Paylaş
Sonunda annesi bilet aldı, üçümüz tuttuk Açıkhava’nın yolunu.
Aslında konser meraklısı bir dönemimde değildim. Annesi de değildi. Hele bana, boşandığımızdan beri hiç değildi. Haliyle, giderken oğlana kıyak yapıyoruz havalarındaydık.
Beyefendinin gittiği ilk konserin bu olması da iyiydi. Onun yaşındayken babamla Kumburgaz’da kalipso kralı Metin Ersoy’un konserine gitmiştim.
Metin Ersoy “Aman hoca kurtar bizi fillerden” şarkısını söylerken delice eğlendiğim dün gibi aklımda. Zekâsını annesinden almış Can ise Sertab’ın “Rengârenk” şarkısını seviyor.
Açıkhava’ya girdiğimizde tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Hiç renk vermedi. Her hafta oraya konsere gelirmiş, hatta daha iyisini geçen ay Londra’da görmüş gibi davrandı.
Konser yarım saat gecikince biraz mızmızlandı ama ona yerli starlarda bunun racon olduğunu, ancak Bryan Ferry ya da Leonard Cohen gibi tıfılların vaktinde sahne aldığını anlattım, sorun kalmadı.
Şaka bir yana, Sertab ve Demir mükemmel bir gece yaşattılar Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduranlara.
İkisinin de sevdiğimiz ne çok şarkısı olduğunu hatırladık. Dinlerken hayatım film şeridi gibi geçti gözlerimden. Hele akustik gitarlarla yaptıkları birkaç şarkılık “jam” vardı ki, tadından yenmez.
Gecenin sürprizi olarak da Özge Fışkın ve Model sahne aldılar. Eurovision adayım Model hakkında dün yazdım. Tarzını pek sevdiğim Özge’nin yeni albümü de yoldaymış.
Bu arada Sertab ve Demir evlenmedikleri “müjdesini” vermeyi de ihmal etmediler.
Sonuçta anladık ki kim ne derse desin Sertab büyük şarkıcı. Demir ise müzik adamı olarak ustalığın son haddinde.
Aralarında ancak Roxette ya da Eurythmics gibi ikililerde rastladığımız türden, kusursuz bir uyum var.
“Rengârenk”i dinleyemeden uyuyakaldıysa da, Can’a teşekkür ettik dönerken.
Ailede müzikten anlayan birinin olması güzel.
Masa da masaymış ha
Asmalımescit’te başlayan “masa operasyonu” acı gerçeği hatırlattı: Bizim sokakta eğlenme kültürümüz yok.
Yani bu konuda da mutabakat eksikliği içerisindeyiz.
Hadi kışın göze batmıyor ama sıcaklar bastırınca sokakta bir yaşam tarzı çekişmesidir başlıyor.
Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan’ın yerinde olsam, masa kaldırma olayının direkt “yaşam tarzına müdahale” olarak algılanacağını tahmin eder ve Başbakan’a açıklamaya çalışırdım.
Ama düşünüyorum da, herhalde bu yüzden beni Belediye Başkanı yapmıyorlar.
Sonuçta var onların da bir bildiği.
tatlı Sözlük
Yağmur Akşamları: Selim İleri’nin yürek serinleten öykü kitabı.
Paylaş