Ne mutlu türküyüm diyene

Kardeş Türküler’in salı akşamki konserinde “Kara Üzüm Habbesi” ya da “Yanıyorum” çalarken dans eden Türk ve Kürt gençlerle geçen yüzyıla uçtum.

Haberin Devamı

1998 yılının üzüm buğusu gibi nemli yaz akşamı.
Fransa’nın Atlas’a açılan kapısı La Rochelle. Yurtdışına ilk kez çıkmış bir kopil olarak bulunuyorum, film festivalinin kapanış partisinde.
Olay yeri, demirli bir vapurun güvertesi, DJ ha bire Dead Can Dance çalıyor.
Derdimiz, Boşnak ve Sırp öğrenciler arasındaki husumet. Dile kolay, Yugoslavya savaşı dün bitmiş ve çocukların arasında henüz kan var.
Nenad ne zaman yanıma gelse Cevat müsaade isteyip kalkmış masadan. Radomir’in arkadaşlık teklifi Selma tarafından sert bir şekilde reddedilmiş.
Kalbi kuşatma günlerinden hasta Cevat’ın. Savaş yetimi Alma ise “Saraybosna’nın yeniden imarı” programında çalışmak için sonbaharda Londra’ya gidecek.
Bense tüm bunları yıllar sonra “Yolda Üç Kişi” romanında anlatacağından habersiz bir şair.
Kan gerginliği ne zaman bitti biliyor musunuz?
Goran Bregovic’in “Kalaşnikov” şarkısı çalarken.
Türküden devşirme şarkıya (ve tabii Fransız şarabına) dayanamayan Boşnak ve Sırp gençler fırladı, başladılar kol kola dansa.
Tıpkı “Kardeş Türküler” konserindeki Kürt ve Türk gençler gibi.
Üstelik bizimkilerin arkasında iç savaşla harap bir ülke yoktu. Rado ve Cevat’ın yapamadığını yapabilir, mutlu bir ulus inşa edebilirlerdi.
Kan sokmak isteyenlerin tufasına gelmemek, birbirinin kıymetini bilmek, Mustafa Kemal’in Türkiye’sine inanmak mümkündü hâlâ.
Kardeş Türküler ekibi çocuk heyecanıyla döktürürken çaktırmadan gittim 25 yaşımın La Rochelle gecesine, orada biraz kaldım.
Koyda yelken direklerinden bir orman vardı. Praglı Marketa çiçekli elbise giymişti. Uzakta, 100 yıl savaşlarının yorgunluğuyla uyukluyordu el kadar Ré adası.
İçimdeki şair, Mustafa Kemal’in türküsüne hâlâ inanıyordu.

Herkesin çılgınlığı kendine

Haberin Devamı

Çılgın proje meğer rahmetli Bülent Ecevit’in fikriymiş. 1994 yılındaki yerel seçim kampanyasında, “Mega Proje” adıyla basına tanıtılmış.
Hürriyet’in haberine göre Ecevit o zamanlar projenin “büyük bir finansman gerektirmediğini” ve “Terkos Gölü’nden de yararlanılarak bir cazibe merkezi yaratılacağını” söylüyor. Maksat Boğaz trafiğini rahatlatmak.
Tayyip Erdoğan ise aynı seçimin İstanbul belediye başkanı adaylarından. Merak ettim, “Mega Proje”yi duyduğunda ne düşünmüştür, “Bu ne ucube böyle!” demiş midir?

İncir  Çekirdeği

Haberin Devamı

Paranın en yüce değer olduğu yerde harcanan şey insandır.

Yazarın Tüm Yazıları