Paylaş
1- Pasaportu veya kimliği unutmak: Neredeyse her 10 yolcudan biri bu dertten mustarip. Evden çıkmadan önce ilk kontrol edeceğiniz pasaportunuz veya kimliğiniz olsun. Çocuklarınızla uçuyorsanız, onların kimliklerini, pasaportlarını kontrol edin. Anne-babadan biri varsa, muvafakatnamenizi de almayı unutmayın.
2- Pasaport ve vizelerin geçerlilik tarihlerine dikkat: Bazı vize uygulamayan ülkeler, pasaportun en az 6 ay geçerlilik süresi olmasını istiyor. Veya vizelerde belirli süreden az olanlar kapıdan kabul edilmiyor. Normalde havayolu şirketleri check-in kontuarında bu tür bilgileri kontrol ediyor. Ama gözden kaçan bir detay, gittiğiniz ülkenin kapısından dönmenize neden olabilir. Bu yüzden önce kendiniz kontrol edin. Yurtdışına uçacaklar, havalimanına gitmeden yurtdışı çıkış harcını yatırmak ve makbuzunu almak, terminalde size zaman kazandıracaktır.
3- Bilet, otel rezervasyon kağıtlarınız nerede? Artık kağıt bilet dönemi bitti. Ama bir çok ülkenin pasaport kontrol noktalarında biletinizi, otel kâğıtlarınızı göstermeniz isteniyor. Bunların çıktısını alın, yanınızdan ayırmayın.
4- İnternetten check-in kağıdını evde unutmayın! Bazı havayolu şirketleri uçağa biniş kartınızı kendinizin hazırlamasını isteyebiliyor. Bunu basıp evde unutmayın. İşleminizi kontuarda yaptırıp ekstra para ödemeyin.
5- Tıka basa dolu bavul: Az eşya ile seyahate çıkmayı kendinize kural edinin. Hem ağırlık kurallarına takılıp boşu boşuna para ödemeyin hem de rahat uçun.
6- Havalimanına geç kalmak: Evden veya otelinizden çıkarken havalimanına ne kadar sürede ulaşacağınızı önceden hesaplayın. Havalimanına son dakika gelip uçuşunuzu riske atmayın.
7- Güvenlikte öten ayakkabı giymek: Gittiğiniz yerde şık olmak isteyebilirsiniz. Ama unutmayın Türkiye’de havalimanlarında iki noktada güvenlik kontrolü var. Çıkartmak zorunda kaldığınız çizmeler, içinde metal olan ayakkabılar hem size zaman kaybettirecek, hem de eziyet çekmenize neden olacaktır.
8- Güvenlik görevlilerine şaka yapmayın: Dünyanın her yerinde kural aynıdır. “Bagajınızda ne var” sorusuna şaka yaparak vereceğiniz ‘bomba’ gibi cevaplar doğrudan sizi polisle muhatap eder. Derdinizi anlatıncaya kadar çok dil dökmek zorunda kalabilirsiniz.
9- 100 mililitre kuralını zorlamak: Sıvı kısıtlamasında yanınıza alacağınız parfüm, jel kategorisindeki kremler gibi malzemelerin her birinin içindekiler değil ambalajının 100 mililitreyi geçmemesine özen gösterin. Bunun üzerindekiler ne kadar pahalı olursa olsun, çöp kutusunu boylayacaktır.
10- Havalimanında sarhoş olmayın: Önünüzde beklemek için saatler var. Oturup bir şeyler yemek, biraz içmek zaman öldürmek için iyi fikir olabilir. Ama sakın çok fazla alkol alıp sarhoş olmayın. Alkolün etkisiyle biniş kapısını bulamayabilir veya saatlerin nasıl geçtiğini anlamayıp uçağı kaçırabilirsiniz. Veya çok yemek yemek de uçuşta sizi rahatsız edebilir.
Onur’la üç bacak* uçuş
Fırsatlar yaratırım. Farklı havayollarıyla uçarım.
Böylece şirketin değişimlerini, işleyişindeki istikrarı gözleme imkânı bulurum.
Üç kez üst üste üç kez Onur Air ile uçtum.
En zorlu yolcunun bulunduğu Bodrum hattında bu uçuşları yaptım. Biletlerimi internet üzerinden aldım. Uçuştan yaklaşık bir hafta önce Onur Air’in sistemine girdim. İstanbul–Bodrum bacağını 124 TL, dönüşü de hafta sonuna geldiği için 134 TL’den yakaladım.
Bunlar Bodrum’a uçuş için bu sezonda yakalanabilecek en iyi fiyatlardı.
Onur Air geçtiğimiz aylarda el değiştirdi. Deneyimli bir havacı patrondan başka bir patrona geçti. Genellikle böyle el değiştirmelerden sonra havayollarında sarsıntılar olur. Ayrılan personel ya da yeni patronun maaş politikası gibi bir dizi neden sistemde çatlaklara da yol açabilir. Değişim Onur Air’de sorun yaratmamıştı. Sistem gayet iyi yönetiliyordu.
Bu üç uçuşta;
1- Zamanında kalkışta sapma olmadı. Yolcu kalkıştan 20 dakika önce uçağa davet edildi. İki uçuşta köprüden, birinde ise uçak açıkta olduğu için otobüsle alındı. Uçağın pist başına gidişi tarifesine uygundu.
2- Üç uçuşta da pilotlar anonslarını düzgün yaptılar. Kalkış, tırmanış mükemmeldi. İnişlerde pist başına yakın noktada teker koydular, uygun ‘reverse’ ile uçağı kasmadan durdular. Taksi hızları limitler içindeydi. Park pozisyonunda frenlemelerine kadar yolcuyu rahatsız edecek hiçbir anormallik olmadı.
3- Kabin ekibi beni çok şaşırttı. THY’ye oranla çok daha düşük maaş alsalar da inanılmaz bir zarafet sergiliyorlardı. Saçları, takıları havacılık kurallarına uygundu. İddialı ve frapan olmayan ama çok da yakışan üniformaları parlamamış kumaşları ile hoş görünüyordu. Hemen hepsi üniformayı iyi taşıyordu.
Atlamadan her yolcuya “hoş geldiniz” dediler. Yolcuların önlerine koymakta ısrar ettikleri çantaları zarafetle, ikna ederek alıp baş üstü bagajlarına yerleştirdiler. Anonsları çok düzgün yaptılar. Kısa uçuş olmasına rağmen ikramı zamanında tamamladılar, artı istekleri çevirmediler. Gerçi ikram sınırlı olduğu için sunumu da zaman almıyordu. Ama kısa uçuşta belli ki zamanı kullanma konusunda iyi eğitim almışlardı.
4- 23 Nisan’dan sonra ücretsiz ikram uygulayan havayolu, ikram seçiminde de az ama başarılı bir seçim yapmış.
5- Hem Bodrum’da hem de İstanbul Atatürk Havalimanında bagajlar zamanında geldi.
Sonuç; zamanında kalkış, kokpitin güven verici uçuş yönetimi, kabinin mekanik olmayan havası, yolcu ilişkilerindeki başarısı ve bagajların zamanında gelmesi, ana başlıkları ile bir uçuşun keyifli olmasına yetiyor.
El değiştiren Onur Havayolları filosundaki uçaklarında kabin koltuk standardını hizaya getirdiğinde daha da başarılı olacak. Check-in’den uçuşun sonuna kadar, özel havayollarımızın nasıl bir hızla geliştiğini ve büyüdüğünü Onur Air örneğinde de görmek beni mutlu etti.
“Acaba o özel şirket güvenli mi” diye bana sıkça sorulan sorulara bir yanıt daha vermiş oldum. Ben güvenle uçtum, beni tedirgin edecek hiç bir şeye rastlamadım.
Sizin de gönlünüz rahat olsun…
*Not: Havacılıkta uçuşun bir yönünden ‘bacak’ diye söz edilir.
Paylaş