İstanbul semaları, son yılların en büyük havacılık organizasyonlarından birine ev sahipliği yapacak. Abu Dabi, Barcelona, Berlin ve St.Petersburg’dan sonra Red Bull Air Race 29 Temmuz’da saat 14.00’te Haliç’te start alacak.
Ücretsiz izlenebilecek organizasyon, 11 pilotun özel parkurda zamana karşı, yer çekimine meydan okuyarak yapacağı müthiş mücadeleyi İstanbullulara sunacak.
Gökyüzünün Formula 1’i olarak adlandırılan Red Bull Air Race, iki yıldır tüm dünyada büyük ilgiyle takip ediliyor. Bu yıl yarış takvimine giren İstanbul, organizasyona 29 Temmuz’da Haliç’te yapılacak yarışla merhaba diyor. Yarışın F1 gibi çok sayıda yabancı televizyon kanalında canlı yayınlanacak olmasıyla İstanbul ve Türkiye çok önemli tanıtım fırsatı yakalayacak. Aslında uçaklarla gerçekleştirilen yarışların tarihi 1930’lara kadar gidiyor.
Dünya Akrobasi Şampiyonu Macar pilot Peter Besenyei, yarışa yeni bir bakış getirdi. Red Bull’un sponsorluğundaki yarışta pilotların amacı özel imalat akrobasi uçaklarıyla parkuru belirlenen akrobasi hareketlerini yaparak en hızlı tamamlayabilmek.
BÜYÜK HEYECAN
Yarışma sırasında pilotlar ortalama 350 beygir güce sahip akrobasi uçaklarıyla uçuyor. Saatte 400 kilometreyi aşan süratlerde yer çekimine 7 kat ağırlığa dayanmak zorunda. Parkurdan milimlik dışarı çıkma veya kukalara çarpma hemen ceza puanı olarak yansıyor. Uçuş emniyetine uymayanlar yarışmadan men ediliyor.
Acil inişin hikayesi
Geçen hafta Antalya’da düşen Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait helikopter, dünyada MD600N’in ilk ölümlü kazası oldu. Emniyet Havacılık Dairesi, helikopter-motor imalatçıları ve Sivil Havacılık tarafından oluşturulan kaza kırım ekibi, olayın detaylarını çözmek üzere harekete geçti. İşte acil inişin hikayesi...
Antalya’ya yazın geçici görevle gelen polis helikopteri rutin turizm gözetleme uçuşu için Antalya Havalimanı’ndan kalkmıştı. Kuyruk rotoru yani pervanesi bulunmayan helikopterin uçuş ekibi bir önceki gün değişmişti. MD600N’de ikisi pilot beş emniyet mensubu bulunuyordu. Hava sıcaklığı 40 dereceye ulaşan bir öğleden sonra pilotlar Talya Oteli yakınlarından geçerken motorda takat kaybı tespit etti. Rolls Royce imalatı 250-C47 motor teknik bir arıza nedeniyle helikopteri havada tutamıyordu. Pilotlar helikopteri hemen acil iniş için en uygun alan olan stadyuma yönlendirdi. Buraya yapılacak bir inişle sistemler kontrol edilecekti.
İRTİFA YETMEDİ
Pilotlar helikopterde motor durması veya takat kaybında "otorotasyon" olarak adlandırılan harekete başladı. Motor arızalarında başvurulan bu yöntem ile helikopter süzülerek yere yaklaşacak, ana rotor aynı bir yel değirmeni gibi alçalmanın oluşturduğu süratle dönerek hızlanacak ve oluşan enerji, yere yaklaşırken pilotun pallerin açısını değiştirerek bir anda helikopterin çöküş hızını frenleyecekti. Yumuşak inişle MD600N "skid" yani kızakları yerle temas edecekti.
Ne yazık ki alçak olan irtifa, helikopterin etkili otorotasyon yapmasına yetmedi. MD600N tipi tek motorlu helikopter stadyuma yetişemedi.
Pilotlar daracık bir caddeye insanların arasına inmek zorunda kaldı. Sol skid, yolun ortasındaki tretuara çarptı. Helikopter kontrolden çıkarak yan yattı ve palleri yere vurdu. Hazin son depodan sızan yakıtın alev almasıyla geldi. Pilotlar kendilerini feda etmiş ancak kimseye zarar vermeden şehrin kalabalık noktasına, iğne deliğinden geçer gibi arızalı helikopteri indirmeyi başarmıştı. Yapılan incelemede motorun dijital olarak motor kontrolünü sağlayan, verileri kaydeden FADEC sisteminin pilotlar tarafından manuele alındığı tespit edildi.
Her kaza sonrasında olduğu gibi Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi’yle birlikte imalatçı Amerikan MD Helicopters, motoru yapan Rolls Royce detaylı bir araştırma başlattı. Ne yazık ki gidenleri geri getirmese de her kazada olduğu gibi bu olay geride kalanlar için önemli bir ders olacak. Havacılık Dairesi, idari ve bakım programlarını yeniden gözden geçirmeyi ve eğitim uçuşlarını artırmayı planlıyor.
Kazayla birlikte emniyet teşkilatının uzun yıllardır sürüncemede kalan helikopter ihtiyacı bir kere daha gündeme geldi. Emniyet teşkilatı artık "müzelik" olan 40 yaşını aşmış SA-318C Aloutte 2 helikopterlerinin yerini almak üzere MD600N’leri 2001’de seçmişti. Aradan geçen 5 yılda finansmanıyla ilgili Hazine Müsteşarlığı’nda yaşanan sorunlar nedeniyle ancak 5 helikopter teslim edilebildi. Nihai kabulleri geçen mayıs ayında tamamlanan kalan 5 helikopter ise Arizona’dan Türkiye’ye gelmek için gün sayıyor.
BEKLEYEN İHALE
Diğer taraftan emniyetin yıllar önce açıkladığı 30 adet hafif sınıf çift motor ile 8 adetlik ağır sınıf helikopter alım ihalesi ise raflarda beklemeye devam ediyor. Sürekli bütçe ve ekonomik tedbirlere takılan ihtiyaç bir türü ihaleye çıkamıyor.
Suçla mücadelede özellikle şehirlerin kontrolünde çok önemli bir güce sahip helikopter filosu daha etkin çalışacağı günleri bekliyor. Tolga ÖZBEK
MD600N’LER FİLOYA 2004’TE KATILDI
Kazada düşen EM0063 kuyruk numaralı helikopter 2003’te imal edilmiş, ertesi yıl emniyet teşkilatına teslim edilmişti. Kuyruk rotoru yerine helikopterin yönünü değiştirmek üzere "NOTAR" olarak adlandırılan sisteme sahip MD600N, pilotlar dahil 7 kişi taşıyabiliyor.
NOTAR sistemi helikopterin daha sessiz uçmasını sağlıyor. Bu nedenle MD serisi helikopterler ağırlıklı polis teşkilatları tarafından kullanılıyor. Helikopterdeki Rolls Royce imalatı motor aynı zamanda rakip Bell şirketinin 407 ve 430 helikopterlerinde de bulunuyor.
Lufthansa Teknik, Malta’da
Türk uçaklarını bekliyor
Alman Lufthansa Havayolları’nın uçak bakım şirketi Lufthansa Teknik, Malta’daki yatırımlarını hızla büyütüyor. Malta Havayolları’nın mali sorunlarla boğuşan bakım şirketini 2003’te alan Lufthansa Teknik, üç yıl içinde büyük bir aşama kaydederek bölgenin önemli bakım merkezlerinden biri haline geldi.
Güney Avrupa ve Kuzey Afrika pazarına hizmet veren tesisler, bu süre içinde 100 adet kapsamlı C bakımı gerçekleştirdi. Halen mevcut hangarında aynı anda iki adet orta gövde Boeing 737 veya Airbus A320 serisi uçağın C bakımını yapabilen Lufthansa Teknik Malta, yıl sonunda ikinci bakım hattını açıyor. Büyük çoğunluğu Maltalı 118 personele sahip şirket, çalışan sayısını da 200’e çıkarmayı hedefliyor.
Lufthansa Teknik Malta’nın CEO’su Louis Giordinaina, "Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Havayolları’na ait bir Airbus A321’in bir numaralı motorunun bakımını yapıyoruz. Burası diğer bakım üslerine oranla hem daha ucuz hem de verilen tarihte mutlaka teslimatı gerçekleştiriyor. Hızla büyüyen Türk Sivil Havacılığı’nda daha fazla pay almak istiyoruz" diyor.
Tesisleri birlikte gezdiğimiz Lufthansa Teknik’in Uluslararası İletişim Müdürü Aage Dünhaupt, tesislerin Türkiye için önemli bir merkez olabileceğini, yakınlığı, trafiğinin rahatlığı ve söz verilen tarihte teslim konusundaki ciddi duyarlılığı ile Türk yolcu uçakları için önemli bir imkan olduğunu vurguluyor. Malta ziyaretimiz sırasında yine yanımızda yer alan Lufthansa’nın Türkiye Halkla İlişkiler Müdürü İnci Gökçe de Lufthansa Teknik Malta’nın gelecek üç yıl içinde yeni bakım hatları açarak Akdeniz bölgesinin en önemli bakım üssü haline geleceğini söyledi.
Şirketin müşterileri arasında Kıbrıs Türk Hava Yolları, Spanair, Travel Service, Windjet, Air Bulgaria, Alitalia ve tabii ki Lufthansa gibi havayolları bulunuyor.
THY’den Londra fırsatı
Türk Hava Yolları, 1 Ağustos’ta Londra Luton Havalimanı’ndan İstanbul Sabiha Gökçen’e uçmaya başlayacak İngiliz Easyjet şirketinin karşısına özel fiyat ve tarife ile çıkıyor. Londra’da Stansted Havalimanı’ndan yaptığı uçuşlarda THY tek yön, vergiler hariç 59 pound’tan başlayan fiyatlar sunuyor. Fiyat aralığı 59’dan sonra 79 ve daha sonra da 109 pound’a çıkıyor. Halen haftada dört sefer gerçekleştiren THY, eylülden itibaren seferlerini her güne çıkartacak. Özellikle Stansted’ten İstanbul bağlantısı Kıbrıs/Ercan uçuşları büyük ilgi görürken, uçuşun ikinci ayağı ile ilgili THY tur operatörleri ile işbirliği yapıyor.