Paylaş
◊ Modern seyyah misali şehir şehir dolaşıp konser veriyorsun. Nedir sana olan bu ilginin temelinde yatan?
- Birden bu noktaya gelmedim ki. Yaklaşık 20 yıldır sahnelerdeyim. 10-11 yıldır da tabiri caizse ünlü vasfındayım. Tanınmam 10 yılı buldu.
◊ Kaç yaşından beri sahnelerdesin yani?
- 19 galiba... Aslında 16-17 ama tam olarak sahnelere geçmem, gitarla solo programlar yapmam vesaire 19’u bulmuştur. 10 yıldır da insanlar beni tanıyor işte.
◊ Zaman tanınmanı sağladı yani...
- Yok, albüm çıkardım, o tanıttı (gülüyor).
◊ Konser ve sahne programlarına gösterilen ilginin tek sebebi şöhret değildir herhalde...
- Yani... Yıllardır bu işle uğraştığım için sahnede neyin doğru neyin yanlış olduğunu net anlıyorum. Ayrıca ben öncelikle kendim eğlenmek için şarkı söylüyorum. İnsanlar da eğlenmek için geldiğinden, bir noktada buluşuyoruz.En önemlisi sahnemizde elektronik hiçbir şey yok.O an ne duyuyorsanız canlı. Hem bunun, hem samimiyetimin hem de şarkı söylemekten haz almamın etkisi var.
POPÇU YA DA ARABESKÇİ DEĞİLİM, ŞARKICIYIM
◊ Seni daha çok hangi yaş grubu dinliyor?
- 17-36... O yaş aralığı.
◊ Çok net yanıt verdin. Nasıl bu kadar eminsin?
- Bunu yeni ölçtürdük çünkü. 17-36 yaş aralığı izleyicimin yüzde 78’ini oluşturuyormuş.
◊ Sen gençlere arabeski de sevdirdin sanki...
- Bundan 9 yıl önce “Beyaz Show”da “Kendini ne olarak görüyorsun, popçu mu?” diye sormuşlardı.
O zaman dedim ki “Ben popçu, rock’çı, arabeskçi ya da herhangi başka bir şey değilim, ben şarkıcıyım...”
Pop albümü yapmadan önce 4 yıl sadece İngilizce şarkı söyledim. Ama bu beni başka bir kategoriye sokmaz. Daha önemlisi Allah bana bir yetenek nasip etmiş, her türlü şarkıyı söyleyebiliyorum.
◊ Her tür şarkıyı söylemenin yolu ne? Doğal yetenek mi özel şan eğitimi mi?
- Bir müziği seslendirebilmek için bence önce onu çok fazla dinlemek, kulağa yerleştirmek gerek. Kulağına yerleşen şey, iyi bir müzisyen ve şarkıcıysan ağzından da çıkıyor.
◊ Ses rengi de önemlidir herhalde...
- O ses rengi Allah’ın lütfu, benim bir yeteneğim değil. Ama herhangi bir şekilde arabesk, pop, rock, caz söylemek isteyenlerin öncelikle kulağını söylemek istedikleri müzikle doldurması lazım.Ben hayatımın her döneminde müzik dinledim.Dream Theater da söyledim White Snake de. Akabinde Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, sonra Zuhal Olcay, Fatih Erkoç. Yani her şeyi söylemeyi
denedim.
FATİH ERKOÇ’UN ÇEYREĞİ OLABİLİRSEM NE MUTLU BANA
◊ O zaman bu yola çıkarken en çok kimleri dinlerdin diye sorayım...
- Ha yola çıkarken diyorsun. Ben Fatih Erkoç’a bayılıyorum. Ki kendisiyle sadece bir kez tanıştım, hiç uzun uzun sohbetlerimiz falan olmadı.
Ama Fatih Erkoç benim için çok kıymetli ve önemli bir hocadır. Çok severim, örnek alırım. Onun yarısı, hatta çeyreği olabilirsek ne mutlu bize.
◊ Yeni jenerasyon müzisyenler hakkında ne düşünüyorsun?
- Yeni derken...
◊ Gençler işte...
- Müzik son dönemde değişmeye başladı.
◊ Hangi açıdan?
- Sound olarak da anlayış olarak da değişiyor. Sonuçta yeni jenerasyonda çok beğendiğim isimler de var, hiç beğenmediklerim de.
BEN HADDİNİ BİLEN BİR MÜZİSYENİM
◊ Yenilere tavsiye verecek olsan...
- Hiçbir tavsiyem yok. Müzik koskocaman bir deniz, ben küçücük bir damlayım, kimseye tavsiyem olamaz.Haddini bilen bir müzisyenim. Belki iki üç enstrüman çalabiliyorum ama hiçbiri için “mükemmel çalıyorum” diyecek cürete sahip değilim çünkü sadece şarkıcıyım.Buna rağmen bana ısrarla “Gençlere ne tavsiyen var?” diye soracak olursan, bence en büyük tavsiye yaptığın işte mütevazı olmaktır.Boyun uzadıkça, devleştikçe, boynun bükülmesidir.Onun dışında böyle çalın, şöyle şarkı söyleyin demem, asla böyle bir hadsizliğim olamaz.
◊ Yeni çalışmalar, yeni projeler var mı ufukta?
- Var aslında, hem de çok fazla yeni çalışma var. Ama çıkarmak için beklemek zorundayım.
◊ Neden?
- Henüz yeni “İz” diye bir albüm çıkardığımız için.
◊ Albüm için bekleyeceğiz, onu anladım. Single, düet gibi çalışmalar da mı olmayacak?
- Olacak olacak. Şimdi biri var ismini vermeyeceğim ama sen tanıyorsun...Onunla oturduk, yemek yedik. Kendisiyle bu aralar bir düet çalışmamız olabilir.Yüzde 99 olacak hatta, üzerinde çalışmaya başladık.Onun dışında “İz” albümümden bir şarkıya da rap’çi Tepki kardeşimle bir cover
yapıyoruz.
ARYA YÜZÜNÜ GÖSTERMEK İÇİN BENİ DOKTOR ODASINDA 3 SAAT BEKLETTİ
◊ Gelelim babalık heyecanına...
- İkinci babalık heyecanı. Abi o çok karmaşık bir durum ya. Zeynep, Arya’dan daha hareketli bir çocuk mesela...
◊ Doğmamış kızından mı bahsediyorsun?
- İlk izlenim olarak tabii, anne karnındaki hali için konuşuyorum. Arya’yı kımıldatamıyorduk biz. Sırf yüzünü göstermek için bile beni doktor odasında 3 saat bekletti. Zeynep hiç öyle değil, acayip hareketli bir çocuk. Durmuyor annesinin karnında.
◊ İkinci heyecan, ilkinden farklı mı?
- Yine çok heyecanlıyım tabii. Ama Arya o kadar büyük bir aşk ki, yeni gelene o kadar âşık olacak mıyım kestiremiyorum...
◊ Aralarında çok az yaş farkı olacak.
- Öyle istedik. Çünkü Arya inanılmaz derecede arkadaş canlısı bir çocuk. Biz de hemen bir kardeş yapalım da birlikte büyüsünler, dertlerini, tasalarını, mutluluklarını paylaşsınlar, abla-kardeş gibi değil iki can, iki dost olsunlar dedik.
PARAM YOKTU SEZEN AKSU’YU EN ARKADAN İZLEDİM
◊ Bir başka heyecan daha var yaşadığın, Harbiye konseri yaklaştı.
- Evet 24 Temmuz’da. Beşinci kez Harbiye’de olacağız. Yine büyük bir şov hazırlıyoruz. Her sene sold out. Allah izin verdi, başladığımız günden beri iyi gidiyor, mutluyuz yani. İlk sene çok heyecanlıydım.
◊ Harbiye her solistin hayalidir. Senin de hayallerini süsler miydi?
- Yanlış hatırlamıyorsam 15-16 yıl önceydi, orada Sezen Aksu’yu izlemiştim. O zamanlar param da yoktu doğru dürüst, en ucuz biletlerden almıştım. Hiç unutmuyorum, bir şarkısını söylerken aniden sustu, binlerce insan hep bir ağızdan şarkıya devam etti. O zaman demiştim ki Allah’ım acaba bana nasip olacak mı bu... Anlatamam sana oradaki hissi. Şerefim üzerine yemin ediyorum, ilk Harbiye konserinde de o günkü duyguyu birebir hissettim. Sahneye ilk çıktığımda, kimse anlamadı belki ama alnımdan ayak parmağıma kadar terliyor, tir tir titriyordum. Aklım çıkıyordu. Ama o muhteşem anı yaşamak nasip oldu. Ben sustum, şarkımı binlerce kişi söylemeye başladı. Kimse beni güçsüz zannetmesin, kimse beni yalnız zannetmesin şu hayatta. Ailem sol cebimdeyse sevenim ve sevmeyenim de sağ cebimde karışmış durumda. Şu hayatta yalnız değilim, onun için de aldığım nefesten yaşadığım güne, 40 yıllık hayatımda sahip olduğum her şeye şükrediyorum.
BEN HEP YANLIŞ ANLATILIYORUM
◊ Zaman zaman yanlış anlaşıldığını düşünüyor musun?
- Zaman zaman mı? Ben hep yanlış anlaşılıyorum. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaktan ziyade hep yanlış anlatılıyorum.
◊ O da ne demek?
- Örneğin geçenlerde bir emniyet şeridi muhabbeti oldu. Yanlış anlatılmaya en iyi örneklerden biri işte. Benimle bir röportaj yapıldı, emniyet şeridi mevzusu açıldı. Dedim ki “Yaptığım hatayı savunacak ya da bunu örtbas etmeye çalışacak kadar cahil, eğitimsiz değilim. O kadar aptal değilim, yaptığım hatanın farkındayım. Fakat o gün kızımla alakalı bir durum söz konusu olduğu için emniyet şeridini kullanmak zorunda kaldım. Anneannesi kızımın yanağında bir kırmızılık görmüş, haber verdi, annesiyle beraber acilen ona ulaşmak istedim. Yine böyle bir şey olsa Allah göstermesin, yine kullanırım emniyet şeridini...” Anlattığım bu kadar basit. Ama başlık şu: Yine olsa yine yaparım! Sen bunu dersen millet de sana “Ulan hayırdır, neyin kafasını yaşıyorsun” demez mi? Ben yanlış anlaşılmıyorum, yanlış anlatılıyorum.
İnsanlara yanlış aksettiriliyor söylediklerim. Bende genel bir şanssızlık hali de var. Yani biraz da olayları çekiyor gibiyim. Hiçbir şey yapmasam da beni buluyor.
◊ Güvenlik şeridinde seni çekip sosyal medyada yayınlayan kişiye kızgın mısın?
- Kızmak değil de o kardeşim beni bulsun, rica ederim. Benim ne gibi bir aciliyetim olduğunu bilmeden yaptı bunu. En azından camını açıp “Hayırdır abi bu kadar korna çalıyorsun, nereye gidiyorsun, senin ayrıcalığın ne?” deseydi ya, o zaman belki cevabını alırdı.Ama kendisi çekti ve sonra bunu sağa sola gönderdi. O arkadaş cesur olsun, Allah aşkına beni bulsun... Bir konsere gelsin, çıksın karşıma “Ben çektim birader o videoyu” desin, ben de ona iki cümle söyleyeyim.Yapsın bunu. Herkes bir de kendi hayatına baksın. 2010 yılında 488 bin kişi emniyet şeridinden gittiği için ceza yemiş. Bu sene rakam 700 binleri bulmuş. Ama sen bir beni konuşuyorsun.Şu röportajı okuyanlar arasında emniyet şeridini kullananlar bir el kaldırsa ya...
SAKALIMI KESSEM ÜZÜLÜRÜM DE ARABAM GİTSE UMURUMDA OLMAZ
◊ Bu arada yeni otomobilin hayırlı uğurlu olsun.
- Aslında o araba alınalı 4 ay oldu. O da, bir arabamı sattım başka bir araba aldım, bunu konuşmak çok ayıp yani. İnsanların kullandığı otomobille, giydikleriyle anılması, bunların konuşulması çok ayıp.
◊ Ama hayranların bu detayları merak ediyor.
- Olsun. Yine de insanların benim otomobilimi, yiyip içtiğimi konuşmasından utanıyorum. 12 yıl önce en büyük hayalim bir Vosvos almaktı. Kız arkadaşımla en büyük lüksüm dilim pizza yemekti. Üç arkadaş aynı evde kalırdık, hiçbir zaman ev kiramızı zamanında ve tam ödeyemedik. Yani ben varlığı da biliyorum yokluğu da. 10 yıl önce bu arabanın lastiğini satın alamayacak bir araba hayal ediyordum, şimdi bu araca biniyorum. Yarın bu araba olmasa hayatımdan zerre kadar bir şey eksilmez. Sakalımı keserim daha çok üzülürüm, araba umurumda olmaz!
Paylaş