Paylaş
“Maganda” yanlış hatırlamıyorsam bir dönemin afili mizah dergisi Hıbır’ın sokak diline armağanıdır.
Bir kapağa “Maganda Eğitim Kampı” diye bir yer çizmişlerdi. Sokakta kadınları taciz eden, yere tüküren, kurumamış betona küfür yazan birtakım insanlar...
Hepsinin özelliği şehir hayatı içinde yozlaşmış, eğitimsiz ve aniden saldırganlaşabilen taşralı gençler olmalarıydı.
Bu tarif bugün de ‘Apaçi’ denince anladığımız tipe hemen hemen uyuyor.
* * *
Merak ettiğim, niye ‘Apaçi’ olduğu: Sierra Madre Sıradağları’nın savaşçı, iyi at binen ve karizmatik kabilesinin bu işle ne ilgisi var?
Benim bildiğim Apaçilerin de Komançilerin de plajda etrafa rahatsızlık vermek ya da 10 kişilik erkek grupları halinde dolaşmak gibi alışkanlıkları yoktur.
İlla Amerika’dan teşbih yapacaksak, mesela Harlem ya da Queens dolaylarındaki siyah gençler daha çok benziyor bizimkilere. Onlar da “beyazların” kendilerini kabul etmeyen dünyasına girmeye çalışıyorlar.
Tabii yol-yordam bilmedikleri için de tepki görüyor, bu sefer iyice agresifleşiyorlar.
Herhalde bizimkilere ‘zenci’ demek iyice ırkçı tınlayacağından, güme giden koskoca Geronimo’nun torunları olmuş.
Ama sonuçta ‘Apaçi’ de söyleyenin kendi “beyazlığının” altını çizmesine yarıyor. Yani yine ırkçılık yapmış oluyoruz, farkında olmasak da.
Oysa bu ‘zencilik’ meselesi oynak bir durum. İnsan burada beyazken başka yerde pekâlâ siyah durumuna düşebilir. Ama gerçek Apaçilerin tarihteki asil yeri tabii ki değişmez.
Bu yüzden dünün magandalarına yeni bir isim konulacaksa bence ‘İvedik’ diyelim olsun bitsin.
Bir şehir fısıltısı
Aydın-Söke Kadın Sığınmaevi Derneği’nin ev sahipliğindeki 13. Sığınaklar ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı, 17 Aralık’ta Söke’de toplanıyor arkadaşlar.
Kurultayın bu yıl ana gündemi kadın cinayetleri.
Kadınların hayat hakkının korunması, şiddetten çocuklarıyla birlikte uzaklaşabilmesi kadın sığınaklarının artmasına, bu sığınaklarda kadın ve çocukların gerekli destekleri alabilmesine bağlı.
Bugünlerde meseleyi gündemine alması gereken belediye, valilik, kaymakamlık gibi kuruluşlara, bu buluşmanın giderlerini karşılasınlar diye dilekçeler veriyorlar.
Yani aslında fısıltı falan değil bu: Düpedüz çığlık.
Bir nevi porno: Yemekteyiz
“Porno çok saçma bir şey. Tıpkı insanları devamlı yemek yerken gösteren bir filmin çok saçma olacağı gibi.”
Bunu Woody Allen’ın söylediğini sanıyordum ama kaynağını bir türlü bulamadım.
O zaman hadi ben söylemiş olayım. İnsanın temel bedensel ihtiyaçlarının gösteri malzemesi yapılmasının pornografi sayılması gerektiğini düşünenlerdenim ne de olsa.
Bu yüzden, “Yemekteyiz”in bir sonraki turuna şu ünlülerin katılmasını teklif ediyorum: Rocco Siffredi, Cicciolina, Ivana Fukalot ve tabii ki ev sahibi olarak Şahin K.
Bu isimleri nereden mi biliyorum? Nereden olacak canım, ben de sizin gibi arkadaşlarımdan duydum!
İncir Çekirdeği
Aşk: Önyargının atomlarını parçalamak.
Paylaş