Kabinde renkler değişiyor

Yapılan araştırmalar yolcunun kabine girdiğinde ilk olarak koltuklara, döşemelere baktığını ortaya koyuyor. Uyumsuz renkler, gözleri hemen rahatsız ediyor.

Huzursuzluk, her yolcunun içinde olan az veya çok uçuş korkusunu kırbaçlıyor. Daha uçuş başlamadan ortaya çıkan memnuniyetsizliği gidermek hiç kolay olmuyor. Bu nedenle büyük havayolu şirketleri kabin renklerinin seçiminde tasarım şirketlerine milyonlarca dolar vermekten kaçınmıyor. Renklerin insan psikolojisine etkisini inceleyen uzmanlar kabin tasarımlarında yolcuyu farklı bir boyuta götürerek huzur veren renklerin kullanılmasını tavsiye ediyor.

NASIL BAŞLADI

Havayolu uçaklarının ortaya çıktığı 1920'li yıllarda kabinler çok basit koltuklardan oluşuyordu. Zaten yolculuk aracı olarak uçağı kullananlara normal insan gözüyle bakılmadığı için kabin tasarımının hiçbir önemi yoktu. Uçaklar büyüdükçe yavaş yavaş kabin tasarımları ön plana çıkmaya başladı. Kıtalararası uçak yolculuklarını mümkün kılan büyük deniz uçaklarıyla birlikte o günlerin ilk modern kabinleri gökyüzündeki yerini aldı. 1930'lardaki uçaklarda sakin ve ağır renkler ön plandaydı.

Tekstil sektörünün gelişmesiyle 1940'larla birlikte deriden çok kumaş tercih edilir olmuştu. Kumaşın yaygınlaşması ile desenli koltuklar İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra görülmeye başlandı. 1950'lerin modası ise koyu renk koltuklara sahip kabinde ekoseli veya birden fazla renge sahip, camların önüne konulan kumaş perdelerle kontrast oluşturulmasıydı. Kumaş perdeler 1950'lerin ikinci yarısında jet yolcu uçaklarının ortaya çıkması ve camın önüne plastik perde konmasıyla ortadan kalktı.

CIVIL CIVIL RENKLER

1960'ların ikinci yarısıyla birlikte uçak yolculuğu giderek yaygınlaşıyordu. Özgür fikirler artık kabinlerde de yer buluyordu. 1970'lerle birlikte kırmızı, turuncu, sarı gibi parlak renkler kabinlerin ana renkleri olmuştu. Koltuklarla birlikte motifli halı ve kabin döşemeleri uçaklarda boy göstermeye başladı.

Modanın bu kadar hızlı yayılmasında imalatçıların da büyük rolü vardı. Mock-up yani uçağın birebir kabin modellerinde hazırlanan çok renkli tasarımlar havayolları tarafından hemen uygulanmaya başlanıyordu. O yılların yeni uçakları Boeing 747 Jumbo Jet için hazırlanan ve 'kaplan stili' olarak adlandırılan model 70'lerin en kült kabin tasarımlarından biriydi.

1980'lerin değişen ekonomik ve kültürel yapısı kabinlere de yansımıştı. Kahverengi, mavi ve gri kabinlere hakim oldu. Uçaklar özellikle business class'ın yaygınlaşması ile yeniden ciddileşmeye başladı. Kabin döşemelerinde ise çoğunlukla beyaz, açık gri veya uçuk sarı tonlar tercih ediliyordu.

PASTEL TONLAR

Sektör 1990'lara geldiğinde özellikle ekonomide koyu renkler yavaş yavaş yerini daha açık, pastel renklere bırakmaya başlıyordu. Pastel tonların amacı gözü dinlendirmek ve yolcuya doğal bir ortamda olduğunu hissettirerek huzur vermekti. First ve business class ise koyu renklerle ağır başlılığını koruyordu. Deri koltuklar kabinde yeniden boy göstermeye başlamıştı.

2000'ler ise basitliğin ön plana çıktığı yıllar oldu. Zihni ve gözü yormayan, pastel, açık renkler havayollarının logolarıyla birleşti. Leke tutmayan, uzun ömürlü deri koltukların ekonomi sınıfı koltuklarda kullanımı arttı. Havayolu şirketleri ekonomi sınıfında basitlik ve yolcu konforu, first ve business sınıfında ise zarafet ve lüksü ön plana çıkardılar. Bazı havayolları metal dış aksamlarla modern bir görünüm yakalarken bazı şirketler tercihlerini ahşap malzemeler ile doğallıktan yana kullanıyordu.

MODERN DİZAYN

Yeni dizaynlarda kabindeki renk uyumu gittikçe önem kazanıyor. Tasarımcılar, renk seçimlerinde göze uyumluluğun ve moda akımlarının yanı sıra renklerin anlamlarına da dikkat etmek zorundalar. Örneğin kırmızı, doğu kültürlerinde şansı temsil ediyor ve yoğun olarak kullanılıyor. Batı kültüründe kırmızının anlamı tehlike. Ana renkleri kırmızı olan İngilizler’in aykırı havayolu şirketi Virgin Atlantic bile kabin tasarımlarında kırmızıyı diğer tonlarla dengeleyerek kullanıyor. Bir başka örnek ise beyaz. Hint geleneklerine göre beyaz yas rengi. Bu nedenle tasarımcıların çok seçici ve dikkatli davranması gerekiyor.

Havayolu şirketleri kabinde yolcuya marka fikrinin tam olarak anlatılması için kendi renklerinin kullanımına ağırlık veriyor. Ancak marka renklerinin kullanımında aşırılığa kaçılması yolcuları rahatsız ediyor. Şirketin logosu ve renkleri yolcunun direkt gözüne girmesinden çok ona hissettirilmesi hedefleniyor. Bu konuda en fazla ön plana çıkan havayolları arasında British Airways, Virgin Atlantic ve Singapur geliyor.

Uzmanlar aslında tasarımların bir bütün olarak düşünülmesinden yana. Tek başına kabinde kullanılan renkler yolcunun marka kavramının oluşmasında yeterli olmuyor. Check-in kontuarından özel yolcu salonlarına, yer görevlilerinden kabin memurlarına hatta havayollarının yerdeki araçlarına kadar ortak renklerin kullanılması gerekiyor. Renk bütünlüğü açısından Lufthansa diğer havayolları arasında önemli bir yere sahip.

NOSTALJİ RÜZGARI

Moda sektöründe zaman zaman başvurulan nostalji rüzgarları kabin tasarımlarını da etkiliyor. Swiss'in yeni uzun menzilli kabininde 1980'lerin kahverengi tonları daha pastelleşerek geri döndü. Büyük havayollarının aksine charter yani tarifesiz uçan şirketler ve düşük maliyetli havayolları kabinlerinde canlı renkleri tercih ediyor. Çok uzun uçuşlarda kullanılmamak şartıyla canlı renkler yolcuları hemen tatil havasına sokuyor. Kabine taze ve dinamik bir görüntü veriyor. Uçuş süresi uzadıkça aşırı parlak renkler gözü yormaya başlıyor.

TASARIM AŞAMALARI

Dünyada uçak kabin tasarımı yapan uzmanlaşmış özel dizayn şirketleri bulunuyor. Sıfırdan büyük bir havayolunun kabin tasarımı ortalama iki yıl sürüyor.

Renk seçimlerinden sonra kumaşların üretimi ve havacılık standartlarına göre onayı uzun test süreçlerini de yanında getiriyor.

Kabin konfigürasyon ve renk uyumu çizimler tamamlandıktan sonra imalatçıların ana merkezlerinde bulunan mock-up bölümlerinde uçağın içine birebir uygulanıyor. Özel test yolcularının fikirleri alınıyor.

Bunu yeni dizayn uygulanan kabine sahip bir uçakta gerçek seferlerde kullanım izliyor. Yolcuların yanı sıra kabin memurlarının da fikirleri alınıyor. Kesin karar tüm bu aşamaların tamamlanmasından sonra veriliyor.

Yeni havayolları

Türk Sivil Havacılığı'na önümüzdeki günlerde iki havayolu şirketi daha katılıyor. Anı Tur bünyesinde kurulan 'World Focus' Havayolları seferlerine mayıs ayında başlayacak. Airbus A320 tipi uçakları kullanacak olan şirket, ağırlıklı olarak Anı Tur portföyündeki yolcuları taşıyacak. İkinci uçağını haziran ayında teslim alacak World Focus'un Genel Müdürlüğü'nü Kaptan Pilot Aydın Kızıltan yapıyor. Şirket yıl sonuna kadar filosunu üç uçağa çıkartmayı hedefliyor. World Focus, Avrupa'nın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Tunus ve Fas'a da sefer yapacak. MNG ve Orex'ten sonra Türkiye'nin üçüncü kargo havayolu Baron Air oldu. Kuruluş merkezi Ankara olan şirket bir adet Airbus A300 tipi kargo uçağı ile seferlere nisan ayında başlayacak. Havayolunun ortakları arasında Gökçen Kuzu, İbrahim Uygun Acuner, Güner Kuzu, Mustafa Ferruh Onar, Ergün Benli ve Ergun Şadi Gökdeniz bulunuyor.

BA’den sıcak süt servisi

İngiliz Havayolları British Airways (BA), gece uçuşlarında yolcularına sıcak süt servisi vermeye başladı. Uzun menzilli uçuşlarda yatak haline gelen koltuklara sahip business class'ta başlatılan serviste ikramdan sonra kabin ışıkları kapatılıyor. İsteyen yolculara uyku öncesi sıcak süt servisi yapılıyor. British Airways'in New York ve Dubai uçuşlarında denediği hizmette kullanılan yastıkların ebatları da büyütüldü. Yolculardan olumlu tepkiler aldıklarını belirten BA yetkilileri, sıcak süt servisini Atlantik ve Ortadoğu uçuşlarında yaygınlaştırmayı planlıyor.

Koltuğa göre fiyat

Danimarkalı havayolu şirketi Maersk Air yaz sezonunda koltuk aralıklarına göre bilet fiyatı uygulaması başlatıyor. Boeing 737 uçaklarında yapılacak uygulamada aynı kabin içinde koltuk aralıkları farklı dört ayrı bölüm oluşturulacak. Yolcular rezervasyon yaparken farklı fiyatlara sahip dört sınıftan bir tanesini tercih edebilecek. Kabinde en dar sınıfın koltuk aralığı 70 santimetre olarak belirlendi. Small yani küçük sınıfı 75 santimetre ile orta (medium), 80 santimetre ile large yani büyük boy izliyor. En büyük (x-large) sınıf koltuk aralığı ise 90 santimetre. Ayrıca bu sınıftaki koltuğun eni küçük sınıftakileri göre yüzde 50 daha geniş.

12 bin metrede rock konseri

Danimarkalı Havayolu şirketi Sterling European, filosuna aldığı Boeing 737-800 uçaklarının tanıtım uçuşunda kabinde Kashmir rock grubuna konser verdirerek bir ilke imza attı. Yerden 12 bin metre yüksekte gerçekleştirilen konser aynı zamanda Sony şirketi tarafından kayda alındı. Konser Boeing'in ana üssü Seattle'dan yeni teslim alınan 737-800 uçağında gerçekleştirildi. Grup elemanlarını rahat çalabilmesi için önden dört sıra koltuk çıkartıldı.
Yazarın Tüm Yazıları