Sessiz ve görünmeyen gençler

Geçtiğimiz günlerde, Gençlik ve Spor Bakanlığı desteği ile yapılan “Sessiz ve Görünmeyen Gençler Araştırması” sonuçlarının paylaşıldığı bir toplantıya katıldım.

Haberin Devamı

Açılış konuşmasını Genç Hayat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Zapsu’nun yaptığı toplantıda ilginç tespitler paylaşıldı, sorunlara çözümler önerildi.
“Gençlik sorunları” denildiği zaman sınav kaygısı, meslek seçimi gibi akla ilk gelen sorunların ötesinde başka sorunları da görmekte fayda var.
Gençler, eğitim, ailelerin ve eğitimcilerin onlara davranış biçimleri, gelecekle ilgili kendilerini tanımlayamama gibi çeşitli sorunlarla karşılaşır. Bu sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetsiz iletişim, önyargısız yaklaşım ve farklılıklarla bir arada yaşama algılarıyla çözülebilir.
Türkiye, çalışmayan ve okumayan genç oranının yüzde 30 olması dolayısıyla OECD ülkeleri arasında en üst sırada.
Yani, 15-24 yaş arası gençlerimizin üçte birine yakını, ne eğitim ne de çalışma hayatına katılıyor.

Ülkelerin karşı karşıya kaldığı ‘genç işsizler’ sorunu için derinlemesine bir bilgi birikimine ve anlayışa dayalı mücadele yöntemleri geliştirmek hedefiyle yola çıkılan araştırmanın detayları ve çözüm önerileri özetle şöyle:

1) Erken yaşta çalışmaya başlayan çocuklar, eğitim, beceri ve deneyim açısından sınırlı gelişmeleri nedeniyle, yetişkinliklerinde de iş bulamama ve yoksulluk döngüsünü kıramama riskiyle karşı karşıya.
Çocukların eğitimden kopmaması ve çocuk işçiliğinin önlenmesi, genç istihdamını doğrudan etkileyecek bir çözümdür.
2) Sosyal hayatın içinde aktif olarak bulunmayan, okumayan ve çalışmayan gençlere eğitim ve istihdam çalışmalarıyla ilgili bilgilendirmeler TV ve sosyal medya üzerinden yapılabileceği gibi yerel yönetimler, muhtarlar, ilgili bakanlıkların il/ilçe müdürlükleri üzerinden yapılması halinde daha ikna edici olacaktır.

3) Eğitime devamda, ailenin öncelikle manevi sonra maddi desteğinin önemini tüm çalışmalarda gözlemliyoruz. Çocuğunun eğitim almasının, orta ve uzun vadede önce çocuğun kendisine, sonra çevresine faydası dokunacağına dair farkındalığın her ailede eşit olmadığını söyleyebiliriz. Bu gibi anlarda özellikle öğretmenlerin, durumu fark ederek ailenin çocuğu desteklemesi için yardımcı olması, burs ve diğer olanaklar hakkında bilgilendirmesi binlerce çocuğun eğitime devam etmesini sağlayacaktır.

4) Ergenlik döneminde okulu sevmeyen, dersleri anlamayan, akademik başarıları düşük ergenler eğitim sistemi içinde tutulup, beceri kazandırma yönüne gidilmeli. Bunun için e-okul üzerinden bir takip sistemi oluşturulabilir.

Haberin Devamı

Sessiz ve görünmeyen gençler


5) Çeşitli nedenlerle eğitim sisteminden uzaklaşmış gençlere, hayatlarının ileriki bir döneminde eğitime dönebilecekleri kanalların açılması da önemlidir.
Açık öğretim yanında hızlandırılmış eğitim programları gibi programlarla tekrar örgün eğitime kazandırılan gençlerin, istihdam edilebilirliği artacaktır.

6) Meslek lisesi algısı toplumda değerli kılınmalı, “ara eleman” yerine “kalifiye eleman” tanımı tüm alanlarda kullanılmalıdır.

7) Araştırmalar gösteriyor ki, eğitim sisteminde kız çocuklara fırsat verildiğinde erkek çocuklardan daha başarılı olabiliyorlar.
Ancak çalışma hayatına geçişte erkeklerin gerisinde kalıyorlar. Genç kadının ailesinin olduğu ilde iş, güvenli bir ortamı araması, seyahat engeli olması gibi kriterlerden dolayı, genç erkeklerin daha avantajlı olduğu görülüyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği prensiplerinin işyerlerinde içselleştirilmesi, genç kadınlar için sürdürülebilir iş olanağı yaratacaktır. Bunun için ticaret, sanayi ve meslek odalarında, sendikalarda yapılacak eğitim ve ödüllendirme çalışmaları, kurumları da teşvik edecektir.

8) Staj ve/veya gönüllü faaliyetlerin, olanak varsa lisede başlaması, lisede olamıyorsa üniversitelerin bu tür faaliyetlere alan açması hayati önem taşımaktadır.
Aksi halde, ömrünü başarılı bir akademik hayata adamış, ancak iş ve hayat dinamiklerine uzak bireylerin, iş ortamı ve beklentilerine uyum sağlaması zor olabilir.

9) İşyerlerinde verilecek hizmet içi eğitimlerle, gençlerin kısa sürede işyerine adapte edilebilmesi sağlanabilir. Bunun için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları çalışmalar yapabilir. Sürdürülebilir iş, hem verimliliğin hem de istihdamın artmasını sağlayacaktır.

10) Günümüzde gözde olan bazı mesleklerin, 10-20 yıl gibi kısa bir süre içinde teknoloji ile elektronik sistemler, robotlar, aplikasyonlar üzerinden yapılacağına dair sürekli yeni araştırmalar yayınlanıyor. (Muhasebeciler, avukatlar ve taksi şoförlerinin yerini makineler alabilir. Ancak yaratıcılık, el becerisi, empati gerektiren işler daha uzun süre kalıcı olabilir.)
Ülkemizde eğitim sisteminin bilgiyi ölçmeye yarayan yapısının değişerek, yaratıcılığı, girişimciliği, sosyal becerileri öne çıkaran bir formata dönüşmesi, gençlerin eğitim ve istihdamda kolayca başarılı olmasını sağlayacaktır.
Araştırmalar ve çalışmalar gösteriyor ki, gençlere güvenerek ve önlerini açarak onları destekleyebiliriz. Gençlere yukarıdan bakmak yerine, bakış açımızı değiştirelim, her birinin kendine has özel birer birey olduğunu fark edelim.

Yazarın Tüm Yazıları