Pandemi döneminde Amerika ve Orta  Avrupa’da güç kazandık

◊ Korona iş dünyasını nasıl etkiledi...

- Pandemi önce Çin’de başladı, sonra diğer ülkelere sirayet etti. Özellikle İtalya ve İspanya çok etkilendi salgından. Bizim de sektördeki en büyük rakiplerimiz onlar zaten.

◊ Bunu nasıl avantaja çevirdiniz ki?

- Bu salgının Avrupa’ya gelip ülkemize ulaşmaması söz konusu değildi. Bunu düşünerek tedbirimizi önceden aldık. Onlar ise hazırlıksız yakalandılar.

◊ Nasıl tedbirler aldınız?

- Şirket içinde bir takım oluşturup bu konuda beyin jimnastiği yaptık. 38 maddelik uygulanabilir tedbirler öngördük, bunların hepsini zaman kaybetmeden hayata geçirdik. Mesela günde iki kez şirket genelinde ateş ölçümleri yapmaya başladık.

Daha “sosyal mesafe” konuşulmaya başlanmadan biz “Birbirimizden uzak duralım” dedik. Servislerimizi yarı kapasiteye düşürdük. Kimse kullanmazken biz maske kullanmaya başladık.

◊ Ama salgının ilk günlerinde bir fuarınız vardı. Tehlikeli değil miydi?

- Evet, Türkiye’deki ilk vakanın görüldüğü hafta İstanbul’da fuarımız vardı ama orada da bütün tedbirlerimizi almıştık. Hemen öncesinde, yani şubatta da İspanya’da bir fuarımız vardı. Bizim avantajlarımız oldu bunlar aslında.

◊ Çin’in kan kaybı bize yaradı mı diyorsunuz?

- Bir bakıma... Aralık ayında Las Vegas’ta fuar vardı. Ve o fuara Amerikalılar Çinli kabul etmedi. Dolayısıyla Türkiye’ye önemli bir alan oluştu. Çin’le ilgili tedirginlikler, “Bu iş daha da büyür ve Çin bize mal gönderemezse” gibi birtakım endişeler bu süreci etkiledi. Biz böyle bir süreci sıkıntısız atlatıp lehimize çevirmeyi bildik yani.

◊ Pandemi sürecinde hangi bölgelerde gücünüzü arttı?

- Amerika ve Orta Avrupa bu süreçte güçlenerek çıktığımız pazarlar oldu diyebilirim.

YARIŞIRKEN HER ŞEYİ UNUTUYORUM

◊ Erkan Bey, iş temponuz hayli yorucu. Buna rağmen çok sayıda hobiniz de var.

- Otomobil sporları en bilindik hobim. Ralli ile uğraşıyorum. 10 yıldır kesintisiz yapıyorum ama aslında gençlik yıllarımda başlayan bir hobi.

◊ Stresli bir spor değil mi?

- Evet, açıkçası çok zor bir spor. Ama otomobil bir tutku. Hazırlık süreci meşakkatli fakat yarış başladığı anda her şeyi unutuyorsunuz. Ben de zaten bunu seviyorum. Çünkü o anda dünya ile ilişiğiniz kesiliyor.

SARI-LACİVERT RENKLERE TUTKUNUM

◊ Otomobil kadar büyük bir tutkunuz daha varmış...

- Fenerbahçe...

◊ Kaç yıllık bir tutku bu?

- Çocukluğumda başladı. Renklerden dolayı o da. Bilirsiniz Ankaragücü de sarı-lacivert renklerdedir. İlk aklım ermeye başladığı zamanlarda Ankaragücü’nü ve Fenerbahçe’yi birlikte tutuyordum. Başarısını gördükçe zamanla daha çok Fenerbahçe’ye yöneldim.

◊ Maçlarına da gidiyor musunuz?

- Eskiden yurtiçi, yurtdışı demezdim, hiç kaçırmazdım. Ama son zamanlarda artan iş tempom buna pek fırsat tanımıyor. Onun için artık televizyonda izliyorum.

◊ Türkiye İtibar Endeksi araştırması sonucu NG Kütahya, seramik sektöründe en itibarlı firma seçildi. Sizin böyle bir yarışın içinde olduğunuzdan haberiniz yokmuş.

- Evet, 30 yıllık emeğimizin karşılığı oldu bu. Dediğiniz gibi bilgimiz dışında yapılan bir araştırma. Sektörün araştırıldığını, markaların yarıştığını hiç bilmiyorduk. Gelen bir telefonla NG Kütahya Seramik’in Türkiye’nin en itibarlı seramik markası seçildiği öğrendik.

DEVLETİN ALDIĞI KARARLAR ÇOK YERİNDE

 ◊ Var mı ekonomiyle, turizm sektörüyle ilgili bir öngörünüz?

- İyi olacağını düşünüyorum. Her inişin bir de çıkışı vardır. Ümit ediyorum ki en kısa zamanda, hasar daha da artmadan özellikle turizm sektörü canlanır.

Devletin aldığı kararları çok yerinde. Ekonomide geleceğin aydınlık olduğunu düşünüyorum.

Yurtdışı uçuşlar başladı, insanların morali yerine geldi. Yine de bunun kimseyi rehavete sürüklememesi lazım, neticede görünmeyen bir düşmanla karşı karşıyayız. Sosyal mesafeyi korumalıyız. Bizim toplumumuzda bir sarılma hali vardır ya.

◊ Şahsen onun eksikliğini hissediyorum...

- Toplumumuzda sevginin bir ifadesidir çünkü temas. Şu anda sırt sıvamayla idare ediyoruz, bir müddet daha böyle devam edeceğiz. Umarım en kısa zamanda eski adetlere döneriz.

 KÜTAHYA’YA GÖBEKTEN BAĞLIYIM

 ◊ Aileniz Kütahya’ya bir de müze kazandırmış. Bu projeyi hayata geçirirken amacınız neydi?

- Babamın ilk mesleği kerestecilik. O kereste fabrikasında kullanılan ilk makinelerin bir kısmı orada. İlk tabelası yine orada, küflü paslı haliyle. 15 klasik otomobil var. Seramikler, çiniler, tarihi paralar ve Milli Piyangolar da var. Ziyaretçileri tarihimize, kültürümüze götürmek üzere hazırladık bu müzeyi.

◊ Kütahya’ya çok bağlı gibisiniz...

- Göbekten. (Gülüyor) Çocuklarım da İstanbul’da doğup büyüdüler ama “Nerelisin?”, “Kütahya”. İşlerimizin büyük bölümü orada.

 HATAYI KABUL EDERİM AMA İHMALİ ASLA

◊ Karar alırken de direksiyon başında olduğunuz kadar hızlı mısınızdır?

- Evet. O anda karar veremiyorsam da en fazla bir gün beklerim. Zaman zaman yanıldığım oluyor ama yanlış karar vermekten korkmam ben. En kötü karar, kararsızlıktan iyidir. İş bekletmem asla. Çalışma arkadaşlarıma da hep söylediğim şudur; istediğiniz kadar yanlış yapabilirsiniz yeter ki işi ihmal etmeyin. İşte ihmali kesinlikle kabul edemiyorum ama hata insanlara mahsus, o bir şekilde telafi edilir.

DİKKAT, TRAKTÖR ÇIKABİLİR!

 ◊ Otomobil kullanmayı seven herkes ralli pilotu olabilir mi?

- Bu işe başlamak için hem otomobil kullanma tekniklerini iyi bilmeniz hem de sizde bu becerinin olması lazım. Herkesin yapabileceği bir şey değil.

◊ Tehlikeli bir spor...

- Aksine son derece güvenlidir. Araçlar gündelik hayatta kullandıklarımızdan daha güvenli. Ayrıca yarıştığımız yollar trafiğe kapalı.

◊ Hiç mi kötü sürprizler yaşanmıyor yani?

- Ha zaman zaman olmaması gereken şeyler oluyor tabii. Mesela karşınıza traktör çıkabiliyor!

◊ Traktör mü?

- Tabii, dağ yollarındayız çünkü. Ya da inek, köpek çıkabiliyor.