererek harekete geçme zamanıdır. Umarım bu yazı bir kampayanın başlangıcı olur. 50 yaşından sonra havacılığa gönül vermiş bir 'amatör' olarak bu samimi fikrimi dinleyecek birileri çıkar umudundayım.B737'nin yeni motorlarıEn çok satan yolcu uçağı rekorunu elinde tutan B737'lerin yeni nesil modellerinde CFM56-7 serisi motorlar kullanılıyor. Fransız Snecma ve Amerikan General Electric ortak yapımı olan CFM56 motorları ikinci nesil olarak adlandırılan B737-300, 400 ve 500 modellerinde de bulunuyor. CFM56 motor ailesinin diğer kullanıldığı uçaklar ise Airbus A320, A340. Ayrıca DC-8 ve B707'lerin motor yenilemeleri de CFM56'larla yapılıyor. Yeni nesil CFM56-7 motorlarının en büyük özelliği