İş başa düşsün

Sayın Emine Erdoğan’ın çok uzun zamandır üzerinde titizlikle durduğu bir projesi var; sadece biz değil tüm dünya için hayati bir konu olan “sıfır atık”...

Haberin Devamı

Emine Erdoğan’ın gençlik yıllarından beri israf konusunda çok hassas olduğunu da biliyorum.
Ancak gördüğüm kadarıyla ne kadar konuşulursa konuşulsun, yazılırsa yazılsın, “sıfır atık” konusunda yeterli mesafe alınamıyor.
Sebebi de biziz.
Vatandaş olarak üzerimize düşeni gereğince yapmıyoruz.
Eğer evlerde böyle bir hareket başlamazsa, hassasiyetin genele yayılmasını ve sonuç alınmasını beklemek hayal olur.
Nasıl mı?
Bir Almanya örneğiyle açıklayayım. Almanya’da elinizdeki çöpü mutfaktaki yanlış çöp torbasına atarsanız kıyamet kopar. Çünkü atıklar türlerine göre ayrılır ve onlara göre belirlenen renkteki torbalara konur.
Çöp ayrıştırma evde başlar, görev gibidir ve kimse bu kurala uymamayı aklından dahi geçirmez.
Dışarıda da çöpü yanlış kutuya attığınız takdirde yaptırımlarla, ciddi para cezaları ile karşılaşırsınız, hiç affı yoktur.
Türlerine ayrılması sayesinde bu atıkların büyük kısmı tekrar kullanılır ve kompostlanır.
Bu da kaynak tasarrufu sağlayarak doğayı korur.
Dikkat edilen diğer konu, depozitolu şişeler...
Bu şişeler konteynerlere atılmayıp depozito ücretini geri almak üzere süpermarketlere iade ediliyor.
Çoğu süpermarkette cam şişe başına 8 cent, plastikler içinse 25 cent ödeme yapan şişe iade makineleri bulunuyor.
Çoğunlukla gazlı su içen Almanlar için şişe geri verme işi haftalık bir ritüele dönüşmüş durumda.
Almanya atık ayırmada neredeyse dünya şampiyonu...
Bu hem çevre felaketini önleme hem de maddi kaybı minimuma indirme açısından çok etkili.
Peki biz bunu neden yapmayalım?
Bu konuda hem daha fazla geri dönüşüm kutusu yerleştirme bakımından belediyelere, hem de onları en verimli şekilde kullanma konusunda bizlere büyük görev düşüyor. Haydi... İş başa düşsün artık.

Haberin Devamı

Bu kasalarda para
değil “sevgi” geçiyor

Daha önce defalarca yazdım, bir kez daha mutluluk ve gururla tekrarlamak istiyorum:
Normal zamanlarda farklı konularda fikir ayrılıkları yaşasa da zor şartlarda gönül birliği yapan milletlerin sırtı yere gelmez.
Tıpkı bizim gibi...
Pandemi sürecinde olan olmayana el uzattı, düzenlenen destek kampanyaları rekorlar kırdı, yüz güldürdü. Kiminin karnı doydu, kiminin yüreği...
Bunları bir kez daha düşünmeme sebep olan ise Beyoğlu Belediyesi’nin ihtiyaç sahiplerine yardım amacıyla açtığı Sosyal Market... Bu marketten yeni haberdar olan ve “Devamı gelir inşallah” diyenlerdenim.
Market halihazırda devam eden pandemi sürecinde tam 4 bin 210 aileye el uzatmış.
“El uzatmış” diyorum, çünkü adının market olduğuna bakmayın, burada para falan geçmiyor. İhtiyaç sahipleri kendilerine verilen Sosyal Kart ile ihtiyaç duydukları ürünleri ücretsiz temin ediyor. İçinde de gıdadan giyime, temizlik malzemesinden kişisel bakım ürününe hemen her şey mevcut...
Üstelik salgın nedeniyle evlerinden çıkamayan yaşlı, engelli ve kronik rahatsızlığı olanların yardım paketleri, görevliler tarafından evlerine teslim ediliyor.
Tek bir belediye, kendi sınırları dahilindeki yaklaşık 20 bin kişiye her ay bu yardımı yapabiliyorsa, bunu yapmayı düşünüyorsa...
Biz bize yeteriz de artarız bile...
Ne mutlu bize...

Haberin Devamı

Gelinliksiz gelin kalmasın
Sosyal Market demişken, market bünyesindeki “Mutluluklar Eksilmesin” dükkanını pas geçmek istemedim. Bu dükkan da ihtiyaç sahibi gelin-damat adaylarının mutluluklarına mutluluk katma hedefiyle açılmış.
Bu da bir Seyhan Yıldız projesi. Hayırseverler tarafından bağışlanan gelinlik ve damatlıklar, evlilik hazırlığındaki çiftlere ya da evlenmiş ama maddi imkansızlıklar nedeniyle gelinlik-damatlık giyememiş olanlara bedelsiz olarak kiralanıyor.
Gelin başından damat tıraşına, gelin arabasından konfetiye her detay bu mutluluk paketine dahil...
Hazırlıklar tamamlandığında çiftler Sosyal Market görevlilerinin alkışları arasında marketten ayrılıyor ve düğün fotoğrafları için Galata Kulesi’ne geçiyor. Kimi çiftlerin çocukları da bu özel fotoğraflarda yer alıyor.
Bir şekilde gelinlik giyememiş ya da imkansızlıklar yüzünden giyemeyecek olanları düşünüyorum. Onlara ve eşlerine yaşatılan mutluluğu... Duygulanmamak elde değil gerçekten... Teşekkürler Beyoğlu Belediyesi, Teşekkürler Haydar Ali Yıldız, Teşekkürler Seyhan Yıldız.

 

Yazarın Tüm Yazıları