Paylaş
◊ Pandemi döneminde ortalığı bir dalgalandırdınız.
- (Gülüyor) Gerçekten de “Dalga Dalga” şarkım internette iyi patladı. Ciddi sayıda paylaşım oldu.
◊ Nereden çıktı böyle keyifli bir şarkıyla karantinayı delmek?
- Aslında beni harekete geçiren Demet Akalın oldu.
◊ Sizin aranızdaki buzlar eridi, değil mi?
- Bir dargın bir barışık durumu yaşamıştık ama şimdi aramız çok iyi. İkimiz de Acarkent’te oturuyoruz zaten, komşuyuz yani. O beni izlemeye geliyor, ben onu izlemeye gidiyorum.
◊ Demet Akalın nasıl dahil oldu bu projeye?
- Benim bu şarkıyı yaptığımı biliyordu Demet. Şarkı bir anda internette patlayınca aradı, “Oğlum bak senin şarkı internette yürüyor, bir an önce çıkar, geç kalma” dedi. Benim aklımda o ara single’ı hazırlamak yok, pandemi dönemi, evde yatıyorum. Ama o arayınca “Doğru söylüyorsun” dedim, süreci hızlandırdım. Çok doğru kararmış. Eve kapanıp kalan milletin enerjisini yükseltti, herkese çok iyi geldi şarkı.
◊ Şarkı mı türkü mü?
- Türkü aslında.
YENİ NESİL DINGIR DINGIR TÜRKÜLERİ DİNLEMİYOR
◊ Onun için soruyorum. Bazıları bu düzenlemeye tepkili.
- “Türkülerimizi niye bu hale getirdiniz?” diyorlar.
◊ Yani...
- Ama şöyle bir durum var... Bu “Dalga Dalga”yı çocuklar sevdi. Kendi çocuklarım ezbere söylüyor. Yeni nesillere türkülerimizi sevdirmişiz demek... Biz bunu yapmasak unutulup gidecek belki de türküler. Diyorlar ki “Bu türküyü bilmem kimden dinlememiz lazım”... Yeni nesil ondan dinlemiyor işte dıngır dıngır. Bu aranjede, bu sound’da şarkıları dinliyorlar.
◊ Klip de ilginç bu arada...
- Eğlenceli bir çalışma oldu. Yoldan gelip geçenler klibimizde oynasın fikrinden yola çıktık. Midyeci de var, karpuzcu da...
◊ Ben sizi o kliple keşfettim ama en çok program yapan isimlerdenmişsiniz.
- Radyoda şarkısı çalınan arkadaşlarımızı genellikle sahnelerde göremiyoruz aslında. Bazı arkadaşlarımız var ki her yerde şarkıları çalınıyor ama neredeyse tek bir konserleri, programları yok.
◊ Sizin farkınız ne?
- Ben belli bir rutinde yıllardır sahnedeyim. Sahne hayatı ile albüm sayısı çok farklı şeyler. Şarkı ile sahneyi bağdaştırmamak lazım.
◊ İyi de şarkı tutarsa sahne ve konser talebi de artmaz mı zaten?
- Bakın, pek çok kişi günü geliyor bir şarkı patlatıyor. Ve 6 ay bilemedin 1 sene boyunca konser yapıyor. Ama o sürenin sonunda bir daha göremiyoruz o insanları. Bense yıllardır haftanın üç-dört günü sahnedeyim.
◊ Nedir bu işin sırrı?
- Beni seven, beni bırakmayan bir kitlem var.
◊ Nerede bu kitle?
- İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Çeşme’de, Bodrum’da... Geçen hafta Çeşme’de program yaptım, yer yerinden oynadı. Sahne enerjisi bambaşka...
◊ Sahnede kendinizi kanıtladınız tamam, peki single seçimlerini nasıl yapıyorsunuz?
- İnanmadığım şarkıyı okumam. Her zaman sevdiğim şarkıları yapmaya çalıştım. Başkaları şarkı yapıp sonra sahneye çıkmak istiyor, ben sahneye çıkıp arada şarkı yapıyorum.
◊ Siz ters yönde ilerliyorsunuz gibi geldi bana...
- (Gülüyor) Yooo, şarkı yapmak bana bir şey kazandırmıyor ki. Adımı biraz daha geniş kitlelerin duymasını sağlıyor, o kadar. O olmadan da zaten işimi yapıyorum. Stüdyoda okuyacağım şarkıları nasıl seçtiğime gelince... Ben bir şarkıyı albüme koyuyorsam eğer, mutlaka önceden sahnede okumuş, seyirciden de bir tepki almışımdır. “Dalga Dalga” da öyle oldu. Önce sahnede okumaya başladım, çok sevildi, ben de “Albüm haline getireyim” dedim.
ÇARŞAMBA CİROLARIM CUMARTESİDEN YÜKSEK
◊ Ağustos ayında işletmecilerin ve sizin yüzünüz güler mi?
- Beni dinlemeye gelenler çok kalabalık günleri tercih etmiyor. Ben hafta içi daha iş yapıyorum. Çarşamba cirolarım cumartesiden yüksek.
◊ Sizin her işiniz ters...
- Başka bir kitlem var diyorum ya! Beni hafta sonu sokaklarda gezmeyip de hafta içi çıkanlar sever. Salı akşamları İstanbul-Ataşehir’deki Muamma’da çıkıyorum.
◊ Bu yazı Bodrum’da mı geçireceksiniz?
- Bodrum ve Çeşme... Beni izlemeye gelenlerin dükkanı beğenmesi de önemli. Çağırdığım misafirlerime mahcup olmamam lazım. O yüzden sahneye çıkacağım yerleri iyi tartıyorum. “Evet” demeden önce gidip mekana bir bakarım.
◊ Nesine bakıyorsunuz?
- “Misafirlerim orada mutlu olacak mı? Çok yüksek paralar harcatıp onları kazıklayacaklar mı?” diye bakarım. Ayrıca her zaman ön iki sıra bana, benim dostlarıma aittir.
◊ Ünlü dostlara mı?
- Ünlülerden hiç fayda yok, hiç para harcamıyorlar. (Gülüyor) Hiçbirinden para alamadık daha. Dostlardan, işadamlarından fayda var.
DÜZENİ OLANIN ÖMRÜ UZUYOR
◊ Evlisiniz değil mi?
- Evet, üç de çocuğum var. Hatta bence bütün sanatçıların evli olması gerek. Ben evli olmasaydım ne olurdu? Sahne sonunda birileriyle program yapmak zorunda kalırdım. Ama ailen olduğunda mekandan çıkar çıkmaz evine gidiyorsun.
Bir düzenin var. Düzeni olan şarkıcıların da bu piyasadaki ömrü uzuyor.
EŞİMİN BOŞANMA AVUKATI OLMASI SIKINTILI BİR DURUM
◊ Eşiniz de bu camiadan mı?
- Yok, o avukat. Ben ne kadar hiperaktifsem o da o kadar durgun. Denge bu işte. O da benim gibi olsa büyük kavga çıkardı muhtemelen.
◊ Yani her daim avukatınız yanı başınızda, sizin açınızdan avantaj...
- Pek avantaj değil aslında, çünkü boşanma avukatı. En ufak kavgada kağıdı çıkarıverir. Sıkıntılı bir durum.
◊ Belki de gizli gizli dosya hazırlanıyordur gıyabınızda.
- Dosya hazırlamıyor da atıştığımızda gece oturup bir dilekçe yazıveriyor, sabahına “İmzala bunu, boşanıyoruz” diyor. (Gülüyor) Cırt yırtıyorum, “Aşkım toparlarız biz onu” diyorum.
◊ Evde sık sık gerilim yaşanır mı?
- Sık değil ama sonuçta oluyor bazen tabii, kaç yıllık evliyiz, atışabiliyoruz. Ama evden çıkıyorum, biraz sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüyorum.
◊ Nasıl tanışmıştınız siz?
- Benim avukatımdı. (Gülüyor) Kendisi arkadaşımdı aslında. Sonra bir davamız oldu, o konuda bana yardım etti. O kadar sakindi ki âşık oldum.
◊ Nasıl bir babasınız?
- İkizlerim bana “Komik baba” diyor. Eşimin annesi ikiz. Bir kuşak atlarmış ya, bize denk geldi. Zaten bende bir çocuk vardı, ikizler doğunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. “Allah’ım ne oluyor” dedim.
◊ Kaç yaşındalar?
- Kızlar 3.5 yaşında, oğlum da 11. Şimdi “İyi ki ikiz doğmuş” diyorum. İkiz bir lütufmuş meğer.
◊ Kız çocukları ile babaları arasında çok güçlü bir bağ olduğu söylenir.
- Kesinlikle. Mesela bazen konser için iki günlüğüne Ankara’ya gidiyorum. Oğlan, “Ben geldim” dediğimde “Nereden geldin” diyor. Ama kızlar, “Babacıııım” diye bağırarak karşılıyor.
Paylaş