Atatürk Havalimanı Dış Hatlar İşletmesi'nde yakalanan başarı havalimanı özelleştirmesini gündeme getirdi.
Devlet, havalimanı işletmesinden çekilmekle büyük bir zarardan kurtulacak. Yap-işlet-devret ya da sadece işletme modelleri Türkiye'deki havalimanlarına hayat verecek.
Türkiye çok ciddi iki deneme yaşadı. Bunlardan ilki Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminal İşletmesi'nin özelleştirilmesi oldu. Başlangıçta Bayındır Grubu tarafından yapılan ve işletilen terminal sonradan Frankfurt Havalimanı İşletmesi'ne devredildi. Bugün terminal işletmesi başarı ile sürüyor.
Türkiye'nin doruktaki turizm merkezi Antalya, kapısını modern yüzü ve uygun işletmesi ile dünyaya gururla açıyor. Antalya Dış Hatlar Terminal İşletmesi'nde yakalanan başarıyı İstanbul Atatürk Havalimanı Yeni Dış Hatlar Terminal İşletmesi devasa haliyle devraldı.
Çok uzun yıllar Atatürk Havalimanı İstanbul'u dünyaya açıyordu. Ama ne yazık ki terminaller yetersiz kalmış, yurt dışına ve hatta yurt içine bu havalimanından gitmek bir işkence haline gelmişti. Sonunda bir özelleştirme daha yapıldı. Görülmemiş hızla gerçekleştirilen inşaat sonrasında Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali ortaya çıktı. Tepe-Akfen ve başlangıçtaki ortakları Viyana grubu mükemmeli yakaladılar. Bugün neredeyse yılda 20 milyon yolcuya kusursuz hizmet veren bir terminal devrede. Yalnızca terminal değil, otoparkı ile entegre sistem yüksek işletme kolaylığı da sağladı.
BÖYLE ŞEY GÖRMEDİM
Hürriyet'i yıllardır New York'ta temsil eden Doğan Uluç yeni terminale ayak bastığında gördüklerine inanamadığını söyledi. 'Bu ne zaman oldu? Kim, nasıl yaptı? Gözlerime inanamadım...' diyordu. Birbiri ardına soruları ekliyordu. Heyecanlarını çoğu kez bastıran mesleğin duayeni, kafasında ve dünyasındaki Amerikan ölçülerine göre yeni terminali çok yukarıda bir yere koyuyordu. Bir akşam yemeğinde bunları paylaştık.
Türkiye çok ciddi iki sınav verdi. İki terminal de özel işletmelerle başarıyı yakaladı. Hatta uluslararası terminal işletmeleri ile ilgili araştırmalarda İstanbul Atatürk öne çıkmaya başladı. Mimarisinden elektronik alt yapısına, deneyimli personelinden başındaki Sani Şener'e kadar uluslararası havacılık arenasında Türkiye'nin adını duyurmaya başladı.
Ama yapılan özelleştirmeler sadece terminal işletmeleri ile kısıtlıydı. Bugüne kadar işletmeyi yapan DHMİ'nin de hakkını yememek gerekiyor. Çünkü DHMİ çok çalkantılı siyasi kadroların elinde oynanan bir kuruluş olmasına rağmen, içindeki teknik ekipler sayesinde özelleştirilmiş terminallerin başarısına ciddi ölçüde yardımcı oldu.
Şimdi sıra havalimanı özelleştirmesinde. İç hat-dış hat ayırmadan, pistinden kulesine, arıtma tesisinden enerjisine kadar tümünü anahtar teslimi özelleştirmek gerek. Özelleştirilince istihdam azalacak sanılabilir. Ama bugüne kadar tam aksi oldu. Eskiden 500 kişinin çalıştığı İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar’da şimdi 2500 kişi çalışıyor. Gelir artıyor. Ekmek büyüyor.
Türkiye'nin yeni Ulaştırma Bakanı Oktay Vural bu konuda ilk adımı ve çığır açacak ilk imzayı attığında mutlaka Özelleştirme İdaresi de koşmaya başlayacaktır.
Aslında böyle şeyleri yazmak ardında bir sürü çıkar tartışmalarını da gündeme getiriyor. Ama önemli değil. Benim böyle sorunum yok. Artık Atatürk Havalimanın tümüyle özelleştirilmesi gerekiyor. Burada başarılı olmuş Tepe-Akfen grubu bir havalimanını da yönetebilecek bilgi birikimini depoladı. Devlet buradan çekildiğinde, başındaki ağrılar azalacak, hesap soracak yerde yer alacağı içinde kontrolü çok daha iyi yapabilecek.
İşe İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan başlayarak tüm havalimanlarının özelleştirilmesinin zamanı geldi. Belki Ankara Esenboğa Havalimanı'nı tek başına işletmek, bir çok işletmeciye cazip gelmeyebilir. Ama Ankara Esenboğa ile Bodrum-Milas'ı ikisini birden yatırımlarını tamamlayıp işletecek biçimde bir ihale yapıldığında cazibe artacaktır. Örneğin Dalaman ile Trabzon Havalimanı, Antalya ile Adana, İzmir Adnan Menderes ile bir başkası çok sayıda yerli-yabancı yatırımcı için ilginç ve karlı gelebilir.
BİR AN ÖNCE YAPILMALI
Farklı işletmeciler arasındaki yarış da havalimanlarımızın kalitesini arttıracak, böyle bir sektörün doğmasına yol açacaktır. Örneğin Alarko bir çok yabancı havalimanı inşa etti. Türk müteahhitler yurt dışında çok başarılı havalimanı yatırımlarına katıldılar. Tümünü başarı ile yaptılar. Bu işi bir an önce gerçekleştirebilirsek gelecekte Türk müteahhit firmaları ya da deneyimli işletmeciler Türk Cumhuriyetleri'ndeki bir çok havalimanına da hem yapımcı hem işletici olarak imza atacaklardır.
Devlet, havalimanı işletmesinden çekilmekle büyük bir zarardan kurtulacak, hem de siyasi kadroların esiri olup yanlış yerlere havalimanı inşaatı yapmayacaktır. Bugün Türkiye ne yazık ki bir havalimanı mezarlığı haline geldi. 'Her ile bir havalimanı gibi savurgan, kaynak öldüren anlayışlar, profesyonel yatırımcı ve işleticiler elinde disipline olma şansını yakalayacaktır. Karlı, modern, yolcusunu 'velinimet' gören işletmeler doğacaktır.
THY, A330 alacak
Türk Hava Yolları yeni filo yapısını belirledi. Çok uzun yıllardır kullanımda olan A310-200’lerin İran Havayolları'na satışından sonra A310-300 uçakları da satışa çıkarılıyor. A310 uçaklarının satışından sonra THY'nin uzun menzilli filosu A340 uçakları ile aynı menzil ve kapasiteye sahip ama iki motorlu olduğu için daha ekonomik bulunan A330 uçaklarından üç adet alınacak.
Filosunda 7 adet A340 uçağı bulunan THY bunun altına alacağı üç adet A330 uçağı ile başta Amerika olmak üzere bir çok uzun menzilli hatta daha ekonomik uçuş yapma imkanı bulacak. Pazarlıksız standart donanımlı fiyatı 110-115 milyon Dolar arasında değişen A330 uçakları, 2002 yılından itibaren filoya katılacak. Alımın kesinleşmesi için filoda A310-300 modeli 7 uçağın satışı beklenecek. Bu satışa Airbus Endüstri'nin aracı olması ihtimalide kuvvetli. Alım kararının kesinleşmesinden sonra iki A330-200 uçağının 2002 yılı sonlarında, birininde 2003 yılında filoya katılması hesaplanıyor.
Uçaklarla birlikte bir de simülatör alınacak. Böylece A340 ve A330 pilot eğitimi aynı simülatörde verilecek. Aynı pilotlar hem iki motorlu A330 hem de dört motorlu A340 uçaklarında uçabilecek.
Filonun orta menzilli uçakları olan Boeing 737-800 uçaklarının sayısı ve modeli de ihtiyaca göre arttırılabilecek. Ama orta menzilde THY Boeing kullanacak. Bunlar 737-800 olabileceği gibi 700, 900 ya da 600 seriside olabilecek. Şirketin elindeki 737-800 uçakları kendi malı. Ama bundan sonra ihtiyaç doğarsa alınacak 737 serisi uçaklar kiralanacak. Şirket pilot eğitimi için sahip olduğu 737-800 simülatöründe diğer yeni nesil 737 modellerinin eğitimini de verecek.
THY kısa menzilde ise RJ uçaklarını bir süre daha kullanacak. RJ uçaklarınında THY'de simülatörü var. A340 simülatörününde alınmasıyla THY pilot eğitimlerinin tümünü kendi merkezinde verme imkanı bulacak. Ayrıca eğitim başka ülke havayollarına da satılacak. Yeni düzenleme ile THY filosunda üç tip uçak yer alacak. Böylece yıllardır istenen sadeleştirme işlemi tamamlanmış olacak.
Türkiye’nin Havalimanları
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü bünyesinde toplam 39 sivil havalimanı ve havaalanı bulunuyor. Yıllık toplam yolcu trafiği 35-36 milyon arasında değişiyor.
Uluslararası tarifeli ve tarifesiz dış hat seferlerle iç hat seferlerine açık havalimanları:
DHMİ, Başbakanlığın 27 Mart 2001 tarihinde yayınladığı 'Kamu Kaynaklarının Etkin Kullanımı' konulu genelge uyarınca trafiğin çok az olduğu ve zarar ettiği için 6 havaalanını kapatma kararı aldı.
Kapatma kararı alınan havaaalanları:
Balıkesir, Sinop, Tokat, Sivas, Uşak, Çaycuma.
Yeterli yolcu kapasitesini yakalayamayan Isparta Süleyman Demirel Havalimanı mevcut havalimanı statüsünden çıkarılıp 'gün doğumu-batımı' saatlerinde hizmet veren meydan statüsüne dönüştürülüyor.
DHMİ'nin kabulünü yaptığı Zonguldak/Çaycuma Havaalanı tamamlandıktan sonra gerçekleştirilen test ve kalibrasyon uçuşları sırasında çevredeki dağlarda bulunan madenlerin seyrüsefer sistemlerini etkilediği ortaya çıktı ve devre dışı bırakıldı. Antalya/Gazipaşa Havaalanı ise tamamlanmak üzereyken etrafındaki dağların iniş-kalkış yapacak uçakları olumsuz etkileyeceğinin belirlenmesi nedeniyle açılmadan kapatıldı.
Son olarak hizmete giren İstanbul Anadolu yakasında Kurtköy'deki Sabiha Gökçen Havalimanı yeterli uçak ve yolcu olmadığı için kapasitesinin çok altında çalışıyor. Yöneticiler bölgesel havayolu ve bir kargo şirketi kurarak trafiği arttırmayı hedefliyorlar.
ASKERİ-SİVİL ALANLAR
DHMİ ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasında yapılan protokolle askeri havaalanlarından bazıları DHMİ'nin verdiği terminal ve kule hizmeti ile sivil trafiği de açık.
Askeri-sivil ortak kullanılan havaalanları: Balıkkesir, Bursa/Yenişehir, Çanakkale, Denizli/Çardak, Tekirdağ/Çorlu, Diyarbakır, Erzurum, Elazığ, Erzincan, Kayseri, Konya, Malatya, Muş, Sivas, Uşak.