Paylaş
Babasının sahada destan yazan takımını destekliyordu.
Onunla derdimiz yoktu, çünkü çocuktu. Henüz kadın değildi. Ali Sami Yen’in maskotlarındandı.
Babasına rakip takımı çalıştırıyor diye kızsak bile ona kötü söz söylemek aklımıza gelmezdi.
Sonra yıllar su gibi aktı, ne Ali Sami Yen kaldı ne de tribündeki o maskot kız.
Genç bir kadın olarak, Türk Telekom Arena’ya gidiyordu bu sefer. Yine babasını desteklemeye.
Fatih Hoca bakiydi çünkü.
Bizimse artık Buse ile derdimiz vardı.
Kadına dönüşerek günaha girdiği için.
Galatasaray şampiyon olurken sosyal medya Buse Terim’e edilen hakaretlerle çalkalandı.
Birkaç gün sonra da Başbakan çıkıp “nevrinin döndüğünü” söyledi. Sebep?
Kadınlar tribünde küfür ediyormuş.
Halbuki Buse Terim’e hakaret edenlere sor, hepsi “nevrinin döndüğünü” söyler.
Birininki Fener şampiyon olamadı diye dönmüştür, diğerininki Cimbom bilmem ne yaptı diye.
Kadın cinayetlerini işleyenlere sor, hepsinin bir nevir döndürme bahanesi illa ki vardır.
Zaten bizim hapishaneler nevri dönüklerle dolu.
Planlı cinayet işleyenlerle değil. Polisiye edebiyatımız bu yüzden zayıf.
O zaman sormak lazım: Erkeklerin nevirlerini döndürmeye hakları var da kadınların yok mu?
Bu nasıl şeymiş ki erkekte dönüyor kadında dönmüyor?
Yoksa nevrin dönme hareketini sağlayan mekanizma sadece erkekte mi standart?
Buse’nin yerinde bir erkek olsa kendisine o lafları edenlere çiçek vermezdi herhalde.
Hadi diyelim bu Fatih Terim’in kızı olmanın bedelidir.
Peki Türkiye’de kadın olmanın bedeli ne olacak?
Adı Buse olmayanların ödedikleri bedeller? Onların yedikleri küfürler?
Uğradıkları cinayetler?
Kadınların daha fazla şeye maruz kalıp daha az tepki göstermesini istememiz?
Buse Terim’in nevrini döndürmeden sezonu bitirebilmiş olması bir nevi şampiyonluktur.
Tebrikler kendisine.
ŞEFİN TAVSİYESİ
Son Sümer kraliçesi
Şu dünyayı anlamak için Sümerleri anlamak şart. Sümerleri anlamak için de Muazzez İlmiye Çığ’ı tanımak.
Serkan Koç’un çektiği “Son Sümer Kraliçesi: Muazzez İlmiye Çığ” belgeseli, bize işte bu şansı sunuyor.
Hem son yüzyılın Türkiye’sine hem de Mezopotamya’nın 5 bin 500 yıllık müthiş tarihine bir bilet.
Belgeselde Çetin Tekindor’un seslendirmesiyle Kemalist devrimin heyecanı, Sümerlerin çok acayip mirası ve iki yıllık emek var. “Nereden geldik, nereye gidiyoruz” diyenleri bekliyor.
Paylaş