Hangisi daha pahalı? Bir kilogram külçe altın mı, yoksa modern bir savaş uçağının bir kilogramı mı? Türkiye, 17 Ekim’deki Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın toplantısıyla gelecek 30 yılda kullanacağı savaş uçağına karar verecek. Avrupalı Eurofighter ile Amerikan F-35’in karşı karşıya geldiği 5 milyar dolarlık ihalede 120 uçak alınacak.
Yeni nesil savaş uçakları, ileri teknolojileri, insan limitini aşan performanslarının yanı sıra yüksek fiyatlarıyla da dikkat çekiyor. 1980’lerde Türkiye, F-16 uçaklarının tanesini yaklaşık 25 milyon dolara alırken bugün yeni nesil savaş uçaklarının fiyatları 100 milyon dolardan aşağı değil.
Defence Aerospace dergisinin yaptığı ve sektörde ciddi ses getiren araştırmada uçakların kilogram fiyatları altın ve havyarla karşılaştırılıyor. Geçen yılın ortalamaları dikkate alındığında bir kilogram külçe altının fiyatı 18 bin 700 dolar. Savaş uçaklarının ağırlıklarını fiyatlara bölüp altınla karşılaştırdığınız zaman enteresan sonuçlar çıkıyor.
Kilosu en ucuz uçak, 20 ton ağırlığında 108 milyon dolar fiyatlı F-15E. Uçağın kilosu 5 bin 302 dolara geliyor. Hatta F-15E, Paris fiyatları baz alınan ve kilosu 6 bin dolarlık en iyi havyara göre bile ucuz.
Kilogram hesabında en pahalı uçak Amerikan F-22. Radara yakalanmayan savaş uçağının fiyatı ise tam 338 milyon dolar. Uçağın bir kilogramı, 22 bin 472 dolara geliyor.
FİYATLAR FARKLI
İmalatçılar uçakların fiyatlarını açıklarken iki farklı seçenek sunuyor. Birim fiyatının yanı sıra tüm hizmet süresi boyunca kullanıcının isteğine göre planlanan yedek parça, bakım, eğitim gibi tüm paketin maliyeti alınan uçak adetine bölünüyor. Örneğin Fransız Rafale C uçağının birim fiyatı 62.1 milyon dolardan programın tümünü bakıldığında 135.8 milyon dolara çıkıyor. Bu fiyatlar Eurofighter için 118.6 milyondan konfigürasyon farkı nedeniyle İngiltere için 143.8 milyon, İspanya içinse 126.7 milyon dolara çıkıyor. F-35’in birim maliyeti 115 milyon, 2010’da belirlenmesi hedeflenen fiyat ise yüksek üretim miktarıyla 112.5 milyon dolara düşürülmesi planlanıyor. Tolga ÖZBEK
DEV İHALE 17 EKİM’İ BEKLİYOR
Fiyatlar bu seviyelerde dolaşırken Türkiye’nin 17 Ekim’de vereceği karar merakla bekleniyor. Geçen yıl teklife çağrı dosyasıyla imalatçılardan bilgi isteyen Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), uzun süredir bu proje üzerinde çalışıyor. SSM, alınacak uçak sayısının 120’den daha da yukarı çıkabileceğinin sinyallerini veriyor. Bir de olayın politik yönü var. İhtiyaçların yanı sıra Türkiye seçimlerinde ABD ve Avrupa arasında kalıyor. Uzmanlar, bu açıdan SSM toplantısında alımın bölünebileceğine dikkat çekiyor. Uçak miktarının SSM tarafından artırılması durumunda 80-100 civarında F-35, 40-60 civarında da Eurofighter yönünde tercih yapılacağı tahmin ediliyor.
ALENIA:TÜRKİYE’Yİ 5. ORTAK GÖRÜYORUZ
Avrupa’da İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya’nın ortak geliştirdiği Eurofighter, Türkiye’ye İtalyan havacılık devi Alenia üzerinden pazarlanıyor. Avrupa’nın hava savunması için geliştirilen Eurofighter, bugün değişen tehditlerle birlikte hava-yer görevleri için de kullanılıyor. Uçağın yüksek performansı özellikle hava-hava görevlerinde önemli bir avantaj sağlıyor.
Halen Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki en modern uçak, TAI tarafından üretilen F-16 C’lerin Block 50 modeli. Yunanistan’ın aldığı yeni nesil F-16’ların yanı sıra İran ve Suriye’nin pazarlık yaptıkları Rus Sukhoi Su-30’ların dengeleri değiştirebileceğinin altı Alenia yetkilileri tarafından sürekli çiziliyor.
İtalyanlar, F-35’in gelişine kadar geçecek sürenin Eurofighter ile kapatılabileceğine dikkat çekiyor. Alenia, hızlı teslimat garantisi veriyor. Şirket, F-35’in çok rollü planlanması nedeniyle özellikle hava-hava görevlerinde Eurofighter’ın gerisinde kalacağına inanıyor.
Eurofighter konusunda Alenia’nın CEO’su Giovanni Bertolone Türkiye’yi programın beşinci ortağı olarak görüyor. Bunun anlamı Türkiye’ye imalat hattının kurulmasının yanı sıra uçakla ilgili geliştirme, satışlardan pay alımı gibi konularda da söz hakkı verilecek. Halen Eurofighter’ın dört ana kullanıcısının yanı sıra uçak Avusturya ve Suudi Arabistan’a satıldı. F-35 ve Eurofighter bir arada nasıl olacak sorusuna ise Bertolone bu iki uçağın birbirini tamamladığına ve İtalya ile İngiltere’nin Eurofighter’ın yanı sıra F-35 programına da üye olduklarını belirtiyor.
LOCKHEED MARTIN TAMAM MI DEVAM MI
Amerikan tarafında ise Türkiye’ye pazarlama doğrudan imalatçı Lockheed Martin üzerinden gerçekleşiyor. Türkiye 2002’de projeye ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Norveç, Danimarka, Kanada ve Avustralya ile ortak olacağını açıklamıştı. Normal programa göre Lockheed Martin, yıl sonuna kadar kesin katılım konusunda söz almak istiyor. Bu açıdan toplantının sonuçları çok önemli. Ortakların 2010’a kadar da kaç uçak istediklerini bildirmeleri gerekiyor.
Lightning II (Şimşek 2) olarak adlandırılan F-35, ilginç bir tasarıma sahip. Amerikan hükümeti, tek uçakla hem hava kuvvetlerinin, hem deniz kuvvetlerinin, hem de deniz piyadelerinin ihtiyaçlarını ortak platformda karşılamak istiyor. Halen motor testleri süren F-35’in ilk uçuşunu gelecek yıl yapması planlanıyor. Test süresinin en az iki yılı bulacağı tahmin ediliyor.
Lockheed Martin proje için Türkiye’ye off-set vermiyor. Yani alınacak uçaklar karşılığında Türkiye’den ithalat planlamıyor. Bunun yerine Türk şirketlerine sanayi ortaklığı sunuyor. Şu ana kadar TAI, TEI, Aselsan, Kale Kalıp, Alp Havacılık gibi şirketlerle ortak imalat ve tasarım anlaşmaları imzalandı.
Delta’dan kanser kampanyasına destek
Delta Havayolları, meme kanserine dikkat çekmek amacıyla Amerikan iç hatlarında yeni konseptinin ilk uçağı Boeing 757’yi pembeye boyadı. BCRF Kanser Araştırma Vakfı’yla ortak gerçekleştirilen projede, bir ay boyunca kabinde yolculara vakfa gelir amaçlı 2 dolara limonata satılacak.
ABD’de iç hat pazarına yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefleyen Delta, Boeing 757 uçaklarını 26’sı first 158’i ekonomi toplam 184 koltuklu olarak yeniden tasarladı. Tüm kabin elden geçerken her koltuğun arkasına özel ekran yerleştirildi. Yeni eğlence sisteminde yolcular, 24 kanallı canlı televizyon yayını, vizyondaki 20 filmi seyredip bin 600 şarkılık arşivden kendi müzik listelerini oluşturabilecek.
Kiralık havaalanı dönemi
Açılışı 1999’da yapılan ancak yeterli hava trafiği olmaması nedeniyle 2002’de kapatılan Zonguldak Çaycuma Havaalanı, 25 yıllığına Zonguldak Özel Sivil Havacılık Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından kiralandı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) tarihinde ilk defa gerçekleştirdiği ihalede şirket yılda 32 bin 291 dolar kira ödeyecek. Ayrıca elde edilecek cironun binde birini de DHMİ’ye verecek.
Meydanın hava trafiğine açılması için gerekli çalışmaların yapıldığını belirten Vali Yavuz Erkmen, amaçlarının havaalanını hem yurtiçi hem de yurtiçi uçuşlara açmak olduğunu söyledi. Toplam 1830 metrelik pistin uzatılmasının yanı sıra yaklaşmada bulunan tepelerin yaklaşık 80 metre traşlanması planlanıyor.
Bu bir rezalet
Atatürk Havalimanı 18-36 ana pisti aylarca bakım çalışması nedeniyle kapalı kaldı. İşi yapan müteahhit firma ERS, koca pistte uzun zaman oynayıp durdu. Bir-iki makine, bir lastik tekerlekli yükleyiciyle bu işi yapmaya çalıştı. Çalışmanın görüntüsü bile işi önemseyip, bir an önce bitirmesi ve bunu hatasız yapması gerektiğinin farkında olmadığını gösteriyordu.
Sonuçta öyle de oldu. Pist yeniden onarıma alındı. Eksik gedik bir sürü aksaklık çıktı ortaya. Hatta bu gecikme ve birkaç neden Atatürk Havalimanı Başmüdürü İrfan Balta’nın da başını yedi. Balta, merkeze alındı. Dört ay süren bir dönemde işi bitiremeyen müteahhit firma havalimanı trafiğinde şimdi yeni gecikmelere, zorlanmalara neden oluyor. Ve ne yazık ki kimse bu işin hesabını sormuyor.
Sivil havacılık zarar gördü
Türkiye Hava Yolları Pilotları Derneği (TALPA), Onur Havayolları uçağının arızalı olduğunu iddia edip yolculara "Bu uçak arızalı, uçmayın" anonsunu yapan Kaptan Pilot Ahmet Uğur Aşıkoğlu’nu Alman Pilotlar Birliği’ne şikayet etti. Sivil havacılık tarihinde böyle bir davranışın görülmediğini belirten TALPA, olayın Türkiye ve sivil havacılığına büyük zarar verdiğine dikkat çekti.
ANONS YAPTI
Gaziantep doğumlu Alman vatandaşı Kaptan Pilot Ahmet Uğur Aşıkoğlu, 13 Eylül’de 180 İngiliz yolcusunu Antalya’dan Bristol’e götürmek üzere motor çalıştırmış ancak kısa bir süre sonra motoru durdurarak uçağın arızalı olduğunu söylemişti. Teknik ekibin yaptığı incelemede herhangi bir arıza bulunamamıştı.
Kaptan Pilot Aşıkoğlu’nun sık sık Almanya’ya uçabilmek için Antalya merkezli çalışmayı kabul ettiği, kış döneminde uçuşların azalmasıyla birlikte ana merkez İstanbul’a dönmek istemediği ortaya çıkmıştı.
Aldığı eğitimler karşılığı Onur Havayolları’na borcu olan Aşıkoğlu’nun bir an önce ayrılmak üzere böyle bir davranış sergilediği iddia edildi. Kaptan Pilot’un transfer olmak üzere anlaştığı Antalya merkezli Inter Havayolları ise bu davranışı etik bulmayarak Aşıkoğlu’nun işe almaktan vazgeçti.
Check-in makineleri çalışmıyor
Bazı havayolları, yolcuların işlemlerini hızlandırmak için terminallere otomatik check-in makineleri koyuyor. Ancak bu makineler sık sık arızalanıyor. Üzerinde "bozuk" yazılarıyla makineler terminallerde süs gibi duruyor. (Bu konuda toplam 16 yolcu şikayeti aldık.)