Paylaş
Çantanızdan laptopunuzu yani diz üstü bilgisayarınızı çıkartıyorsunuz, ayrı bir kutuya koyuyorsunuz. Sonra sıra sıvılara geliyor. Her biri 100 ml’yi aşmayan ambalajlardaki parfümünüzden şampuana, diş macunundan lens solüsyonuna sıvıları şeffaf bir poşete koyuyorsunuz. Bunlar çantanızdan ayrı olarak x-ray cihazından geçiyor. Dakikalar akıyor, sıralar uzuyor ve uçaklar kaçıyor…
Bu dert, yeni nesil x-ray cihazları ile son bulacak. Üç boyutlu, yeni nesil cihazların ilk olarak Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda kullanılmaya başlandı. İki yıl süren testlerin ardından hizmete giren cihaz sayesinde yolcuların artık dizüstü bilgisayarlarını çantalarından çıkartıp ayrı tarama işleminden geçirtmelerine gerek kalmadı.
Havalimanlarında tespit edilmesi en zor patlayıcıların başında şekil verilebilen plastik patlayıcılar geliyor. Dizüstü bilgisayarın içine gizlenmiş ince bir tabaka patlayıcı dikkatli bir güvenlik görevlisi tarafından tespit edilebiliyor. Bu nedenle bilgisayarlar çıkartılarak ayrı olarak cihazdan geçiriliyor. Benzer durum sıvılar için de geçerli.
Hedef yüzde 50 zaman tasarrufu
Günümüzde havalimanlarında statik olarak çalışan x-ray yani röntgen cihazları kullanılıyor. Bu cihazların yerlerini üç boyutlu tarama yapabilen, yüksek çözünürlüklü görüntü verebilen ve ‘CT’ olarak adlandırılan tarayıcılara bırakıyor.
Üç boyutlu olarak tarama yapan cihazlardaki her türlü tehlikeli madde hızlı bir şekilde tespit ediliyor. Sistem iş yükünü alırken operatörün de daha uzun çalışmasına imkân sunuyor.
Amsterdam Havalimanı’nda yapılan testlerde laptop çıkarma, sıvıları ayırma gibi işlemlerin ortadan kalkması ile işlemlerin yüzde 35 oranında hızlandığı tespit edildi. Hedef sistem üzerinde yapılacak değişikliklerle en az yüzde 50 zaman tasarrufu.
Ayakkabı çıkartmaya son
ABD’de yolcuların en büyük şikâyetlerinin başında güvenlikle ayakkabıların çıkartılması geliyor. Sayıları hızla artan yeni nesil kapı tarayıcılar ile bu derdin önümüzdeki yılsonuna kadar bitmesi öngörülüyor. Toplam 50 milyon dolarlık yatırımla yeni nesil kapılar tüm havalimanlarında yaygınlaşacak.
Araç kiralar gibi bebek arabası kiralayın
Uçağa binerken kargoya verdiğiniz bebek arabasının, araç koltuğunun kırıldığını veya başına bir aksilik geldiğini düşünün… Ne yapacaksınız? Bütün tatil zehir mi olacak?
Bu gibi riskleri en aza indirmek için 34 yaşında genç bir girişimci olan Umut Gürkan, özel bir hizmet geliştirdi. Tiny Miny markasıyla çocuğunuzla seyahat sırasında taşıması zor olan bebek arabası, ana kucağı, bebek oto koltuğu gibi ürünleri kiralıyorsunuz. TAV Havalimanları’nın ‘Primeclass’ hizmetiyle birlikte uçarken inerken görevliler sizi karşılıyor ve kiraladığınız ürünü teslim ediyor.
İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum Havalimanları’nda verilen hizmet önümüzdeki aylarda İstanbul Sabiha Gökçe, Antalya ve Dalaman Havalimanlarında da yaygınlaşacak.
Hijyenik olarak temizlenen ürünlerin günlüğü Baston arabalarda 15 TL, ana kucağı-oto koltuğu 20 ve oto koltuk yükselticilerinde ise 12 TL’den başlıyor
Şirket yakın zamanda mama sandalyesi, park yatak ve ailelerin bebekleri ile seyahati sırasında ihtiyaç duyabileceği tüm ürünleri sisteme dâhil etmeyi hedefliyor.
Paylaş